Fıkraların çoğu güldürürken düşündüren yazılı metinlerdir ve mizahın en yaygın olan türüdür. Fıkralar bir zekâ ürünüdür, yerinde ve zamanında anlatılan fıkralar etkilidir. Duruma göre eğitici, uyarıcı, sitem edici etkileri olabilir.
Gülmek ve güldürmek için biraz anlatacak fıkralarınız olması gerekir. Çünkü gülmek her insana iyi gelir, çevrenizdekilere anlattığınız fıkralar iletişiminizin gelişmesine olumlu katkı sağlar.
Okuduğunuz fıkralar yüzünüzde bir parça tebessüm bırakabiliyorsa ya da düşüncelerinizi az da olsa harekete geçirebiliyorsa ne mutlu bize.
Karadenizli bir iş adamı, yine iş adamı olan bir arkadaşına yüklü miktarda parayı borç olarak verir. Ağustosun 21'inde de geri ödeme sözü alır. 21 Ağustos gelir. Akşama kadar bekler ödemeye gelen giden yok. Adamı arar ulaşamaz, evini arar. Hanımı telefonu açar ve adamın Almanya'da Münih'te olduğunu söyler. Bu sefer bizim iş adamı Almanya'yı arar ve telefonda der ki:
- Ula Dursun! Türkiye'de Ağustosun 21'idur. Ha bu Almaya'da kaçidur?
Bir dağ köyünün minibüsü köyle şehir arasında çalışmaktadır. Günün birinde o kadar hız yapar ki, yolcular çok huzursuzluk ve korkuya kapılırlar. Yavaş gitmesi için şoförü uyarırlar. Her uyarıda şoför "Tamam" der ve yine bildiği gibi devam eder.
En sonunda yolculardan biri öfkeyle bağırır:
- Yahu kaptan mal mı taşıyorsun? Canımızı sokakta bulmadık, biraz yavaş git, der. Şoför:
- Tamam, der ancak yine aynı tas aynı hamam. Aynı yolcu şoföre tekrar bağırır:
- Kaptan arabayı durdur inecek var. Kaptan arabayı durdurup kapıyı açar. Fakat inen falan olmaz. Bu sefer şoför kızar:
- Hem durduruyorsunuz, hem de inmiyorsunuz!
Bağıran yolcu der ki:
- Azrail indi ya, görmedin mi?
- Canım, bu nasıl olur? Allah'ın emrini dinlemiyorsun da kulların davetine icabet ediyorsun.
- Bunda şaşılacak ne var? Bilirsiniz ki Cenabı Hak merhametlilerin en merhametlisidir. Bir an gelir diler de kullarının günahını derhal affedebilir. Fakat insanlar böyle midir ya? Onlar, en küçük bir sebepten güceniverirler. Bunun için davetlere derhal icabet etmek gerekir.
Ormanlar kralı aslan, sevimli tavşanı şamar oğlanına çevirmişti. Nerede görse yanına çağırır ve dermiş; "Söyle bakalım, şapkan nerede senin?" Sonra da ensesine bir şaplak indirip keyifle gülermiş.
Bu durumu gören tilki;
- Yüce efendimiz! Sizi neşeli görmek bizi sevindiriyor. İsterseniz bir numara da ben öğreteyim. Tavşana, git bana bir sigara al dersiniz. Eğer filtreli sigara alırsa, neden filtresiz sigara olmadın, filtresiz sigara alırsa d, neden filtreli sigara olmadın diyerek basarsınız şamarı, demiş. dersimiz.com
Bu fikir aslanın çok hoşuna gitmiş. Hemen tavşanı yanına çağırmış ve;
- Git bana sigara getir! demiş. Tavşan da;
- Filtreli mi olsun, filtresiz mi? diye sormaz mı. Aslan şaşırıp kalmış. Sonra da bildiği eski yönteme başvurup;