Dağ Başını Duman Almış Şiiri | Bekir Sıtkı ERDOĞAN
Dağ Başını Duman Almış
Bir sisli kasım sabahıdır bu;
Düştüler yollara Kırklar Yediler...
Dağ başını duman almış kardeşim,
Gün doğmayacakmış, dediler.
Baktım ki bütün gökyüzü baştan başa tenha,
Bir kapkara matem sarıyor memleketi,
Her sineyi bir kapkara yas dolduruyor,
Ev ev bacalardan taşıyordu.
Bir sisli kasım sabahı baktım,
Baştan başa öksüz koca bir yurt,
Taş taş döğünüp ağlaşıyordu.
Nereden çıktı bu ferman nereden?
Dağ başını duman almış kardeşim,
Ansızın bir karayel esti meğer pencereden,
Karıştı tarihin sayfaları...
Toz duman içinde Anafartalar!
Samsun, Erzurum, Sivas,
Baş döndürücü bir hız geçiyor memleketi,
Nefesler tıkanıyor, adımlar şaşıyordu.
Büyüdü ellerim, ayaklarım, kafam!
Sakarya boylarında bir yanık türkü,
Akdeniz'i gösteriyor Mustafa'm!
Kağnılar mermi değil, iman taşıyordu.
"Dağ başını duman almış" kardeşim,
"Gümüşdere durmaz akar"
Bir dert ki kemirir içimiz kasım sabahları,
Bir dert ki yakar!
Yeni bir bayrama girmişti vatan,
Her taraf mutlu ve hür,
Tuttu baştan başa Türk yurdunu bir resmi geçit,
Yürüyor koskoca millet,
Yürüyor başta Atam,
Devrim devrim geçiyor memleketi,
Tepelerden gece gündüz aşıyordu.
Med miydi, cezir miydi bilinmez,
Bir seyrediyor şöyle uzaktan uzağa,
Bir yaklaşıyordu.
"Rabbim yeni bir mucize versin, diye Türk'ü
Gönderdi bu dünyaya muhakkak Atatürk'ü."
Böyle söylerdi kesik kollu dedem.
Gördüler de analar babalar o kara günleri,
"Allah gönderdi Gazi'yi,
Allah yüzümüze bakmış." Dediler.
Ama bir gün
Bir sisli kasım sabahı
Dağ başını duman almış, kardeşim;
Gün doğmayacakmış, dediler!
Baktım ki bütün gökyüzü baştan başa tenha
Bir kapkara matem sarıyor memleketi,
Her sineyi bir kapkara yas dolduruyor,
Ev ev bacalardan taşıyordu.
.....................................
Bir sisli kasım sabahı baktım
Hâlâ vuruyor nabızlarımızda
Hâlâ yaşıyordu.
Lâkin kesilip dinmedi ruhumda o sancı,
Hâlâ o yetim bakışlarımda
Donmuş bir avuç hâtıra kalmış!
Dağ başını duman almış kardeşim,
Dağ başını duman almış!
Bekir Sıtkı ERDOĞAN
Dağ Başını Duman Almış Atatürk Şiirleri şiir sitesi çocuk şiirleri eğitici şiirler Bekir Sıtkı ERDOĞAN
Dağ Başını Duman Almış Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Dağ Başını Duman Almış Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer Atatürk Şiirleri
Mustafa Kemal'in Kağnısı
Yediyordu Elif kağnısını,
Kara geceden geceden.
Sankim elif elif uzuyordu, inceliyordu,
Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar,
İnliyordu dağın ardı, yasla,
Her bir heceden heceden.
Mustafa Kemal'in kağnısı derdi, kağnısına
Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı.
Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifçik,
Nam salmıştı asker içinde.
Bu kez yine herkesten evvel almıştı yükünü,
Doğrulmuştu yola önceden önceden.
Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif,
Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar,
Kocabaş, çok ihtiyardı, çok zayıftı,
Mahzundu bütün bütün Sarıkız, yanısıra,
Gecenin ulu ağırlığına karşı,
Hafiftiler, inceden inceden.
İriydi Elif, kuvvetliydi kağnı başında.
Elma elmaydı yanakları, üzüm üzümdü gözleri,
Kınalı ellerinden rüzgar geçerdi daim;
Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına.
Alını, yeşilini kapmıştı, geçirmişti,
Niceden, niceden.
Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu,
Nazar mı değdi göklerden, ne?
Dah etti, yok. Dahha dedi gitmez,
Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gacur gucur
Nasıl dururdu Mustafa Kemal'in kağnısı
Kahroldu Elifçik, düşünceden düşünceden.
Aman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş,
Vur beni, öldür beni, koma yollarda beni.
Geçer götürür ana, çocuk, mermisini askerciğin,
Koma yollarda beni, kulun köpeğin olayım.
Bak hele üzerimden ses seda uzaklaşır,
Düşerim gerilere, iyceden iyceden.
Kocabaş yığıldı çamura,
Büyüdü gözleri, büyüdü yürek kadar,
Örtüldü gözleri örtüldü hep.
Kalır mı Mustafa Kemal'in kağnısı, bacım.
Kocabaşın yerine koştu kendini Elifçik,
Yürüdü düşman üstüne, yüceden yüceden.
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
Atatürk'ün Dağı
Can oluğundan kan akıttım sulara
Yeşersin yazdan önce
Uyansın kuşlardan önce
Açılsın yarılan iri bir nar gibi toprağım
Bir kucakta büyüsün
Bir memeden emsin çocuklar
Bir beşikte söylesin ninnilerini çağım
Yağmur güler yerler yeşil
Tomurursan sevgi tomur
Deşil ekinlere toprağım deşil
Bir yonga da canımdan al
Onar savaşta yıkılmış evleri
Isıtsın ateşten donanları kucağım
Mor menevişi gördün mü Van'dan İzmir'e
Bilir misin kokusunu vargit çiçeklerinin yaylada
Nasıl kıvrılır eğreltiler güzün sararır
Öksüz çocuklara döner kızılağaç dalları
Geyikler iner kuytulara titrek
Sarıdan söylenir günlerin türküsü
Karanlık uzar aydınlık kısalır
Orda yüce bir ışıldağım
Yaşarmış gözleri yurdumun
Bıçak saplamış yüreğine koynunda büyüyenler
Kurşun yemiş ekmek yedirdiklerinden
Baktım bulutlar üstünden Edirne'den Ağrı'ya
Can uğruna can verdim
Kan yoluna kan döktüm
Yakınlara yakın uzaklara uzağım
Ben Hitit
Ben Urartu
Ben Likya
Ben Frigya
Çağların eskisinden en yenisine
Bütün sevecen yürekleri birbirine
Bağsız bağlayan bağım
Ben Anadolu kokuşlu bir mavide tüten
Geçmişten geleceğe
Kara, yağmura, yele sıcak
Büyüyen bir ocağım
Ben doruklarında güneşin dinlendiği
Eteklerinde korkak kurtlar çakallar uluyan
Dağlar üstünde bir dağım
İsmet Zeki Eyüboğlu
İsmet Zeki Eyüboğlu
Sen Bizim Atamız'sın
Sen bizim Atamız'sın
Canımızsın, kanımızsın
Sen bizi seversin
Biz de seni severiz Atam
Bizi kurtardın
Düşmanları yurdumuzdan attın
Ve daha birçok şey yaptın
Bunlar bizim içindi
Yaptığın şeyler için
Teşekkür ederiz sana Atam
HAYRETTİN TALHA SOY
Teşekkürler Atatürk
Sen kurtardın bizleri
Düşmandan yabancıdan
Kötü insanlardan
TEŞEKKÜRLER ATATÜRK
Sen güldürdün milleti
Savaşarak kazanarak
Kendine inanarak
TEŞEKKÜRLER ATATÜRK
ılgın özgönül