Çiftçiler Şiiri | ALİ OSMAN ABACIOĞLU
ÇİFTÇİLER
Şu kavgalı, gürültülü şehirlerden uzakta
Semaları sis görmeyen, o mübarek toprakta,
Sabahleyin uyanır, kuşlarla beraber
Ne şenlikli ömür sürer, iyi kalpli çiftçiler.
Güneş doğar, altın yaldız serpilir,
Çiçeklerde parıldayan elmas, çiğler belirir,
Korusunda bülbül öter, çağlayan derenin,
Kuzuların sesleriyle, çınlar her engin.
Rüzgar gelir, gökyüzünü kucaklayan tepeden,
Yelpazeler, ekinleri uzaktaki değirmen,
Çiftlik halkı bir, bir işlerine dağılır,
Çift sürülür, bir taraftan koyunlar, inekler sağılır.
Büyükbaba dinlenirken, çubuğuyla ormanda
Büyükanne tereyağı, kaymak yapar bir yanda,
Küçük kızlar, bahçelerden meyve, çiçek devşirir,
Anneleri fırında , taze ekmek pişirir.
Akşam olmuş, güneş artık sönüyor,
Kasabaya satış için giden oğul, çiftliğe dönüyor,
Yamaçlardan koyun, kuzu sesi duyulurken,
Çobanbaşı, sığırları ahırlara koyuyor.
Meleyerek ağıllara giriyorken kuzular,
Toplanırlar bir sofraya, ana, baba, yavrular,
Hazin hazin, kaval sesi oralara yayılır,
Çiftçilerin, şenliğine doğan ayda bayılır.
Yalan, hile, asla girmez bu köylünün içine,
Aldatanın, yalancının bu yerlerde işi ne,
Keder olmaz, hastalık yok, çünkü sağlam havası,
Gönüllere şifa verir, o yaldızlı berrak seması.
İyi kalpli çiftçilerin, elbet olmaz günahı,
Gökyüzünü düşünerek , öğrenirler Allah’ı,
Beğendinse bu hayatı, ey mektepli Arkadaş,
Şu kavgalı, gürültülü şehirden sende uzaklaş.
ÇİFTÇİLER eğitici şiirler çocuk şiirleri okul öğrenci şiirleri ALİ OSMAN ABACIOĞLU
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer Çiftçilik - Tarım Ürünleriyle İlgili Şiirler
Çiftçi Ve Oğullarının Şiiri
1/:
Bizim köylü yaşlı çiftçinin böğrüne,
Saplanınca dayanılmaz bir ağrı,
Bıraktı babasından kalan karasabanı.
Çözdü yarı yaşlı yorgun atlarını,
Dört çekerli tahta arabasından
Demir dirgen ve tahta yabadan
Elini eteğini çekti
Bizim köylü yaşlı çiftçi
Galiba buradan gidecekti.
2/:
Çevresine çağırdı oğullarını,
Bostan boruk ekili bahçeden,
Üzüm koruk dikili bağdan,
Ve verimsiz çorak tarladan.
Daha durumunu yaban yad duymadan
Gideceğini bu dünyadan.
Vasiyetini söyleyecekti.
3/:
Yaşlı çiftçinin çevresini,
Sarınca izbandut gibi oğulları.
Yükseltti hasta adam cılız sesini,
Usul usul dedi ki: 'Vasiyetim,
Sakın ha bozmayın birliğinizi,
Tıpkı ben ölmemişim gibi.'
Sonra göründü yaşamın dibi
Göçtü bu dünyadan yaşlı çiftçi
Geldiği ilk gün ki gibi.
Ahmet Yozgat
Ahmet Yozgat
Ispanağa Eklediklerimiz Yabani Ota Yıkıldı Şiiri
Biz, insanız hepimiz yanlışlıklarımızla,
Bencil düşüncelerle doğa düşmanlığıyla…
Çok kazanalım diye daha daha çok diye,
Kimyasal maddelerle, suni düşüncelerle…
Canlılık düşünülmez kul hakkı hesapta yok,
Doğa zaten yerle bir yok edenlerimiz çok…
Eğitim, dersen yetersiz notlarımızsa yüzdür,
Okula gitmesen de sınavın görülmüştür…
Konu nedir, dersen ıspanak diyeceğim,
Gerçeği hakikati söyleyemeyeceğim…
Çünkü suçlu hep güçlü ve haklı çıkacaktır,
Halkın bildiği çok şey konuşulmamaktadır…
Hayvan, dersen tasarı der ve unutturulur,
Kanun gerekmeyecek her birisi yok olur…
Tabiatın durumu yok oluşa doğrudur,
Hayvanı, nebatatı düşünenimiz yoktur…
Tamam, GDO kattın, hormonlarla buladın,
Bir israf oluşturdun, tat ve tuz bırakmadın…
Zehrine de izin var her şey aleyhinde,
Caydırıcılık da yok doğayı yok etmede…
Cehalet denildi mi üzerimize yoktur,
Rab korkusu kalmamış merhametsizlik çoktur…
Kurt kuş böcek ne varsa yok etme peşindeyiz,
Daha da gelsin diye zehir eklemekteyiz…
Yabani ottur, deyip utanmaz aldatırsın,
Yabani ot mu kaldı da utanmamaktasın…
Yabani otlar biziz doğa içerisinde,
Vicdansız şekilde yok etme düşüncesinde…
Bol bol ıspanak aldım denge sağlamak için,
İmaj sağlayalım, dedim siz zarar etmeyin…
Çünkü merhametliyim tabiata doğaya,
Zehir katkılarıyla karışmayın gıdaya…
Arı, kondu diyerek kelebek öldürmekle,
Kurt kuş gelmesin diye vicdansız bencillikle…
Şahsıma da kızmayın ima etmişiz diye,
Okunmayan biriyim uğraşasınız niye?
Rabbimin verdiğini elinle mahvedersin!
Hakk’a düşmanlığınla sen daima zalimsin!
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Çiftçiler Şiiri
ÇİFTÇİLER
Şu kavgalı, gürültülü şehirlerden uzakta
Semaları sis görmeyen, o mübarek toprakta,
Sabahleyin uyanır, kuşlarla beraber
Ne şenlikli ömür sürer, iyi kalpli çiftçiler.
Güneş doğar, altın yaldız serpilir,
Çiçeklerde parıldayan elmas, çiğler belirir,
Korusunda bülbül öter, çağlayan derenin,
Kuzuların sesleriyle, çınlar her engin.
Rüzgar gelir, gökyüzünü kucaklayan tepeden,
Yelpazeler, ekinleri uzaktaki değirmen,
Çiftlik halkı bir, bir işlerine dağılır,
Çift sürülür, bir taraftan koyunlar, inekler sağılır.
Büyükbaba dinlenirken, çubuğuyla ormanda
Büyükanne tereyağı, kaymak yapar bir yanda,
Küçük kızlar, bahçelerden meyve, çiçek devşirir,
Anneleri fırında , taze ekmek pişirir.
Akşam olmuş, güneş artık sönüyor,
Kasabaya satış için giden oğul, çiftliğe dönüyor,
Yamaçlardan koyun, kuzu sesi duyulurken,
Çobanbaşı, sığırları ahırlara koyuyor.
Meleyerek ağıllara giriyorken kuzular,
Toplanırlar bir sofraya, ana, baba, yavrular,
Hazin hazin, kaval sesi oralara yayılır,
Çiftçilerin, şenliğine doğan ayda bayılır.
Yalan, hile, asla girmez bu köylünün içine,
Aldatanın, yalancının bu yerlerde işi ne,
Keder olmaz, hastalık yok, çünkü sağlam havası,
Gönüllere şifa verir, o yaldızlı berrak seması.
İyi kalpli çiftçilerin, elbet olmaz günahı,
Gökyüzünü düşünerek , öğrenirler Allah’ı,
Beğendinse bu hayatı, ey mektepli Arkadaş,
Şu kavgalı, gürültülü şehirden sende uzaklaş.
ALİ OSMAN ABACIOĞLU
Harmanda Şiiri
Yavaş yavaş kurur terim,
Karşımda harmanlarım yığılı,
Açık bağrımda günün huzuru,
Kavruk yüzümle gülümserim.
Siz de duyar mısınız bu zevki?
Dağların gölgesi bu tarafa düşünce,
Sanırım yalnız çalışanlara vergi
Temmuz Akşamlarının şiiri.
Talip APAYDIN
Talip APAYDIN