REMZİ YILDIZ Bafra'nın Samsun'un Türkiye'nin gururu ünlü şair ÜnalGÜNEŞDOĞDU seninle gurur duyuyoruz.
Şirin Gökçeli Şiiri | Ünal GÜNEŞDOĞDU
Şirin Gökçeli
ŞİRİN GÖKÇELİ
Gökçeli Niksar’ın incisi, süsü,
Yeşile bürünmüş bitki örtüsü,
Dillere dolanmış bereket türküsü,
Bolluğun diyarı Gökçeli Beldesi.
Üzümü, pekmezi dünya markası,
Yaprağı ince süper dolması,
Halkın emeği, gelir kapısı,
Bereketli yerdir güzel Gökçeli.
Toprağı verimli yetişir sebze,
Hepside doğal, hepside taze,
Daha çok ürünler sunuyor bize,
Bereketli belde güzel Gökçeli.
Üzüm beldede altın gibidir,
Ekmek parası alın teridir,
Yaprağın merkezi başkentidir,
Bereketli yerdir güzel Gökçeli.
Yaprağı tanınır hemen her yerde,
Damarsız dışı incecik perde,
Tadını tat bir daha verde,
Bir başka güzel bizim Gökçeli.
Üzümü öz kendi markası,
Dışının rengi altın sarısı,
Tarlada geçer yılın yarısı,
Çalışkan insanlı güzel Gökçeli.
Dilim Kayalar nerede sor,
Acayip şekilli, renkleri mor,
Binlerce yılda oluşmuş zor,
Bir başka güzel bizim Gökçeli.
Gökçeli yakın kolay varması,
Her taraf bağlık, üzüm asması,
Birinci gelir yaprak sarması,
Cennet’ten köşe Yeşil Gökçeli.
Üzümü sıkılır şıra yapılır,
Tavada kaynarken toprak atılır,
Şişeye konup sonra satılır,
Üzümün başkenti güzel Gökçeli.
Yaprağı kopar, dalından yeşil,
İçini doldur ateşte pişir,
Çevreyi seyret, görünce şaşır,
Bir başka güzel bizim Gökçeli.
Ünal GÜNEŞDOĞDU
Şirin Gökçeli Gökçeli Beldesi Ünal GÜNEŞDOĞDU yerel şiirler belde şiirleri
Şirin Gökçeli Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Şirin Gökçeli Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Yazılan son 5 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 5 yorum yazılmış.
Benzer İller, İlçeler, Beldeler, Mahallelerle İlgili Şiirler
Kadıköy'de Bir Gün
Yavaşlayınca Kadıköy Vapuru
Sakinleşti martılar
Sakinleşti deniz;
Köpükler azaldı suda
“Hoş geldin! “dedi
......................Haydarpaşa Tren Garı
“Hoş geldin! ” dedi GATA !
*
Yaklaştı Kadıköy İskelesine vapur
Yaklaştı yavaşça
İşte
o zaman ayak bastım Kadıköy’e,
..........................................ilk defa
İskele yanında durdum
Buradaki güzelliklere vuruldum.
İlk gördüğüm;
Dalgalar nasıl uysallaştıysa suda
Kediler dost olmuştu burada
.........................................martılarla
Başımın üstünde martı çığlıkları
Sağ yanımda
çift minareli cami
ve Haydarpaşa Gar Binası
Artık şart oldu bir selfi çekmek
bu "körler ülkesi"nde,
..............Gar Bina'lı bir "Kadıköy hatırası"
*
İlerledim Kadıköy’ü soluya soluya
Balıkçı Muharrem’den
bir porsiyon balık-ekmek aldım
.............................porsiyonu sekiz liraya
Balık yemediğimden değil
İçimde kalmasın diye
............Kadıköy’de balık yememenin acısı
Bir selfi daha çektim
Balıkçı Muharrem’le birlikte
Bol renkli ikinci bir "Kadıköy hatırası"
*
Sonra o kayalara rastladım Moda’da
Sahil boyunca dizilmiş dev gibi kayalara
Üzerlerinde aşk yazıları.....çeşitli adlar
Gördüm ki;
Süleymaniye’yİ, Yeni Cami’yi
Sultanahmet’i, Ayasofya’yı..
Galata Kulesi’ni...
Daha çok,
bu kayaların üzerinde seyrediyor insanlar
*
Çünkü,
en güzel
bu kayalar üzerinden görünmekte
Avrupa Yakası
Bir selfi daha çektim bu kayalar üzerinden,
İçimde yaşasın diye
Boğaz'ın bu eşsiz manzarası
Son sözüm;
Doyamadım buradan Boğaz'ı seyretmeye
Diğer yerlerini gezmek
...................................kaldı başka bir güne
................*...........
2016/Kadıköy
Kayıt Tr:22.mayıs.2019-çarşamba
Ali Koç Elegeçmez
Yayla Sahili
Saros, Ege'de gözüm; Yayla, gözümde inci!
Sahiline dökülmüş gökyüzünün bilinci!
Simli her kum tanesi parlarken yıldız gibi
Samanyolu'na benzer Yayla'nın kum sahili.
Bronz heykel gibidir sahildeki insanlar.
Kumlarına yatarlar, kumdan evler yaparlar.
Balıkçı tekneleri kısmete ağ atarak
Martılarla birlikte suda nasip ararlar.
Evlerin bahçeleri süslüdür çiçeklerle;
Sümbül, zambak, gül, lale, papatya..menekşeyle
Dallarda ötüp duran saka ve bülbülüyle
Aşiyan diyarıdır Yayla'nın kum sahili.
'Yayla Köyü' dendi mi hemen geçme, dur biraz!
Gönlündeki tortuyu kumlarına dök biraz.
Tertemiz sularında bir kaç kulaç atarak
Her çeşit yorgunluğu sularına saç biraz!
Yayla'nın kum sahili uyuyan bir melektir!
Kumu okşayan deniz, ürkek bir kelebektir!
Şırıl şırıl ninniyle uyuduğu geceden
Aynı şırıltılarla uyanan bir bebektir!
Açar açmaz gözünü, güneş sahile akar!
Mavi deniz usulca kumun yüzünü yıkar!
Babalar çocuklarla denize olta atar.
Yayla'nın kum sahili her sabah huzur kokar.
Kimi de uykusunu mavi sularda açar
Kurbağalama, kelebek...sırt üstü suya yatar..
Yeni uyanan deniz, şaşkın gözlerle bakar!
Bir kaç martı gülerek havada pike atar
Semaya bakan sular platonik aşktadır
Kavuşmak özlemiyle sanki tutuşmaktadır..
Çok uzakta beliren minik minik dalgalar
Beyaz yunuslar gibi sahile akmaktadır...
Birbirinin üstünden kaya kaya ilerler
Yeleleri masmavi beyaz salyalı taylar!
Sahile varır varmaz kumlarda erir gider
Tayların ağzındaki bol köpüklü salyalar..
Uzaktaki tepeler sık sık renk değiştirir.
Yayla'ya nispet diye sanki süslenmektedir.
Buluttan şapka yapıp, bazan allık sürmekte
Yayla'nın sahiline her gün özenmektedir!
Uzanır iki yana sahilin bol kumları
Danişment, Erikli'de..Vakıf'tadır kolları!
Taş limana girince balıkçı kayıkları
Canınıza can katar Yayla'nın balıkları!
Dört bir yana dökülür yorgunluklar, elemler!
Tarlada mantar gibi kumsalda şemsiyeler.
Yakamozlu suların sihirli parıltısı
İnsanların gözünün bebeğinde yüzerler!
Evlerde, bahçelerde insanlar hep mutludur.
Martılar bile burda, yarından umutludur!
Güneşin tayfı vurur onun ılık suyuna
Yayla'nın Sahili'nde mavi renk en mutludur!
İnsanlar mavi bakar! Çiçekler mavi kokar!
Martılar mavi gökte, masmavi kanat açar!
Gece gündüz duyulur sahilin her yanından
Dalga sesleri gibi o mavi kahkahalar!
Kemanesi denizdir, kumları keman teli
Kemanın tellerini okşar denizin eli!
'Kasap'ı fısıldarken kumun simli telleri
Dökülür sahiline tüm Keşan türküleri!
Yayla'nın sahiline her gelen iz bırakır.
Kumsaldaki bu izler mavi suya karışır.
Alır götürür onu hışırtılı dalgalar
Bambaşka sahillere sizden selam bırakır!
Yayla'nın sahilinde deniz hep 'çarşaf gibi '
Yüzmeye doyamazsın buruşur diye teni!
Onda yüzen her insan olur onun bir ben'i!
Yayla'nın denizinde yüzmeye doyamazsın!
Çoluk çocuk, genç yaşlı, gezerler sahilinde
Ne arasan bulunur Yayla'nın rençberinde
Güneşin bakışları her an insan teninde,
Yanmaya doyamazsın Yayla'nın Sahili'nde!
O kadar sıcaktır ki sahilin simli kumu
Çıplak ayaklarınla kumlara basamazsın.
Pırıl pırıl, tertemiz gök mavisi suyuna
Gökten düşmüş sanarak bakmaya doyamazsın!
Eğer dayanamazsan güneşin kucağına
Bir meşe gölgesinde otur gönül dalıma!
Gönlünün sıcağını bırak meltemlerime
'Gönlümü Yayla yaptım ' Yayla Sahille
Ali Koç Elegeçmez
19.nisan.2019/Keşan
Ali Koç Elegeçmez
Gönüllerde Üsküdar Neşesi
Rüya gibi bir diyardayım
Üsküdar Meydanı’nda
III.Ahmet Çeşmesi’nin yanındayım
Kızıl rengiyle güneş batıyor
Kızkulesi’nin arka tarafından
Ellerimi yıkıyorum
III.Ahmet Çeşmesi'nin kurnalarından
*
Cennetten düşmüş bahçeye benziyor
Süleymaniye’nin boy verdiği
.............................................karşı kıyılar
Tribünlere benzetilmiş sahil boyunda
İstanbul’u içiyor;
........................genç-yaşlı tüm oturanlar
*
Bakıyorum da,
Denize olta atan balıkçıların
0ltalarında Üsküdar var!
Kuşkonmaz Cami'nin duvarlarında
ve kızaran balık kokularında
Üsküdar, Üsküdar..... yine Üsküdar!
*
Ne zaman gezinsem sahil boyunda
Gönlüme Üsküdar neşesi dolar
0tururken sahil boyunda
içimdeki yaşama sevinci artar da artar
*
Martılar öter çığlık çığlığa
Üs..kü..daar...Üs...kü...daar!
......................Üs...kü...daar!
Karşımda
Dolmabahçe.......Orta köy...
Boğaz Köprüsü.......yalılar...
*
Bir elimde balık-ekmek
Bir elimde çay
Gözümde Üsküdar /Gönlümde Üsküdar
Dilimde Üsküdar..
Güneşin batışında hep Üsküdar var!
.........*
22.mayıs.2019
Ali Koç Elegeçmez
Nasıl Özlüyorum Güzel Çorum’u
Kızılırmak gibi coşar çağlarım
Nasıl özlüyorum güzel Çorum’u
Duydum viran olmuş yeşil bağlarım
Çok iyi anladım ne olduğumu
Ben de özlüyorum güzel Çorum’u
-
Elmabeli Bayat Irmak ovası
Sakaröküz derler kartal yuvası
İskilip Dolması yemeğin hası
Oraya borçluyum varım yoğumu
Şimdi özlüyorum güzel Çorum’u
-
Şirin Sungurlu’ya uzak Yörüklü
Alaca’ya varsam duygular yüklü
Kargı’ya ulaşsam yivrik gölüklü
Budur ahvalimiz budur yorumu
Ben de özlüyorum güzel Çorum’u
-
Çiçeğe dolanmış bütün ağaçlar
Yeşile bürünmüş düzler yamaçlar
Ortaköy sakindir gönül amaçlar
Mecitözü nasıl anla sorumu
Ben de özlüyorum güzel Çorum’u
-
Kırkdilim üzeri aşıp Laçin’e
Gitmeniz gerekmez Çin’e Maçin’e
Irmak üstü Oğuzlar’ın içine
Meşhur cevizleri bağın harımı
Ben de özlüyorum güzel Çorum’u
-
Irmak kenarında güzel Osmancık
Koyunbaba derler inci gerdanlık
Dodurga çevresi bağlık ormanlık
Seyrine doyulmaz ömür yarımı
Ne çok özlüyorum güzel Çorum’u
-
Temiz havasıyla Uğurludağ’ım
Hattuşaş’ım Boğazkale otağım
Bir yaman özlemle geçiyor çağım
Mevzubahis Çorum yoksa boru mu
Ben de özlüyorum güzel Çorum’u
-
Benim kalbim her gün orda atıyor
Anam babam dedem orda yatıyor
Ömrümün güneşi battı batıyor
Şimdi arıyorum çocukluğumu
Ben de özlüyorum güzel Çorum’u
-
Can çıkmazsa çıkmaz insanın huyu
Gözümde tütüyor havası suyu
Kendine çekiyor Suat Zobu’yu
Şimdi soruyorsan eğer durumu
Müthiş özlüyorum güzel Çorum’u
-
Suat Zobu
-
Gölük: At, eşek, katır gibi yük ve binek hayvanlarının ortak adı.
Harım:
1. Genellikle bağ, bahçe, tarla gibi bir şeyin çevresine kazılan çukur, hendek.
2. Sebze ya da meyve bahçesi, bahçe.
Yivrik: Hızlı, evecen.
.
.
Suat Zobu