Ayşe Çok uzun
Toprak Adamı Şiiri | Şeyma Döndü DAĞISTANLI
Toprak Adamı
Nasırlı eller
Açılmış ulu yaradana
Yağmur bekler
Öyle ya
Yağmur
Umuttur
Berekettir
Onun küçük dünyasında
Sonra döner toprağa
İhmal edilmiş
Yorgun
Çorak toprağa
Tüm umudunu eker
Eker de ürün bekler
Bekler toprak adamı
Adeta susturulmuş
Sorsan da bir şey söylemez
Halidir
Aradığın bütün meramı
Diliyle değil
Gözleriyle konuşur
Kendisi açta olsa
Açları doyurur
Doyurur toprak adamı
Hep çalıştı didindi
Ama yine de ezildi
Tutunduğu dal oldu
Tek bir söz
Köylü milletin efendisi
Bu söze layık olmaya çalıştı
Çalıştı toprak adamı
Bugün gönlü boş
Güveni boş
Umudu boş
Kısacası her şey bitti
Ancak bitmedi
Toprak sevgisi
Onun
Evi toprak
Ekmeği toprak
Emeği toprak
Yarın
Toprak ademin omuzlarında
Gideceği yer
Yine toprak
Yine toprak
Ergül Sırkıntı
Toprak adamı eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler bilgilendirici şiirler dersimiz.com şiirleri öğrenci şiirleri amatör seçme şiirler şiir okul şiir sitesi
Yazılan son 2 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 2 yorum yazılmış.
Benzer Çiftçilik - Tarım Ürünleriyle İlgili Şiirler
Ne Çekiyo Çiftçiler Şiiri
Güzel anam tatlı bacım ekmek çöpe atılırmı
Dün tok iken bugün açım ekmek çöpe atılırmı
Ekin ektik tarla biçtik
Buğday ekmek için neler çektik
Fazlasıyla aldınız
Geri hepsini attınız
Tasarruf tasarruf nimet tasarrufu
Ben çok açım suçlu sensin
Ekmek çöpe atılırmı
ayşe bacı
Ekmek Şiiri
Çiftçi sürer tarlayı,
Sonra eker buğdayı,
Boy verir azar azar,
Saplar gittikçe uzar.
Başaklar olgunlaşır,
İçleri dolgunlaşır.
Yazın artınca sıcak,
Sararır her bir başak.
Biçerler ekinleri,
Şenlenir harman yeri.
Olup bitince harman,
Ayrılır buğday saptan.
Bitmedi işler gene,
Oradan değirmene,
Buğdayı götürürler.
Değirmen taşı döner,
Ezer un yapar bunu.
Fırınlar alır unu,
Su, maya kor yoğurur,
Yapar bir güzel hamur,
Sonra fırına atar,
Pişirir, bize satar.
Güzel kokulu ekmek,
Olmaz seni sevmemek,
Sensin yemeklere baş,
Her yemeğe arkadaş.
Hasan Ali YÜCEL
Hasan Ali YÜCEL
Çiftçi Ve Oğullarının Şiiri
1/:
Bizim köylü yaşlı çiftçinin böğrüne,
Saplanınca dayanılmaz bir ağrı,
Bıraktı babasından kalan karasabanı.
Çözdü yarı yaşlı yorgun atlarını,
Dört çekerli tahta arabasından
Demir dirgen ve tahta yabadan
Elini eteğini çekti
Bizim köylü yaşlı çiftçi
Galiba buradan gidecekti.
2/:
Çevresine çağırdı oğullarını,
Bostan boruk ekili bahçeden,
Üzüm koruk dikili bağdan,
Ve verimsiz çorak tarladan.
Daha durumunu yaban yad duymadan
Gideceğini bu dünyadan.
Vasiyetini söyleyecekti.
3/:
Yaşlı çiftçinin çevresini,
Sarınca izbandut gibi oğulları.
Yükseltti hasta adam cılız sesini,
Usul usul dedi ki: 'Vasiyetim,
Sakın ha bozmayın birliğinizi,
Tıpkı ben ölmemişim gibi.'
Sonra göründü yaşamın dibi
Göçtü bu dünyadan yaşlı çiftçi
Geldiği ilk gün ki gibi.
Ahmet Yozgat
Ahmet Yozgat
Pazaryeri Şiiri
Maydanozlar, naneler,
Ayvalar, kestaneler,
Sırt sırta vermiş gibi,
Pazarı kaplamışlar.
Şu pırasa, havuca,
Ispanaklara bakın.
Şu iri elmalarda,
Al yanaklara bakın.
Bakın şu lahanaya,
Bakın şu kerevize.
Hepsi de ayrı, ayrı,
Nasıl gülüyor bize.
Tahsin BİLENGİLİN
Tahsin BİLENGİLİN