Hoca, bir gün evde ocak yakmaya kalkmış. Üflemiş üflemiş bir türlü yakamamış. Ne yaptıysa fayda etmemiş. Buna fena halde kızan Hoca, yukarı çıkıp karısının hotozunu aldığı gibi ocak başına inmiş. Hoca, hotozu kendi başına takarak başlamış yine ocağı üflemeye. Bu sefer odunlar, bir iki üfleyişte parlayıverince Hoca, söylenmeye başlamış:
- Meğer ocak da bizim hatundan korkarmış; hotozu görür görmez imana geldi!...
fıkraoku.com 2023-09-27
En Güzel Nasrettin Hoca Fıkraları Okuyun
Hoca bir ara hastalanır. Hastalığının gittikçe ilerlediğini görünce, yakınlarına:
- Ben ölünce tepeüstü, dikine gömün, der.
- Aaaaa Hoca o nasıl söz, insan tepeüstü gömülür mü?
- Gömülür, niçin gömülmesin?
- İyi de, neden tepeüstü?
Hoca söyle der:
- Kıyamet kopunca dünyanın altı üstüne gelecek. O zaman kolay olur, dosdoğru kalkarım.
Nehir 2018-08-30
Nasrettin Hoca'nın komşusu evlenirken Hoca'dan davetiye dağıtmasını rica etmiş
Hoca şehirde kendini beğenmiş olarak ün kazanan bir zengine davetiyesini vermeye gitmiş.
Hoca'yı gören zengin sinirlenmiş:
- Davetiye dağıtmaya iyi bir insan bulamamışlar mı?
diye çıkışmış
Nasrettin Hoca:
- İyi insanlar da vardı, ama onlar iyi insanların davetiyelerini vermeye gitti
demiş.
Erdem 2014-10-21
Buna Değmiş, Buna Değmemiş Fıkrası
Nasreddin Hoca'nın komşusunun iri yarı toy bir delikanlı olan oğlu, sıcak bir yaz gününde ormana gidip odun hazırlamaya karar vermiş. Gittiği baltalık ormanda su yokmuş. Herkes heybesine bir testi su koyar öyle gidermiş. Delikanlı ise,
"Su testisini taşıyacağıma iki üç karpuzu taşırım, daha iyi olur. Nasıl olsa dönüşte odunları sırtlayıp getireceğim. Birde toprak testimi kırmadan geri getirmeye uğraşmayayım" diye düşünmüş. Torbasına karpuzlarını koyup ormana gitmiş.
İşe koyulmadan evvel bir karpuz yiyeyim demiş.
Karpuzu kesmiş. Beğenmemiş, bir kenara atmış. Öbür karpuzları kesmiş, o karpuzlar da çok hammış, kaldırmış atmış. Kızmış karpuzların üstüne işemiş.
Ormana gitmekte olan Nasreddin Hoca olayı görmüş. Yanına yaklaşınca:
- "Delikanlı, ham da olsa nimete işenmez, tövbe et. Nimeti vereni gücendirirsin!" Demişse de delikanlı öfkesini yenip tövbe edememiş.
Öğlen vaktine doğru, hem sıcaklardan hem de çalışmaktan dolayı iyice susamış. Etrafta su isteyebileceği hiç kimse yok. Su yok. Varmış ham karpuzların yanına.
"Ona değdi, buna değmedi" diye diye attığı bütün karpuzları yemiş. Son parçalardan birini yemekteyken, ormanda işini bitirip, eşeğine odunlarını yükleyip dönen Nasreddin Hoca ile tekrar karşılaşmış. Hoca bir yenmiş karpuzların kabuklarına ve birde delikanlı'ya bakmış:
- "Suphanallah, bak, becerip tövbeni yetiştiremedin. Rabbim ne kadar çabuk, senin çişini sana yedirdi! ..." demiş.
gaye şen 2014-10-21
Hoca, bir gün yolda giderken, birisi ona gülünç bir soru sormuş:
- Hoca, senden önce ve senden sonra evlenenleri tuhaf bulmuyor musun?
- "Her ikisini de tuhaf buluyorum", demiş Hoca.
- Neden böyle", diye bir daha sormuş arkadaşı.
- Neden mi? Benden önce evlenenlere, bana hiç öğüt vermedikleri için kızıyorum. Benden sora evlenenler de, onlara hiç öğüt vermediğim için, bana kızıyorlar
dersimiz.com 2014-10-07
Günün birinde Nasreddin Hoca'nın da içinde bulunduğu topluluktan birisi;
- Hocam, adam olmanın yöntemi nedir? deyince; Hoca Efendi, adamın nefes almasına bile fırsat vermeden;
- Canım, bunu bilmeyecek ne var, elbette kulaktır, der.
Fakat Hoca, arkadaşlarının "kulaktır" cevabından pek bir şey anlamadıklarını anlayınca açıklama yapma gereğini duyar:
- Aa! Bunu bilemeyecek ne var? Herhangi bir adam konuşurken onu can kulağıyla dinlemeli; bu arada kendi ağzından çıkanı kendi kulağı duymalıdır.
reddo 2022-01-19
Akşehir'in zenginlerinden birinin köşküne ziyarete gelen Hocayı kapıda karşılayan hizmetçi efendisinin evde olmadığı konusunda diretince Hoca:
- Efendine söyle bir daha evden çıkarken ikinci kattaki pencerenin kenarında kafasını unutmasın!
dersimiz.com 2019-04-06