Büyük bir banka soygunundan sonra çalıntı otomobille kaçan üç soyguncu, kent dışında otomobilden inip tarlalar arasında geldikleri yöne doğru hızla ilerlediler. Uzun süren bu iz kaybettirme yürüyüşünden sonra ıssız bir yer bulup oturdular. İçlerinden biri:
- Haydi sayalım artık, dedi. Kaç milyon kaldırdığımızı merak ediyorum.
İkincisi elini şöyle bir salladı:
- Yorgunluktan öldük yahu! Şimdi o kadar parayı saymakla ne diye uğraşalım. Yarın gazetelerde okur, biz de öğreniriz kaç milyon kaldırdığımızı.
Üçüncüsü öfkeyle yerinden fırladı:
- Deli misin be! Yarın her gazete ayrı bir rakam verir, biz de birbirimize gireriz!
fıkraoku.com 2018-01-12
En Güzel Karışık Fıkralar Okuyun
Yolcular uçağın hemen yanı başında, bavullarını gösteriyorlar. Uçak şirketinin minibüsü yanaşmış, içinden kaptan pilot ile yardımcısı inmiş. Kaptan pilotun elinde bir beyaz baston, kolunda üç noktalı bant... Yardımcı pilot desen, elinde bir tasma, tasmanın ucunda bir köpek...
Pilotlar sağa sola çarpa çarpa uçağa binerken yolcularda şafak atmış atmasına da kimse birbirine bir şey sezdiremiyor. İçlerinde "Yok canım, o kadar da olmaz" diyenler çoğunlukta.
Kapılar kapanmış, uçak pistte yol almaya başlamış. Uçak hızlanmış, pistin sonu yaklaşmış. Yolcular panikte. Beton pistin bitip çimlerin başladığını gören yolcular, dayanamamış basmışlar çığlığı. Tam o anda kaptan pilot da önündeki levyeyi sonuna kadar çekmiş.
Uçak tekerleklerini yerden kesip havalanınca, kaptan pilot derin bir soluk alıp yardımcısına dönmüş: "Biliyor musun? Bir gün çığlık atmakta gecikecekler ve hep birlikte geberip gideceğiz!"
Gökhan 2016-09-17
Papaz, ölmek üzere olan adamın üzerine eğilir:
"Öte tarafa uçmak üzeresin, şeytanı ve onun kötülüklerini lanetle."
Adamdan ses çıkmaz.
Papaz sabırlıdır:
"Ölmeden önce şeytanı ve onun kötülüklerini lanetle."
Yine ses yok.
Papaz sinirlenmiştir, ses tonunu yükseltir:
"Evladım, neden şeytanı ve kötülüklerini lanetlemiyorsun?"
Adam, yattığı yerden hafifçe doğrulur:
"Kusura bakma peder, nereye gideceğimi bilmeden kimse hakkında yorum yapmak istemiyorum."
adalı 2016-07-30
Aşırı sinirli biri, havalimanında check-in bankosundaki ilgili memura hak etmediği halde, etmediği hakareti bırakmamış...
Müşterinin abartılı kabalığı karşısında, banko memuru sakin ve güler yüzlü bir şekilde davranıyor, hiç cevap vermeden işine devam ediyormuş...
Adam işi bitip gidince, bir arka sıradaki müşteri;
"Sizi tebrik ederim..." demiş memura, "Hiç tahrike kapılmayıp nezaketinizi sürdürdünüz. Ama bu kadarı da yanlış... Yapabileceğiniz bir şeyler olmalı..."
"Olmaz olur mu, var efendim..." demiş, memur gülümseyerek; "Şerefsiz New York'a gidiyor, bavulları Berlin'e..."
elif can 2016-07-20
Vallahi Efendim Ben Anlamam Fıkrası
Bir profesör konferans vermek için bir şehre gitmiş. Belirlenen saatte salona girmiş fakat ne görsün? Salonda yalnızca bir kişi oturmakta... Profesör bir an gururuna yediremeyip gitmeye yeltenmiş... Ancak bunun kendisini dinlemeye gelen kişiye saygısızlık olacağını düşünüp vazgeçmiş. Gidip kürsüdeki yerini almış fakat önce bir sorayım diye düşünmüş; "Acaba bu kişi tek başına beni dinlemek ister mi?". Profesör adama sormuş:
- Beyefendi gördüğünüz gibi salon boş. Ama siz bana ve fikirlerime değer verip buraya kadar zahmet etmişsiniz. Siz anlatmamı isterseniz ben konferansı yalnızca sizin için de sunarım. Ne dersiniz?
Adam cevap vermiş:
- Vallahi efendim ben anlamam! Ben seyisim. Ahıra bir at gelse de yem veririm, yüz at gelse de yem veririm!
Profesör mesajı almış. Hatta biraz da aşka gelip kürsüye çıkmış. Anlattıkça anlatmış... Anlattıkça anlatmış... Normalde iki saatlik konuşma hazırlamışken bu hızla üç saat anlatmış... Dört saat anlatmış... Beş saat anlatmış... Nihayetinde konuşmasını bitirip adama sormuş:
- Beyefendi nasıl buldunuz konuşmamı? Beğendiniz mi?
Adam cevap vermiş:
- Vallahi efendim ben anlamam! Ben seyisim. Ahıra bir at gelse de yem veririm, yüz at gelse de yem veririm! Ancak... Ahıra bir at gelirse diğer doksan dokuz atın yemini de o ata vermem!...
Gülserin Güngör 2016-03-13
Adamın biri yeni işe başlamıştır.
Bakar ki masasında pek bir şey yok, hemen depoyu arar:
- Kardeşim burası nasıl bir iş yeri, masamın üzeri bomboş, işinizi doğru dürüst yapmaz mısınız siz, dingonun ahırı mı burası, derhal kırtasiye malzemesi getirin, bu sefer göz yumacağım ama bir daha olmasın.
Telefonun diğer ucundaki:
- Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?
- Kimsiniz?
- Genel Müdür.
- Ya siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?
- Hayır. Bilmiyorum.
- Oh, çok şükür, der ve telefonu kapatır.
Berk 2019-04-16
Bir kovboy çiftliğine dönmektedir.Bindiği atı yeni satın almıştır.Atın üstünde bir gün evvel evlendiği genç bir kadını da getirmektedir. Sel yatağı boyunca ilerlediklerinden, kötü bir rastlantı sonucu at kayar.
- Bir, der kovboy kısaca.
Ve on dakika sonra at yine bir yoldan sapma yapar.
- İki, der kovboy.
Biraz daha ileride, at bir engel karşısında, az kalsın dengesini kaybeder gibi olur, bu kez kovboy ne bir, ne iki der. Kadını attan indirir ve :
- Üç, der!
Ve bir tabancayla atı öldürür. Genç evli kadın, dehşete düşmüştür. İtiraz etmekten kendini alıkoyamaz.
- Her şeye karşın, biraz sert, yapmamalıydın!
Ve kovboy sayar :
- Bir!
ARDA 2015-05-22