Sende Bir Gün Yaşlanırsın Şiiri | Kasım KAPLAN
Resulün emrine uyun
Yaşlılara saygı duyun.
Sen onlara kıymet ver ki
Senden ibret alsın soyun.
Bugün bana yarın sana
Saygı gerekir insana.
Kaşığına gelecektir
Ne doğrardıysan çorbana.
Yaşlı ne günlere kaldı
Gittikçe saygı azaldı.
Kimse sahip çıkmayınca
Huzur evleri tüm doldu.
Sende bir gün yaşlanırsın
El vermekten hoşlanırsın.
Elini öpen olmazsa
İçten yanar haşlanırsın.
Kasım KAPLAN
Sende Bir gün Yaşlanırsın Şiiri Kasım KAPLAN Şiirleri şiirler eğitici şirler öğretici şiirler okul şiirleri yaşlılık ile ilgili şiir
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer Yaşlılık - Gençlik Konulu Şiirler
Genç Olunca Şiiri
Genç olucam mı diye bakıyorum
Olmaktan korkuyorum
Ama biliyorum
Olmak zorundayız
Olmak istiyorum
Ama annemden , ailemden
Ayrılmak istemiyorum
Badesu Coşkun
Geçip Giden Günlere (80'ler 90'lar) Şiiri
Kundaktaki bebeğin, tahtadan beşiğiydi
Köyün en inatçısı, evin boz eşeğiydi
Huzurlu uyku yeri, yün yorgan döşeğiydi
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Çalan kavalın sesi, ne hoş tatlı müzikti
İnsanlar merhametli, sabırlı ve nazikti
Sigortalı iş varsa, altından bilezikti
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Susmak küçüğe düşer, söz büyüğün hakkıydı
Gelinler çok konuşmaz, kaynana hep haklıydı
Uçurtmanın ipinde, hayallerimiz saklıydı
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
En ufak dedikodu, mahalleye sızardı
Büyükler küçüklere, haklı yere kızardı
Gökyüzü duman kokar, sokakları tozardı
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Mahallede bir olay, tüm herkesi bağlardı
Birisi vefat etse, tüm mahalle ağlardı
Somuna salça sürüp, bazlamayı yağlardı
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Hiperaktif değildi, çocuk yaramaz şer’di
Tek göz tüplü ocakta, yemeğimiz pişerdi
Komşuda pişen yemek, komşuya da düşerdi
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Akşamları çay keyfi, seyrimiz Bizimkiler’di
Kömürlük depomuzdu, kışlık bizim kilerdi
Herkes neşe doluydu, yüzleri hep gülerdi
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Yıkanıp da başlardık, haftaya hep pazardan
Ne dersler çıkarırdık, atılan her azardan
Mavi boncuk korurdu, kötü gözlü nazardan
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Televizyon renksizdi, çanakları antendi
Evlilikler hakiki, sevgileri kalptendi
Kredi haramdandı, harcadığımız ceptendi
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Kar yağmur gecikmezdi, mevsiminde yağardı
Sabah akşam ahırda, inekleri sağardı
Küçücük evlerimize, tüm sülale sığardı
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Kadınları hanımdı, adamları da beydi
Mahalle arasında, çocukları bebeydi
Evcilik, saklambaçtı, oyunlar kör ebeydi
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Evler gecekonduydu, duvar yığma betondu
Büyükler bereketti, nine dede tontondu
Telefonlar kulübede, büyük küçük jetondu
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Komşu komşusunun, külünü de kürürdü
Küçükler büyüklerin, hep ardından yürürdü
Büyük küçük birbirini, sayarak hoş görürdü
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Kapılar hep açıktı, komşunun da eviydi
Önlüklerimiz tek renk, siyah ya da maviydi
Dostluklar ebediydi, arkadaşlıklar kaviydi
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Kızların çeyizinde, süslü püslü nakışı
Uzundu gecelerimiz, soğuktu kara kışı
Korkutmaya yeterdi, büyüklerin bakışı
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Kaplarımız topraktan, güğümlerimiz kalaydı
Oyunlarımız türkülü, düğünlerimiz halaydı
Cebimiz delik ama hayatımız kolaydı
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Bulgur pilavı cacık, soframızda azıktı
Alın teri emeği, helal lokma rızıktı
Karıncaya basılmaz, hem günah hem yazıktı
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Pazar alışverişi, erzak dolu torbayı
Kaşıklar ortaklaşa, batırılan çorbayı
Kışın vazgeçilmezi, o sıcacık sobayı
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Kap kacak tenceremiz, hepsi aynı raftaydı
Küskünlükler kısaydı, sadece söz laftaydı
Evlerimiz ahşaptı, pencereler tahtaydı
Bayram gecelerinde, gözümüz sabahtaydı
Hasretle anıyorum, geçip giden günleri
Ramazan YILDIZ
Ah Yaşlılık Şiiri
Aynalar yansıtır kar beyaz sakalı,
Çamur banyosunda makyajı pahalı...
Keli güneş gibi kırıtır havalı,
Zaman tünelinde gezinirce sanki...
Belinde ağrılar ayağı son gazi,
Horca kullanılmış, bir subay gibi Nazi...
Yinede umuttur, hüzündür fantezi!
Kulağında çınlar, gençliktir şok yankı...
İçine bir girsen hazan yağmurları,
Dışını bir görsen çifte at mahmurları,
Alaycı bakışlar, oynar su samurları!
Oynatmak ne mümkün taşıdığı tankı...
Safet Kuramaz
NFS
Dedeciğim Şiiri
Babamın babasısın sen
Torunun oluyorum ben
Çok tatlısın bilmem neden?
Değmesin ayağın taşa
Dedeciğim sen çok yaşa
Pamuk gibi sakalın var
Yanakların kırmızı nar
Sensin en şirin ihtiyar
Değmesin ayağın taşa
Dedeciğim sen çok yaşa
Bilmiyorum yaşın kaçtır
Birde boyun kaç kulaçtır
Yerin başımızda taçtır
Değmesin ayağın taşa
Dedeciğim sen çok yaşa
Gece yanımda yatarsın
Hep masallar anlatırsın
Önce vardın; yine, varsın
Değmesin ayağın taşa
Dedeciğim sen çok yaşa
Benim adım senin adın
Soyadım senin soyadın
Doyulmazdır senin tadın
Değmesin ayağın taşa
Dedeciğim sen çok yaşa
Halil MANUŞ
Halil MANUŞ