sara harika bişey muhteşem
Geçen Yıllarda Şiiri | Aylin Aksoy
Geçen yıllarda İstanbul'u
En güzel şehir sandım.
Sakın demeyin "Niye?"
Tarihi eserler var diye.
Geçen yazlarda
Hep yüzsen diye düşündüm
Anladınız, yüzmeyi severim,
Başka da var herhalde sevdiklerim.
Aylin Aksoy
Dr. Tevfik Sağlam İÖO/3-A/İstanbul
Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.
Benzer İstanbul'un Fethi - İstanbul Şiirleri
Fatih Sultan Mehmet Han Şiiri
Babasının yapmak istediğini o yaptı
Kuşandı kılıcını zırhını
Aldı askerlerini yanına
Tek hamlede bindi atına
Babası için aldı İstanbul'u
İstanbul başkentimiz oldu
Herkese karşı hoşgörülü oldu
O kimmi FATİH SULTAN MEHMET HAN
can sarıtaş
İstanbul Benim Bu Gece! Şiiri
Betonarme evleri,
Ağaçsız bahçeleri
Gönlü delen gökdelenleriyle
Şaşırdım İstanbul’u görünce!
*
Aldım süpürgeyi elime
Süpürdüm tepeleri iyice
Ağaç diktim her yerine
*
Sonra fırçayı saldım denize
Boyadım İstanbul’u gönlümce
İstanbul benim,
Ben İstanbul’um bu gece!
Ali Koç Elegeçmez
12.nisan.2019-cuma
Ali Koç Elegeçmez
İstanbul Şiiri
Ah ahh! Anlatamam seni İstanbul,
Taşına, toprağına paha biçemem,
Derelerini, tepelerini düzleyemem,
Ne kadar övünsen de sana yakışır.
Nice nice insanları bağrına bastın,
Güzel çirkin demedin hepsini sardın,
Suyunu da para ile satın aldım,
İçilecek suyun kalmamışİstanbul.
Ahh! Bir tarafta kat kat siteler,
Dahası, yıkık dökük bir katlı evler,
Yolu bile olmayan milyonluk yerler,
Yolu olmadan yaşanılan İstanbul.
Boğazlarına paha biçemiyorum,
Kötü taraflarını hiç söylemiyorum,
Mafyanın ormanı yaktığını biliyorum,
Şile, Beykoz ile daha yeşilsin İstanbul.
Sabah akşam işe gitmek mucize,
Trafik tıkandı mı döneriz sinir küpüne,
Fatih, Boğaz İçi Köprüsü bedel ömre,
Tıkanan yolların çekilmiyor İstanbul.
Hani ya! Evvelinde aşın, işin bol idi,
Fabrikalar, atölyeler sana can idi,
Derelerin tepelerin de yeşillik var idi,
Derelerin tepelerin ev oldu İstanbul.
Çalışan avuç avuç para kazanırdı,
Aileler, İstanbul
Hasan Hüseyin BAYAR
Fetih Marşı Şiiri
Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektiler, kalyonlar çekilecek...
Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek...
Yürü: "Hala, ne diye oyunda oynaştasın?
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!
Sende geçebilirsin yardan, anadan, serden...
Senin de destanını okuyalım ezberden...
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...
Elde sensin, dilde sen... Gönüldesin, baştasın:
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!
Yüzüne çarpmak gerek, zamanenin fendini,
Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini?
Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini
Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!
Bu kitaplar Fatih'tir, selim'dir, Süleyman'dır;
Şu mihrap sinanüddin, şu minare Sinan'dır;
Haydi, artık, uyuyan destanını uyandır!
Bilmem neden gündelik işlerle telaştasın?
Kızım, sende Fatihler doğuracak yaştasın;
Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan;
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan'dan...
Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın...
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!
Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
Yürü, arslanım, fetih hazırlığı başlasın...
Yürü, hala ne diye, kendinle savaştasın?
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!
Arif Nihat ASYA
Arif Nihat ASYA