İstanbul'u Gezenler Var Şiiri | Nuri Hakan Tataroğlu
İstanbul'u gezenler var
İstanbul'u sezenler var
İstanbul'dan bezenler var
İstanbul'dan gelenler var
İstanbul'a gelenler var
İstanbul'u bilenler var
İstanbul'da eğlenenler var
İstanbul'dan gidenler var
İstanbul'u sevenler var
İstanbul'a gelecekler var
İstanbul'da tarihi eserler var
İstanbul'da yüksek binalar var
İstanbul'da deniz var
İstanbul'da çok insan var
Ankara, 28.04.2016,Nuri Hakan Tataroğlu
İstanbul'u Gezenler Var eğitici şiirler çocuk şiirleri okul öğrenci şiirleri Nuri Hakan Tataroğlu
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer İstanbul'un Fethi - İstanbul Şiirleri
İstanbul'un Fethi Şiiri
İSTANBUL'UN FETHİ
Yirmi dokuz Mayıs bin dörtyüz elli üçte
Fatih Sultan Mehmet Han Bizansı fethetti
Bizansı kuşatıp sonra geçirdi ele
İsmi değişir İstanbul olur dillerde
Elli üç gün süren kuşatmayla fethetti
İstanbulu yalnız Fatih Mehmet Han aldı
Bizans İmparatorluğunun başkentiydi
Aşılmaz surları aşıldı fethedildi
Ya Bizansı alırım yada Bizans beni
Bu düşünceyle girişti hazırlıklara
Toplar döktürdü yaptırdı bir güçlü gemi
Güçlü bir donanmayı meydana getirdi
Beyazıt Anadolu Hisarı yapmıştı
Fatih karşıya yaptı Rumeli Hisarı
Hazırlıklar iki yıl sürdü tamamlandı
Ordusuyla geldi İstanbulu kuşattı
İstanbulun kara surları önlerinde
Savaş düzenine ordusunu sokarak
Seyretti Topkapı Maltepe mevkisinde
Günlerce savaş sürdürdü etti idare
Mehmet Han karadan yağlı kızak çektirdi
Taksim Kasımpaşadan indirdi Haliçe
Bu durumda düşmanı şaşkına çevirdi
Düşman morali bozukluğuyla kaybetti
Vatan caddesi kale kapısın gelindi
Günlerce süren hücumlarla kuşatıldı
Türk ordusu surlardaki gedikten girdi
Bizans İmparatorluğu geri çekildi
Gülnur Ülkü KORKMAZ
(Gülnur KÖKSAL)
Gülnur Ülkü KORKMAZ
Şahane İstanbul Şiiri
Boğaziçi köprüsünden geçerken,
Deniz pırıl pırıl
Gözlerimi kamaştırır
Ah!İşte güzel İstanbul...
Beşiktaş'ta martılar uçar,
İnsanlar simit satar.
Ne güzel bir hayat
Ah!İşte güzel bir hayat
Bir de Kız Kulesi
İçinde restoranlar ve daha neler neler...
İşte hayat
Ah!İşte güzel İstanbul...
Gizem Asya Yılmaz
Gizem Asya Yılmaz
İstanbul Şiiri
Boğazı bir başka
Gören düşer aşka
İnsanları bir başka
Ey istanbul, ey istanbul
Haydar paşa'dan kalkar tren
Gemiler öttürür siren
Bu güzelliği Tanrıdır veren
Ey istanbul, ey istanbul
Adı çıkmış beyoğlunun
Bunları yazan, ben kulunun
Gözdesisin sen
Ey istanbul, ey istanbul
Kadıköyü, üsküdarı
Zengini, hem fukarası
Yetmiş iki millet burası
Ey istanbul, ey istanbul
Beyazıtı, aksarayı
Konağı, kevransarayı
Gece sanki, fener alayı
Ey istanbul, ey istanbul
Babıali yokuşu
Göztepesi, feneryolu
Kötülüklerin, her bir yolu
Ey istanbul, ey istanbul
Fatih yaptırmış hisarı
Yedikule zindanları
Hanları, hamamları
Ey istanbul, ey istanbul
Güzel heybeli adası
Güzellerin çoktur edası
Bilen sürer, sefasını
Ey istanbul, ey istanbul
Ayasofya, selimiye
Tanrıdan bize hediye
İnsanları çoktur niye
Ey istanbul, ey istanbul
Kilyosu, kumburgazı
Sulukule çalar defi, sazı
Çekilmez kızların nazı
Ey istanbul, ey istanbul
Emirganı, yıldız parkı
Yeşil anadolu kavağı
Gezilecek yer rumeli kavağı
Ey istanbul, ey istanbul
Görürsün var kiliseler
Yapılsın hep abideler
İnsandır hep faniler
Ey istanbul, ey istanbul
Işıl, ışıl galata kulesi
Bitmez bu şehrin hilesi
Bitsin artık halkın çilesi
Ey istanbul, ey istanbul
Kumkapıda balıkçılar
Kol kola gezer aşıklar
Gece çok güzeldir ışıklar
Ey istanbul, ey istanbul
Boğazdadır kız kulesi
İnsanın çok çilesi
Dolmaz halkın filesi
Ey istanbul, ey istanbul
Beşiktaşı, tophanesi
Eyüp sultan türbesi
Padişahlar manzumesi
Ey istanbul, ey istanbul
Bakırköyü, topkapısı
Binaları kul yapısı
Yok çoğunun tapusu
Ey istanbul, ey istanbul
Kasımpaşa, şişanesi
Şehrin çoktur birahanesi
Bu serdarın bir nağmesi
Ey istanbul, ey istanbul
(Serdar Sayıl-2005)
Serdar Sayıl
İstanbul'un Fethi Şiiri
Aştık geçilmez dağlar üstünden
Öyle vakur, öyle heybetli
Vardık ot bitmeyen vadilere
Ayağımız değdi yeşerdi!
Gönlümüzde büyüklüğü Asya'nın
Yıktı köhneliğini orta zamanın
Zamanın karanlığı ortasında
Şimşek örneği parlayan kılıcımız
Nur yağdırdı aydınlık yeni günlere
Eskilik, karanlık düşüverince yere,
Dağlar, denizler misali,
Yol verdi gemilere!
Sustu kulakları tırmalayan çan;
Burca bayrak dikince Ulubatlı Hasan!
İbrahim MİNNETOĞLU
İbrahim MİNNETOĞLU