fırat sultan çokgüzelmiş çünkü öğretmeni anımsatıyor
Suçlu Çocuk Şiiri | Ayşe TEKİN
Suçlu Çocuk
Sen volkanımdaki lav
Patladıkça kustuğum
Sen içimdeki damla
Köpürdükçe yuttuğum
Sen yarınlara mimar
Betonlarla avuttuğum
Sen aynadaki ben
Sırsız camda unuttuğum
Yanılgımın kuyusundan
Başkaldırıyor gözlerin
Gözlerin zehir zemberek
Rengini taşıyor gerçeğin
Sen düne tutsak çocuğum
Bugün kelepçeliyse ellerin
Sen değilsin
Sana bugünü doğuran ben suçluyum
Ayşe TEKİN
Suçlu Çocuk Ayşe TEKİN çocuk şiirleri okul şiirleri eğitici şiirler öğretici şiirler amatör şiirler şiirlerimiz 24 kasım öğretmenler günü şiirleri güzel şiirler
Suçlu Çocuk Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Suçlu Çocuk Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Yazılan son 7 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 7 yorum yazılmış.
Benzer 24 Kasım Öğretmenler Günü Şiirleri
Canım Öğretmenim
Okuma,yazma bilemezdim ben,
Sen öğretdin öğretmenim,
Sen benim anam,babamsın,
Sevgili öğretmenim.
Sen beni okuttun ya öğretmenim,
İyiki okutmuşsun,
bende senin gibi,
OLACAĞIM "ÖĞRETMENİM"...
TUĞÇE NUR TİRYAKİ
Sensin Canım Öğretmenim
SENSİN CANIM ÖĞRETMENİM
Öğrenci eşittir bir fidan diyen,
Onlara cansuyunu veren,
Kırılmasın diye kol kanat geren,
Sensin canım öğretmenim.
En büyük hazine bilgidir diyen,
Hayır kelimesini sözlükten silen,
Bazen elim bazen gözümsün sen
Sensin canım öğretmenim.
Gülen yüzünle bilgiyi,
Sıcacık kalbinle sevgiyi,
Merhametle öğreten her şeyi,
Sensin canım öğretmenim
ALİ RIZA CEBECİ
ALİ RIZA CEBECİ (ARC XY16)
Öğretmenim
Yazmayı okumayı öğrettin bana,
Yanlış yaparsam birşeyi,
Doğruyu öğretirsin bana.
Sevgili öğretmenim.
Sen bir ana, senbir baba,
Öğretirsin bütün hayatı bana
Sevgili öğretmenim.
dilancan
Karanlık Geceler(d)e Yıldız Olmak İstedim
KARANLIK GECELER(D)E 'YILDIZ' OLMAK İSTEDİM
Ben Necmeddin Öğretmen...
“Ya âlim ol, ya talebe ol, ya dinleyenlerden ol,
...yahut bunları sevenlerden ol,
...beşincisi olma, helâk olursun.” diyen bir Peygamberin...
...ümmetinden biri olarak düştüm Siverek yollarına...
Yolumu gözleyenler vardı Çiftçibaşı Köyü'nde
"Öğretmenim" diye adımı sayıklayanlar vardı uykularında
Yarınları parsellenen körpeler vardı heyhat!...
O yüzden bir kez bile düşünmedim dönmeyi
Ben Necmeddin Öğretmen...
Annemin gözleri yaşlıydı beni uğurlarken seherde
Gözlerinden okunuyordu babamın haklı gururu
Torul'un Demirkapı Köyü'nden yola çıkarken...
...bir kuş kadar hafif hissettim kendimi
Çok uzaklarda, harap ve ışıksız köylere...
... ışık götüreceğim için kıpır kıpırdı sol yanım
O heybetli Zigana Dağı'nın zirvesi kadar...
...mağrurdum, boran borandım bu yüzden
Ben Necmeddin Öğretmen...
Çiftçibaşı İlkokulu'nda hem müdür,
...hem öğretmen, hem de müstahdemdim
Gün geldi akan çatıyı tamir ettim...
...yavrularım ıslanmasın diye
Gün geldi sobayı yaktım tezekle...
...çocuklarım üşümesin diye
Gün geldi köy çocuklarının getirdiği o sımsıcak...
...tandır ekmekleriyle öğün savuşturdum
Gün geldi merhem oldum...
... istikbali çalınmış bir çocuğun kanayan yarasına
Ben Necmeddin Öğretmen...
Dinimin yıldızı olayım diye...
..."Necmeddin" koymuştu adımı...
...tevekkül ehli can babam, canım babam
Soyadımla müsemma doğmuştum ben
Yılmak nedir bilmedim o yüzden
İsmimin de hakkını vermek istedim
Onun için aştım karlı dağları, taşlı yolları
Üzülme, gözyaşı dökme baba!
Aksine sevin, gurur duy şehit evlâdınla
Zira nefes aldıkça hep sana lâyık olmak istedim
Ben Necmeddin Öğretmen...
Doğu, batı, kuzey, güney diye ayırmadım...
...canımdan aziz bildiğim bu güzel memleketi
'Biz eğitim neferiyiz, nereye gitsek en iyisini yaparız' dedim
'Vatanın doğusu, batısı, ilerisi, gerisi olmaz' dedim
'İnsanın Kürdü, Lâzı, Çerkezi, Gürcüsü olmaz' dedim
'Bu bereketli topraklar hepimize yeter' dedim
'Bizler bir elmanın iki yarısıyız' dedim
'Biz dirlikte ve birlikte Türkiye'yiz' dedim
'Hepimiz kardeşiz' dedim
Ben Necmeddin Öğretmen...
Nefretin kavruk çöllerinde bir damlada umman olmak istedim
Berfinlerin hayallerini yeşertmek istedim can suyuyla
Baranlara ışık olmak istedim Siverek'in yıldızsız gecelerinde
Temmuzun kavurucu sıcağında şehadet haberimi aldıklarında...
...dalı kırıldı Civanların, Rojdaların, Berivanların...
Dağlardan kopup gelen bir çığ, tuz buz etti kardelenleri
Kahpe bir kurşun sıkıldı bin yıllık kardeşliğe
Barut kokuları karıştı karanfil ve gül kokularına
Ben Necmeddin Öğretmen...
Haziranın ortasında sılaya dönerken pusu kurdu zalimler
Puslu dağlardaki o tedirgin bekleyişten sonra....
...kirli bir silahtan çıkan mermi saplandı göğsüme
Ateşe verildi bir ömür yeşerttiğim pembe hayallerim
Naylon lastikli esmer bir köy çocuğunun...
...gözünden süzülen sımsıcak bir damla yaş değdi alnıma
Kanım terine karıştı puşili bir Anadolu çocuğunun...
Yıldızlar gördüm o kapkaranlık gecede
Beni bir mıknatıs misali kendine çeken yıldızlar...
Ben Necmeddin Öğretmen...
Gözüm arkada kalmadı son nefesimi verirken
Bayrağımı düşürmedim gönderden, çok şükür...
Şehit kanlarıyla sulanan bayrağımın kokusu sinmiş üzerime
Anne bak, bayrak ne kadar da güzel yakışmış tabutuma
Temennim, sarsılmaz inancım ve vasiyetim odur ki...
...siz de düşürmeyesiniz şanlı al bayrağımı yere
Onun izinde yürüyesiniz aydınlık yarınlara
Zira kefen niyetine o örtülecek tabutumun üstüne
Onun gölgesinde uyanacağım kıyamet sabahına
Onunla söyleşeceğim kapkaranlık gecelerde...
M. NİHAT MALKOÇ
M. NİHAT MALKOÇ