Saklambaç Şiiri | sude çiçek
Saklambaç
Çizgiyim göz kenarlarında
Fark etmiyorsun...
Hayalim uzaklara dalışında
Beni tutmuyorsun
Koşuşturmayım günlük telaşında
hep bahane üretiyorsun...
Seni gören bir çift gözüm ben
Boşuna saklanıyorsun.
Annesiz bir çocuğum ben
Yüreğinde yolunu kaybeden
Bunu birde oyun zanneden
Saklambaç oynadığını düşünen
Sevgisiz bir çocuğum ben
Mutlu olmayı öğrenemeyen
Kalbinde güvende hissettiğinden
Hâlâ saklambaç oynadığını düşünen
Saklambaç eğitici şiirler çocuk şiirleri okul öğrenci şiirleri sude çiçek
Saklambaç Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Saklambaç Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer Çocuk - Çocukluk Konulu Şiirler
Çocukluk
Affan Dede'ye para saydım,
Sattı bana çocukluğumu.
Artık ne yaşım var, ne adım;
Bilmiyorum kim olduğumu.
Hiçbir şey sorulmasın benden;
Haberim yok olan bitenden.
Bu bahar havası, bu bahçe;
Havuzda su şırıl şırıldır.
Uçurtmam bulutlardan yüce,
Zıpzıplarım pırıl pırıldır.
Ne güzel dönüyor çemberim;
Hiç bitmese horoz şekerim!
Cahit Sıtkı TARANCI
Cahit Sıtkı TARANCI
Biz Yarının Büyükleri
Bir güneşiz yarınlara,
Sevgi yazdık alınlara,
Açılmışız ufuklara,
Amacımız hep ileri,
Esmer, sarı, beyaz, zenci,
Biz yarının büyükleri.
Bin hayat var çalışmakta,
Bin sevinç var başarmakta,
Bir çiçeğiz şu toplumda,
Amacımız hep ileri,
Esmer, sarı, beyaz, zenci,
Biz yarının büyükleri.
Kalpte sevgi, çıktık yola,
Barışçıyız hep kol kola,
Tüm çocuklar mutlu ola,
Amacımız hep ileri,
Esmer, sarı, beyaz, zenci,
Biz yarının büyükleri.
Kenan AKANSU
Kenan AKANSU
Ben Bir Çocuğum
Sarsmayın inancımı
Çok da ceza vermeyin
Özgür olayım ben
Çok da aşırı kızmayın
Karşılaştırma beni başkasıyla
Söz verme yerli yersiz
Bunlar size çok geldiyse
Hepsini bırakabilirim
Şunu bilin ki bende bir gün büyüyeceğim
Tuğçe
Kağıttan Mermiler
toprak yolların tozunda öğrendik yürümeyi
dizimiz yara, elimiz bere içindeyken
hiç oyuncak küreklerimiz olmadı bizim
ha babam tırnak sallardık derecik kumlarına
naylon pabuçlarımız sevkıyat kamyonlarımızdı
üç adım öteye vızır vızır işleyen.
boyumuzun yettiği çatılardan aşırdığımız
kiremitlerden inşa ederdik "tombik" kulelerini
mahallenin en büyük tümseğini "kale"den sayardık
"kale benim"der zaptederdik tepedekilerin "kale"lerini
"kızdı kızdı"larımız vardı saklı kemerlerin şaklayan sesiyle
silahlarımız tahtadandı, ölmemek için "kıpırdama"yeterdi.
makaradan "okatan"lar, lastikten sapanlarımız vardı
birde üfleme borularımız...
mermileri kağıttandı.
marifetti eline batırmadan soymak "şeker dikeni"ni
bedavadan şeker bulmuşcasına sevinirdik
gün boyu kolay kolay girmezdik evlere
körpe sarmaşık yapraklarıyla bastırırdık açlığımızı
çağlasını talanla tükettiğimiz zerdali ağacının
gövdesinden sızan "bal"a üşüşürdük
aç bebelerin memeye saldırması gibi.
sundurmalardan yürüttüğümüz naylon terlikler
ya yüz gram kırık leblebi ederdi
yahut elli gram keçiboynuzu
parası olanlar beş miskete
bazen bir elmalı şeker ısmarlardı
bazen de tornavida ucunda şeker macunu.
hiç eskimezdi katmerli naylon toplarımız
"yakan top" "tek vuruş", "tek kale"
ve tek top ile oynanırdı bütün bu oyunlarımız
"aşık" atardık, malzemesi koyun dizinin eklem yerinden
"ilik" oynardık gazoz kapaklarıyla
gazoz kapaklarının bir değeri vardı o zaman
yani paramız yoktu ama oyun çoktu bizde
"kuyu kazmaca", "uzun eşek" filan
bir çocuk dünyamız vardı ki bizim
biz küçücüktük, o dünya kocaman.
Hürdemi Nevzat Bayramoğlu
Hürriyet Demir