Allah'ın bir kulu güzel olmuş zaten şiir ödevim olunca hep burdan yazıyorum zekayi şairimize eyvallah saolun gardaşlar
Nurlu Peygamberimiz Şiiri | Zekayi Şahin
'İnsanlığın son kurtarıcısı efendimizin doğum günü anısına'
Senin için yaratıldı bu kâinat,
Selâm verdi; melekler, semâvat,
Şefâat eyle ümmetine ey Resûl!
Dökülüyor dudaklarımızdan salâvat...
Hep ümmetine rehberlik ettin,
Yüce Allah'ın yoluna sevk ettin
Şefâat eyle ümmetine ey Resûl!
Kalbimizi, ruhumuzu sen serinlettin...
Cennet ile müjdeledin müminleri
Ateş ile korkuttun münkirleri,
Şefâat eyle ümmetine ey Resûl!
Seni arzular hakikat erleri...
Mübarek dilinden okudun Yüce Kur'ân'ı,
Aydınlattın; ufukları, bütün cihanı,
Şefâat eyle ümmetine ey Resûl!
Senin yoluna verelim bu canı...
(Nisan 1991-Erzurum)
Zekayi Şahin
çocuk şiirleri okul şiirleri eğitici şiirler öğretici şiirler amatör şiirler şiirlerimiz öğrenci şiirleri belirli gün ve haftalar şiirleri
Yazılan son 17 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 17 yorum yazılmış.
Benzer Kutlu Doğum Haftası (Mevlid-i Nebi) Şiirleri
Gül Yüzlü Muhammed'i Ararım Şiiri
Gül yüzüne gül kokuna hasretim,
Seni arar seni sorar oldum, efendim,
Gece gündüz hasretinle yanıyorum,
Güzel nuruna yanar tüter oldum efendim.
Gönlüm nurunda kalbimiz sevginde,
Koyma bizleri kederde, hasretinde,
Adını yazdım tertemiz öğrencilerime.
Senin nurlu ismini arar oldum efendim.
Sen alemin nuru, canımın varlığısın,
Güzel Rabbimin sevgisi habibisin,
Seni sevdiğimi aradığımı bilirsin,
Muhammed'i arar oldum efendim.
Gel gel gel derdin mümin kullara,
Rabbim darda zorda bizleri bırakma,
Muhammed ismine güzelliğine bağışla,
Senin gül ismini arar oldum efendim.
Her zaman her yerde ismini anarım,
Yüce Allah'a varlığımı, canımı adadım,
Gül kokunu koklar koklar seni sorarım,
Gül yüzlüm seni arar oldum efendim.
Bütün güzellikler senin isminde,
Muhammed okunur mümin dillerinde,
"La ilahe illallah" yazılı yerde göklerde,
Hasan Hüseyin seni buldu efendim.
Hasan Hüseyin BAYAR
Hasan Hüseyin BAYAR
O Gece Sendin Gelen Şiiri
Arş'ın kubbelerine, adı nûrla yazılan,
İsmi; semâda ''Ahmed'', yerde ''Muhammed'' olan,
Yedi katlı göklerde, Hâk Cemâli'ni bulan,
Evvel-Âhir yolcusu, Yâ Hazreti Muhammed.
Sağnak nûr yağmurları, inerken yedi kattan,
O gece, Sendin gelen, ezel kadar uzaktan,
Melekler, her zerreye, müjde verirken Hâkk'tan;
O gece, Sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed.
Güneşler, o gecenin, nûruna secd ederken,
Yıldızlar, meşk içinde, kâinat vecd ederken,
Bütün hamd ü senâlar, Yüce Rabb'e giderken,
O gece sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed.
Kâbe'de şirk taşları, putlar yere dönerken,
Cehâlet bayrakları, birer birer inerken,
Bin yıllık, küfr ateşi, ebediyyen sönerken,
O gece, Sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed.
O gece, Sâve Gölü, mûcizeyle kururken,
Kisra Saraylarında, sütunlar savrulurken,
Arz'dan Arş'a, Âlemler, rahmetini bulurken,
O gece, Sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed.
Sen ki; doğum kundağı, ak bulutla örülen,
Doğar doğmaz, Allah'a secde emri verilen,
Alnında, âlemlere rahmet tâcı görülen,
Kâinat Efendisi, Yâ Hazreti Muhammed.
Sen ki; asâletine, ezelden hükmedilen,
Tertemiz rahimlerle, lekesiz soydan gelen,
Bütün şüpheleri, Kur'ân ilmîyle silen,
Seçilen sevgilisin, Yâ Hazreti Muhammed.
Sen ki; büyük yargıda, şefaat müjdecisi,
Bunca âciz beşerin, Mahşer günü bekçisi,
Sen ki; Kur'ân şâhidi, Allah'ın son elçisi,
Kurtuluş habercisi, Yâ Hazreti Muhammed.
Sen ki; Âdem neslini, uçurumdan döndüren,
Zulüm sancılarını, şefkâtiyle dindiren,
İnkâr yangınlarını, irfânıyla söndüren,
Âlemlerin sultanı, Yâ Hazreti Muhammed.
Sen ki; güzel huyların, ahlâkın meş'alesi,
Sabır doruklarında, beşerin en yücesi,
Senin Cennet mekânın, fakirlerin hânesi,
Gönüller hazinesi, Yâ Hazreti Muhammed.
Câhiliye devrini, kapatan, ulu Sultan,
Şefaatin, Allah'a yalvaran kolu Sultan,
Rabb'imin, en sevgili, en yakın kulu Sultan,
Melekler Sana hayran, Yâ Hazreti Muhammed.
Sana şâhid, sonsuzlar, ezelden beri her an,
Sana şâhid, âyetler, her zerre ve her mekân,
Senden uzak kalmaya, nasıl dayanır ki can?
Sen, her canda Cânânsın, Yâ Hazreti Muhammed.
Mîraç gecesi, bir bir, açılıyorken gökler,
Seni selamlıyorken, her katta peygamberler,
Öyle bir an geldi ki; durdu bütün melekler,
Hâkk' a yalnız yürüdün, Yâ Hazreti Muhammed.
Gönül gözü görmeyen, can gözünü neylesin,
Dünya'da dönmeyen dil, mahşerde ne söylesin,
Allah, bütün beşeri, ümmetinden eylesin,
Sancağının altında, Yâ Hazreti Muhammed.
Hâkk ile, kul vuslatı, o îlahi düğünde,
Hiç kimseden kimseye, fayda olmayan günde,
Hasatları, has tartan, o terazi önünde,
Noksanları bağışlat, Yâ Hazreti Muhammed.
Bu îman meş'alesi, hiç sönmeden yanacak,
Ümmetin, Seni her an, mahşere dek anacak,
Gönül tortularımız, nûr'unla paklanacak,
Andımıza şâhid ol, Yâ Hazreti Muhammed.
Biliriz ki; hükmü yok, bu dünya nîmetinin,
Gönüldür sermayesi, âhiret servetinin,
Sana, Salât ve Selâm, gönderen ümmetinin,
Cennetler şâhidi ol, Yâ Hazreti Muhammed
MUSTAFA KILINÇ
Herkes Anlatır Onu Şiiri
Bir gül gibi doğdu içimize
Bir gül gibi yağdı rahmetiyle
Bir gül gibi mübarek bir isimle
Herkes anlatır onu başta Kuran olmak üzere
Doğduğun günden belli
Başladı adalet
Kızlar artık öldürülmüyor
Yaşasın din ve islamiyet
Nerede güzel ahlak sözü duyulursa
Orada Hz. Muhammed
Bize iki şey bıraktı
Kuran ve sünnet
İlk ayet indirildiğinde
Oku diyordu cebrail
O güzel ayetleri
Okudun o güzel sesinle
Nur dağı Hira Mağrasında
Bir ışık parladı orada
40 yaşında iken
Kuran'ın ilk ayetleri indirildi orada
Adın hep dilimizde
Muhammed Mustafa diye
O mübarek isminle
Geride kalanlar yaşatır islamiyetide.
Ayşe ÇADIRCI
Selam Olsun Şiiri
Umutlar sönmüştü , hem de karışmıştı akla kara
Kurtuluş arıyordu insanlık haykıra haykıra
Kavuşmak istiyordu insanlık, aydınlık bir bahara.
Mekke'nin bağrında vardı bir mağara.
Tam zirvede, onun adı Hira.
Karanlık bir gecede oku diye yankılandı,
Açıldı büyük bir kapı, nura.
Peygamber indi Hira'dan yavaş yavaş,
Çok zor görevdi ilk emir cehaletle savaş.
Peygamber önce putları yıkmaya başladı,
İlk yıkılan putlar, nefretli bakışlardı.
Gelin gidelim peygamberin yolundan,
Tutalım düşenin her iki kolundan.
Uzak duralım kötülüğün her kolundan
Yürüyelim ilmin aydınlık yolundan,
Cenneti uzakta arama , bak , sana ne kadar yakın,
O, anne babanın rızasında iyi bakın.
Son kitap indi O‘na dize , dize
Peygamber rehber oldu hepimize.
Gerçeği gösterdi gören göze,
Hem de seslendi yüreğimize.
Gelin dönelim gerçek öze,
Uyalım doğru ve güzel söze.
Gerekir iyilikte yarış hepimize,
Yoksa şeytan getirir dize .
Bak peygamber ne dedi bize,
Yakışmaz kin, nefret, öfke size .
Artık ne denebilir bunca söze,
Şükretmek gerekir Yüce Rabbimize.
Selam olsun tüm kalbimizle
Sevgili Peygamberimize
MUSTAFA ATEŞ
ŞİŞLİ MEHMET PISAK ANADOLU LİSESİ
Mustafa ATEŞ