Eğitim Sitesi

Şehitler Körfezi Şiiri

Şehitler Körfezi Şiiri | Alki Koç Elegeçmez

Ben Ege'nin en temiz, en yeşil körfeziyim
Doğa'nın tarih ile kaynaştığı yerdeyim
İstiridye içinde mavi bir inci gibi
Trakya'dan Ege'ye bakar mavi gözlerim!
*
Ben, suyunu sürekli temizleyen bir yerim
Bu yüzden okşar gibi eser benim meltem'im.
Soykırımcı güçlerin demir pençelerini
Mehmetçik'in,sularıma döktüğü yerlerdeyim.
*
Ege'den Marmara'yı ayıran yarımada
Kanla-canla yazılmış kutsal tarih defterim
Her sayfası destandır, her sayfası Mehmet'im!
Arıburnu..Conkbayır..Kanlısırt..Kemalyeri..
Yüzbinlerce şehitle süslenmiş bahçelerim!
Karşıdan, gece-gündüz ben onları gözlerim
*
1915' te yoktu hiç ören yerim
Oysa şlmdi, Ege'de bir dünya cennetiyim!
Güneyli'den Enez'e uzanan bir tak gibi
Boynumu aydınlatır yeni tatil köylerim!

Erikli..Yayla...Enez..en büyük incilerim!
Gelin telleri gibi ışıldar sahillerim
Mavi gül rengindedir ılık sularım benim.
Beni görmediyseniz, mutlaka görün derim
*
İyot kokularıyla boy verir kekiklerim.
Gün boyu beste yapar dallarda serçelerim
Renk cümbüşü içinde parlarken mavi sular
Gönül mekan şaşırır, der ki ben cennetteyim!
*
Her gün sahili okşar tertemiz mavi elim
Cennet gökleri gibi açık mavidir göğüm.
Nur'uyla can verirken tüm körfeze güneşim
Binlerce güneş gibi açar ayçiçeklerim.
*
Yaşmağım meşe, çamdır, suyum da temiz benim.
Kilimime-halıma motiftir çiçeklerim.
Cennet bağına kokar koylarım, tepelerim.
*
1915'te değiştirdim adımı
Ben artık Saros değil,
Şehitler Körfezi'yim!

Ali Koç Elegeçmez
...............***..............
02.nisa.2019/Salı
25.NİSAN.1915-Çanakkale Kara Savaşları
Zaferi'nin 104. yıldönümü kutlu olsun

add

Şehitler Körfezi eğitici şiirler çocuk şiirleri okul öğrenci şiirleri Alki Koç Elegeçmez

Şehitler Körfezi Şiiri Hakkında Yorum Yazın...
  

Şehitler Körfezi Şiiri Hakkında Yorumlar

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Çanakkale Zaferi Şiirleri

Bigalı Köyündeki Atatürk'ün Evi Şiiri

Geniş tahta kapıdan girince içeriye
Gördüğüm taş döşeli o küçük bahçe; dardı
Şimşirlerle bezeli gül kokan bu bahçede
İnsana huzur veren kutsi bir hava vardı.
*
Dut ağacı altında dinlenen eski kuyu
Bir zafer türküsünün şevkiyle bakmaktaydı.
Kırık tahta çıkrığı bakarken tepesinden
"Atatürk'ü ben gördüm! " der gibi hali vardı.
*
Yüz yılın dahisini ağırlayan yaşlı ev
Geniş tahta kapının hemen sol yanındaydı.
Duvarlar düzgün taştan içi de tahtadandı.
Kuşlarla..yıldızlarla..çamlarla konuşurdu
Güvem erik..ahlatlar..onun eski dostuydu
*
Tahta basamaklarla çıkılırdı üst kata
Tavan ve zemin tahta,trabzanlar tahtaydı.
Gıcırdardı yürürken tahtadan döşemeler
Bu sesle çekilirdi ancak zifir geceler.
*
Ve küçük tahta hole üç kapı açılıydı
Kuyuya bakan oda tam da karşınızdaydı.
*
Bu odada yatmıştı sarışın genç komutan.
Bu odada dinlendi gök bakışlı kahraman
Tahtadan musandraya asarken giysisini
Düşünmekteydi mutlak düşmanın hançerini!
*
Yola bakan odada toplandılar o gece
Mehtabın gözlerine bakarken üç pencere
Gaz lambası alevi titrerken duvarlarda
Bir dev oturmaktaydı şimdi tahta masada!
*
Kalemini kaldırıp baktı oturanlara
Dedi ki:
-Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini
Boğaz'ı geçmek ister itilaf kuvvetleri
Toplarıyla yakıyor-yıkıyor tepeleri
Ölüm kusmakta her an donanma gemileri
*
O an, mavi gözleri lambadaki ışıktan
Ve gökteki yıldızdan daha parlak yanarak
Oturduğu masadan Boğaz'ı görür gibi
Aydınlattı odayı inançla parlayarak!
*
"Çanakkale Geçilmez!Parolamız bu!" dedi.
Sanki şimşekler çaktı söylerken sözlerini
-Ölümden kurtuluş yok! Ölüm mukadderattır!
"Her can bir gün ölümü mutlaka tadacaktır"
*
Ya bir sedir üstünde ya sabanın peşinde
Vakit-saat gelince ölüm yaşanacaktır
Ama en güzel ölüm vatan için ölmektir
Şehitlik makamının şerefine ermektir.
*
İçtiğimiz bu suyu ya düşmanlar içecek
Ya bu kuyu suyuyla torunlar büyüyecek
Ölmek sayılmaz bize vatan için can vermek
Bu kutsal topraklara tek düşman girmeyecek!
*
Bigalı, köy olalı duymadı böyle hitap
Ne böyle aslan gördü ne böyle bir hakikat!
Söz verdi erkan-ı harb/And içtiler o gece
"Çanakkale geçilmez! " Yazacağız tarihe!
*
İşte böyle yazıldı buradaki destanlar
Ve böyle şehit oldu o adsız kahramanlar.
Arıburnu...Conkbayır...Kemalyeri üstünde
İşte bu yiğitlerin silinmez kanları var.
*
Eceabat Yolu'ndaki en mutlu tarihi ev
Bigalı Köyü'ndeki mütavazi bu evdir
Bir mesih bekler gibi ay'a baktığı gece
Ağırladığı misafir;
..............Yarbay Mustafa Kemal'dir.
.............*...............

Ali Koç Elegeçmez
03.05.2006-Bigalı Köyü
Siteye Ekleme tarihi:02.nisan.2019/salı
(Şiirdeki konuşmalar sağduyu ürünüdür! '

Ali KOç Elegeçmez

Zindandan Mehmed'e Mektup Şiiri

Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de, geri adam, boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim!

Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli...
Git ve gel... Yüz adım... Bin yıllık konak.

Ne ayak dayanır buna, ne tırnak!
Bir âlem ki, gökler boru içinde!
Akıl, olmazların zoru içinde.
Üstüste sorular soru içinde:
Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?

Bir idamlık Ali vardı, asıldı;
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı.
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil...

Müdür bey dert dinler, bugün 'maruzât'!
Çatık kaş.. Hükûmet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş, kim eder azat?
Anlamaz; yazısız, pulsuz, dilekçem...
Anlamaz; ruhuma geçti bilekçem!

Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil;
Sayım var, maltada hizaya dizil!
Tek yekûn içinde yazıl ve çizil!
İnsanlar zindanda birer kemmiyet;
Urbalarla kemik, mintanlarla et.

Somurtuş ki bıçak, nâra ki tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccâdemin yününde şefkat;
Beni kimsecikler okşamaz mâdem;
Öp beni alnımdan, sen öp seccâdem!

Çaycı, getir, ilâç kokulu çaydan!
Dakika düşelim, senelik paydan!
Zindanda dakika farksızdır aydan.
Karıştır çayını zaman erisin;
Köpük köpük, duman duman erisin!

Peykeler, duvara mıhlı peykeler;
Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,
Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler...
Duvar, katil duvar, yolumu biçtin!
Kanla dolu sünger... Beynimi içtin!

Sükût... Kıvrım kıvrım uzaklık uzar;
Tek nokta seçemez dünyadan nazar.
Yerinde mi acep, ölü ve mezar?
Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz?
Güneşe göç var da, kalan biz miyiz?

Ses demir, su demir ve ekmek demir...
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelir ki elden, kader bu, emir...
Garip pencerecik, küçük, daracık;
Dünyaya kapalı, Allaha açık.

Dua, dua, eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.
Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış...
Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu;
İplik ki, incecik, örer boşluğu.

Ana rahmi zâhir, şu bizim koğuş;
Karanlığında nur, yeniden doğuş...
Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!
Sen bir devsin, yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin!

Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!

(1961)

Necip Fazıl Kısakürek

Bahadır Alemdar

Çanakkale İçin Şiiri

Şehitliğe hazırlanan binlerce genç
Çanakkale'den geçirmez düşmanı
Azmi ile Ahmetler Mehmetler...
son nefesine kadar savaşan Çanakkale

Kanlar akıyor su yerine dereden
Türklüğe güven veren kahraman askerler
koruyor Çanakkaleyi yürekleriyle

anneler verir mi oğlunu şehit
çocuk verir mi canını?
Çanakkale olunca...

dağıyla taşıyla Çanakkale'm
kan kırmızı değil;kan...
son gücüyle yiğitler savaşır

cephede her asker BİR kahraman
Çanakkale canlara cennetten bir mezar
tarih unutma seni altın harflerle yazar

berra

Çanakkalem Şiiri

Çanakkalem,çanakkalem.
Topraklarında ölen şehitler,
Çanakkale için savaşıyorlar orda.
Öleceklerini bile bile gidiyorlar o savaşa,
Askerlerin elinde kuran-i kerimleri okuyorlar ağlaya ağlaya.
Kanlar sanki nehirmiş gibi akıyor,
Bir kenarda analar babalar Mehmetleri Alileri için dualar okuyorlar.
Büyük küçük demeden savaşıyorlar orada.

Esmanur Başboğa

Çanakkale Zaferi Şiirleri, Şehitler Körfezi Şiiri