Eğitim Sitesi

Çanakkale Savaşı Şehitlerine Şiiri

Çanakkale Savaşı Şehitlerine Şiiri | İLAYDA KÖSEOĞLU

ÇANAKKALE SAVAŞI ŞEHİTLERİNE
ÇANAKKALEDE DÜŞTÜ ŞEHİTLER
ARKASINDAN AĞLADI ANNELER
NAZLANMADAN GİTTİLER
ANCAK ONLAR BİZİM İÇİN HAYATLARINI FEDA ETTİLER
KANLARINDAN BAYRAMIZI ELDE ETTİLER
ATAMIZ BAŞLATTI ONLAR DEVAM ETTİRDİLER
LAKİN ÇANAKKALE SAVAŞINDA ÖLDÜ UFAK ASKERLER
EMEK VERDİLER BİZİ HAYATA DÖNDÜRDÜLER

SAVAŞTA BAZEN DÖNEMEDİLER
AÇ SUSUS KALDILAR
VAZGEÇMEDİLER DEVAM ETTİLER
ASKERLER BİZE HAYATIMIZI VERDİLER
ŞANLI BAYRAĞI ELDE ETTİLER
IRMAKLARDAN SU YERİNE KAN AKTI ONLAR VAZ GEÇMEDİLER ŞAVAŞTI

add

Çanakkale Savaşı Şehitlerine Şiiri eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler bilgilendirici şiirler dersimiz.com şiirleri öğrenci şiirleri amatör seçme şiirler şiir okul şiir sitesi

Çanakkale Savaşı Şehitlerine Şiiri Hakkında Yorum Yazın...
  

Çanakkale Savaşı Şehitlerine Şiiri Hakkında Yorumlar

Ben Güzel olmuş beğendim

Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.

Benzer Çanakkale Zaferi Şiirleri

Her 18 Mart’ta Şiiri

Türk’ün ceddi kahraman,
Minnetle anılacak,
Her 18 Mart’ta,
Zaferi kutlanacak…

Bu öyle bir savaş ki,
Tüm Dünya açısından,
Karada ve denizde,
Acı ve can kaybından…

Hesap tutmamış idi,
Türk, bilmediklerinden,
Çanakkale Boğazım,
Geçit vermediğinden…

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

On Sekiz Mart Çanakkale Destanı Şiiri

Firuze iki derya kuşanır Gelibolu,

Yarımada kıbleden yaslanıyor şimale.

Toprağı Rumeli'dir, havası Anadolu,

Yadigâr bu vatana rengi kanayan lâle!

Cennet'i anımsatan büyülü yarımada

Sükûtuma da sebep, tüten efkârıma da...

Seddülbahir'le başlar nihayeti Bolayır,

Safir kesilmiş suya zümrüt yansıyan bayır.

Kudret kalemi ancak çizerek dört kesmini

Yeryüzüne düşürür derya fonlu resmini.

Çevir yüzünü gitsin, kibri ahkâm kesenden;

Bu El-Kaviyy mührünü sökemez beşer senden.

Efsunkâr Şimal Tacı yedi yıldızlı hale

Yalnız senin başına yakışır Çanakkale.



İlahî bir lütuftur Çanakkale Boğazı,

Mavi senin tülünde ne efsunkâr mavidir.

Sanki ipek gergefte sülüs ve celî yazı

Akışı şiir gibi... Kalemi semavîdir!

Ege'yle Marmara'nın gökyâkutlu visali

Hayallere sığmaz ki; düşte düşün misali!

Amber buğulu Asya koparken Avrupa'dan,

Suyuna miski katıp dökmüş altın kupadan.

Mağribi güneşlerde tüllenen Marmara'yı

Süzerken yanan gözler nasıl seçsin karayı!

İbrişim sırmalanıp atlas kuşanan beden

Göze nasıl görünür acaba gök kubbeden?

İki derya coşkusu sığmaz hiçbir risale

Cebelitarık seni kıskanır Çanakkale!...



Beş bin yıllık tarihî antik kent Çanakkale

Savaş ve afetlerle yıkılsa da doğrulmuş.

Asırlarca ışığı sönmeyen bu meşale

İlim irfan yuvası kültür ile yoğrulmuş.

Karasi Beyliği'nden sancaksın Osmanlı'ya,

Senin yazdığın tarih bu kadar mı şanlı ya!...

Kilitbahir karşında şeklen yoncaya benzer,

Suya aksi düşmesin gülden goncaya benzer.

Var mı Kumkale gibi düşlerin en ırağı?

Ege'den meltem alan Asya'nın son toprağı.

Tarihî mirasından gönüllere kayan sır

Eceabat ufkunda denize başka yansır!

Yazılsa kâğıt yetmez; şiir akar makale,

Kalemleri tüketen şehrengiz Çanakkale.



Sömürgeci ve zalim itilaf devletleri,

Dört kıtanın ifriti yamyamıyla beraber;

İstanbul hayaline kesmişler biletleri,

Mücadeleden yılmaz aslanlardan bîhaber!

And içmişler birlikte Fransız İngiliz'i

Nâmert elle, Cennet'ten koparmaya filizi!

Avustralya, Senegal, Cezayir ve Kanada

Gözlerini karartmış güç yetilmez inada.

İngiliz'i anladık... istiladır emeli,

Peki ya şu Zenci'ye, Hindu'ya ne demeli?

Sökülmek isteniyor ki evlad-ı fatihan;

Avuç içi karaya yüklenmiş bütün cihan!

Melekler diyarında bu iş gelmez ihmale,

Şeytan'a geçit vermez şahlanır Çanakkale!



Yıl, bin dokuz yüz on beş: On sekiz mart zaferi!

Çanakkale Boğazı Sırat Köprüsü'nden dar,

Aslan kesildi o gün her Osmanlı neferi,

Kumkale tarafından Seddülbahir'e kadar!

Kilitbahir neresi. Yeni Zelanda nere?...

Düşman boğaz sanıyor... Çelik kollu cendere!

Zırhlı gemiler gelmiş dünyanın bir ucundan.

Kartal pençeyle kaptı deryanın avucundan!

Hangi tarih yâd etmez O vefakâr Nusrat'ı

Döşediği mayınlar aratmadı Sırat'ı!

Yarım Dünya geçiyor, Seyit Onbaşı davran

Kaldır top mermisini tarihe yazsın Havran!

Cennetin bu köşesi nasıl uğrar işgale?

Sükût ikrar dilidir, haykırsın Çanakkale!



Takdir-i İlahidir meleklerin yardımı,

Komutanı Cebrail, bütün ordusu melek...

Gemiler zırhlı diye İstanbul'a vardı mı?

Burası Çanakkale, tufan koparan felek!

Vurulan Kara Belâ yan yattı tabak gibi

Üç dakika içinde mekanı deniz dibi...

Yarım Dünya diyorsan kaderi ondan farksız,

Zırhından yara almış; dümeni kırık, çarksız.

Dokuz savaş gemisi su içinde kavruldu,

Mayın ve obüslerle kaderine savruldu.

İfritlere acımaz yol vermiyor Cebrail,

Yerden fışkıran derya göklere oldu nail.

Düşmanları boğazda kahreden bu şelale,

Nuh Nebi'den sonraki tufandır Çanakkale!



Seddülbahir benzeri sarsıldı Anzak Koyu

Sanki Kıyamet sesi, Sûr üflüyor İsrafil!

Conkbayırı ve Kirte yazılmaz ömür boyu,

Yer ve gökle beraber denizi sarmış gafil.

Mermi mermiyi vurdu, süngü süngüyü yardı;

Toprak yamyam kaynıyor kesilmez oldu ardı.

Adım atacak yer yok Hindu ve Berberi'den,

Anzak'la Kanada'lı koşturuyor geriden.

İngiliz başı çekmiş Fransız'la yarışta

Toprak kızıla dönmüş gördüğün her karışta!

İnsanlığın utancı bitmez görünen bu şer

Kıyameti kopmadan sanki kurulmuş Mahşer!

Dabbe'tül Arz çağrısı gibi gelir Deccâl'e;

Mehdi ve îman sende, vur gitsin Çanakkale!



Gül kokulu diyardır şehitlerin mekânı

Şehidim, meleklerden müjdelendi hediyen.

Ecrini sunmak ister var mı bunun imkânı

Vatan, şehitlerine minnettar ebediyen!

Gök kuşağı nakşolsa makberin kemerine,

Bahreynî inci mercan işlense mermerine,

Sandukası arusek örtüsü sim işinden,

Zemini yâkut olsa kubbesi fil dişinden:

Şehadeti Tevhid'le tattığı andan beri

Firdevs müjdesi alan ne yapsın ki makberi?

Şehide, Medine'nin münevver bucağından

İki Cihan Güneşi yer vermiş kucağından!

Rahat uyusun diye uğramasın ihmale,

Gül-i Rana kokusu başkadır Çanakkale



Şükranla okunsa da şehitlerin destanı

Kan sızan hecelere kalem nasıl dokunsun?

Fatiha'yla duayla ruhların serbest anı

Sana ithaf edilip kaç bin kere okunsun?

Şehadete ererken duyduğun kutlu sesi

Alnına nurla yazdı meleklerin busesi!

Ey şehit, bilinir ki: Ölümsüzsün, dirisin,

Hakk'ın, Cennet müjdeli kullarından birisin!

Kanınla suladığın yere toprak denir mi?

Mirasın korunmadan hakkın hiç ödenir mi?

Vatanın şükranıyken utancı oldu harbin

Şehit sayısına bak: İki yüz elli üç bin!

İçli dualar ile kayıt düştü icmale

Her sayfası yakıcı bir ağıt Çanakkale!



Tarihe ebediyen vurulan altın mühür,

Sökülmeyen perçindir şüheda tılsımından.

Ey şehit, yerin Firdevs meleklerden tezahür

Tescil edilmiştir ki Cennet'in üst kısmından!

Öyle kutlu zafer ki düşündükçe vecd eden,

Melekler secde eder alnı kalkmaz secdeden!

Rengi kanayan lâlem şühedanla bakîdir,

Yazdığın eşsiz destan... Gerisi afakîdir!

İhtirasın esiri yedi düvelden düşman,

Gelibolu'ya ayak bastığına bin pişman!

Mücevheri bilmeden çakıl sanmıştır zahir;

Bastığı toprak değil, cevahirdir cevahir!

Hilâl gökte tutkuyla gülümserken Zühal'e,

Kıyamet kopana dek varılan son merhale:

Böyle destan bir daha yazılmaz Çanakkale!...



İrfan Yılmaz

Dr. İrfan Yılmaz. TEKİRDAĞ

Sanma Çanakkale Geçilir Şiiri

Aziz şehitlerimize
ruhunuz şad olsun



Dayandı yurduma düşman Çanakkale'den bir heves
Yetişti nefes nefese dört bir yandan genç yaşlı herkes
Oldu birden düşmana Çanakkale ateşten bir kafes
Alınamaz bu vatan çıkmadan üstündeki son nefes

Tarihimde yok boyun eğmek paha biçemem hürriyete
Kazırım kahramanlıklarımı birer birer düşmanın belleğine
Yaşayamam göğsümde düşman nefesi ensemde gölgesiyle
Gömerim onu tarihin derinliklerine bütün kötülükleriyle

Unutma bu vatanın şanlı bir tarihi var
Sanma cephedekilerin kötü bir talihi var
Bu vatan evladının imanı var merhameti var sabrı var
Lâkin sanma satılacak bir karış toprağı var

Nice talebeler bırakıp gitti kâğıdı kalemi
Tüfek bile nasıl tutulur bilmezdi elleri
Ay ışığında yaptılar ilk ve son talimlerini
Yeter ki değmesin gözlerine namerdin gözleri

Mermiler ıslık çalar durmadan baş üstünde
Düşmanın niyeti koymamak taşı taş üstünde
Nerden bilsin bu vatanda namus bayrak taşınır baş üstünde
Öğrendi Çanakkale'de kalmayınca başı gövdesinin üstünde

Düştü neferleri Allah Allah derken bir bir üzerine
Vatan toprağı bu ana gibi kucaklayıp çekti sineye
Hele bir dokun anlatsın sana neler olup bitti üzerinde
Değerine değerler kattı vatan toprağı Çanakkale'de

Nusrat dizdi mayınları ustaca boğaza ardı ardına
Bu ne iman bu ne yürek bu ne şevk Allah aşkına
Gözü dönmüş düşman döndü birer birer şaşkına
Şükürler olsun basamadı yurdumun saf toprağına

Gördükçe önünde şehadet şerbetini içen yüzlercesini
Duramaz yiğidim mevzisinde der sıra bana da gelmeli
Bundan başka yüce bir mertebe yok sonsuz şükretmeli
Dahası candan öte vatanıma hiç kimse göz dikmemeli

Düşman yaptı bir cahillik ödettik acı bedelini
Sahiplenmeye çalıştığı toprak örttü sahipsiz bedenini
Bayrağıma kan oldu atalarımın cana can katan azmi
İlelebet dalgalanacak bayrağımda verdiği son nefesi

Düşüp kalır sanma şehit kanını olduğu yerde
Süzülür düşer düşmez pak topraktan kavuşur cennete
Açar bütün kapılarını cennet buyur eder nazikçe
Burası senin ebedi yerin der ak ırmaklar gibi gönlünce

Özgürlük tohumudur bu toprağa verilen her şehit
Şehit ki bağrında kan yüzünde cennetten bir sevinç melekler şahit
Hâlâ gıpta eder dünya bu ne azim bu ne güç ey koca Seyit
Sakın üzülme sen yüreğimizdesin olmasan da bu uğurda şehit

Kıskanıyorum ceddim seni tam bir asırdan beri
Gün bugündür artık alın yüz yıl geriye götürün beni
Bırakın ben de göstereyim içimdeki tarifsiz irademi
Bırakın ben de siper edeyim bu topraktan dirilmiş bedenimi

Sanma her şey Çanakkale'de bitti ey ulu şehidim
Sen benim atam sen benim ışığım sen benim her şeyim
Eğer ki lâyık olamazsam akıttığın bir damla kana
Yaşamak haram olsun bana bu topraklarda kana kana

Aziz atam topla tüfekle değil aşkla parçalandı bedenin
Bütünleşti vatan toprağıyla yaşayacak sonsuza değin
Dolaşırken özgür ruhun durmadan sonsuzluk içinde
Nöbet tutar ölümsüz bedenin yekpare Çanakkale'de

Bir asır değil bin asır geçse de sönmez yürekler hep kor
Kimin böyle kahramanca yazılmış bir destanı var git sor
Cümle âlem görsün işte dizilmiş tarihi anıtlar boy boy
Selamlamadan geçme bak sıralanmış kahramanlar soy soy

Hayranlıkla bakar dünya yurdumun her karışına
Dayanamaz dikiliriz kem gözle bakanın karşısına
Göz koymadık kimsenin namusuna bayrağına toprağına
Her zaman yetiştik yetişeceğiz zorda kalanların imdadına

Hep barış isteriz barıştan yanadır bütün çabamız
Dostluğa kardeşliğe sevgiye açılır her kapımız
Ne namert ne hain ne de zalimdir adımız
Özgürlük ve bağımsızlık karakterimizdir taşırılmamalı sabrımız
Yüz yıl önce verdi Çanakkale'de en güzel cevabı yüce atalarımız
Ebediyen var olacak ebediyen hür kalacak bu cennet vatanımız

Ertuğrul TİRYAKİ

Ertuğrul TİRYAKİ

18 Mart Çanakkale Savaşı’yla 5 Şiiri

18 Mart milletim,
Zaferlerimiz için,
Sonraki evrelere,
Yüreklendiğim için…

Düşman geçmesin diye,
Yüz binlerce kahraman,
Vatanımız diyerek,
Şehit olduklarından…

Vatan yoksa olmuyor,
Milletim de kalmıyor,
Ne bir devlet şeklimiz,
Ne ruhumuz oluyor…

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Çanakkale Zaferi Şiirleri, Çanakkale Savaşı Şehitlerine Şiiri