Nasreddin hoca cenaze namazından dönerken Kan ter içinde kalmış biri gelip ;Hocam Hasan Sebgetullah nirde ki sizin talebenizdi ; dedi Hoca adamı bi süzdü baktı ki biraz cahil ;Oğlum, Hasan yükseldi artık sebgetullah değil Rahmetullah oldu;dedi
Reyhan 2009-01-01
En Güzel Nasrettin Hoca Fıkraları Okuyun
Nasreddin Hoca'nın horoz dövüşlerine yeni merak sarmış bir arkadaşı varmış. Birlikte gidip pazardan dövüşken bir horoz aramaya başlamışlar. Derken, arkadaşı bir horoz beğenmiş. Satıcıya adı ne bunun diye sormuş. Satıcı, adı yiğit demiş. Arkadaşı horozu almış. Daha sonra yiğit hangi dövüşe girse dönüp kaçmış. Tabii ki rakibi de peşinde. Yiğit kaç dövüşe girdiyse hiç yakalanmamış. Arkadaşı, Hoca'ya: "Hoca ne iştir? Benim yiğit neden dövüşe girmeyip kaçıyor." demiş. Hoca:
- Bilmez misin Selami, yiğitliğin onda dokuzu kaçmaktır. Ne yapsaydı yani dövüşe girip de yara bere içinde mi kalsaydı? Bak şuna hiçbir yerinde çizik bile yok. Hey maşallah! demiş.
Serdar Yıldırım 2023-03-13
Nasreddin Hoca’ya sormuşlar:
’Hocam, cenaze töreninde bir tabutun neresinde gitmek gerekir.’
Nasreddin Hoca da soruyu sorana şöyle der:
’İçinde gitme de, neresinde gidersen git.’
Reyhan 2009-01-01
Çocukluk yıllarında Nasrettin Hocayı annesi komşuya soğan istemeye gönderir. Nasrettin komşunun kapısına gelince içeriden gelen konuşmaları duyar. Kapıyı çaldığı anda konuşmalar kesilir. Biraz bekler, fakat kapıyı açan olmaz. İkinci kapıyı defa daha kuvvetlice çalar. İçerden kulağına gülüşme sesleri gelir. Bu duruma canı sıkılır, eve döner. Annesine "Komşu gezmeye gitmiş" der. Akşam yemeğinde soğansız, lezzetsiz çorbayı içerler.
Aradan birkaç gün geçer. Nasrettin’in evde yalnız olduğu bir gün kapı çalınır. Nasrettin kapıyı açar. Gelen komşunun oğludur.
Komşunun oğlu:
- Arkadaşım nasılsın? Evde yemek pişiriyorlar. Aksilik bu ya tuz kalmamış, tuz istemeye geldim, demiş.
Nasrettin:
- Geçen günlerde size soğan istemeye gelmiştim. Kapıyı bile açmadınız. Üstelik bir de gülüyordunuz. En çok da senin sesin duyuluyordu. Biz o akşam çorbaya sizin gülüşlerinizi doğradık. Pek lezzetli oldu. Şimdi sen benden tuz isteme. Tuzun yerine şu
kahkahaları yemeğe karıştırın. Tadı tuzu yerine gelir, der ve hah hah ha diye güler.
Serdar Yıldırım 2022-11-07
Nasreddin Hoca bir gün balık avına gitmiş. Dere kenarında bir ağacın altına oturmuş. Oltasını çıkarmış. Kancanın ucuna yanında getirdiği küçük beyaz kurtçuklardan birini takmış, suya fırlatmış. Başlamış beklemeye?
İki üç dakika geçmiş geçmemiş, büyükçe bir balık oltanın önünde peydah olmuş. Balık oltanın etrafında birkaç tur atmış ve yemi kancasından çıkarıp yemiş. Nasreddin Hoca bu işe çok şaşmış.
Kancanın ucuna bir kurtçuk daha takmış. Balık aynı şekilde kurtçuğu yemiş, kancaya tutulmamış. Nasreddin Hoca balığa oyun oynamaya karar vermiş. Oltanın ucundaki kancanın ucuna biraz daha küçük bir kanca takmış, suya fırlatmış. Az sonra balık alışkın hareketlerle gelmiş, küçük kancayı kurtçuk zannedip ısırmış ve oltaya yakalanmış. Başlamış çırpınmaya?Nasreddin Hoca hemen oltayı sudan çıkarmış ve balığı tutmuş:
? Seni köftehor, bütün yemleri yedin bitirdin. İyi alışmıştın hazırlopçuluğa. Ben buraya doyunmaya gelmiştim, doyurmaya değil ? demiş ve balığı pişirip, afiyetle yemiş.
Serdar Yıldırım 2009-01-01
Çocuklar bir gün dere kenarında oynuyormuş. Nasreddin Hoca'yı gören çocuklar, "haydi Hoca'ya şaka yapalım" demişler. Çocuklar ayaklarını birbirine dolaştırıp:
- Hocam ayaklarımız karıştı, bulamıyoruz, demişler.
Hoca söyle bir bakmış eline bir sopa almış. Çocukların ayaklarına ufaktan dokunmaya başlamış. Çocuklar hemen ayaklarını çekmişler. Hoca:
- Gördünüz mü? Nasıl da buldunuz ayaklarınızı, demiş.
fıkraoku.com 2019-04-20
Bir gece Hoca'nın evine hırsız girer, evde ne var ne yok hepsini çalar, evine götürür.
Bu sırada onu gözetleyen Hoca eşyasının kalanlarını sırtına alarak hırsızın evine götürür.
Hırsız hayretle sorar:
- Evimde bu saatte ne arıyorsunuz? Hoca gayet sakin:
- Oğlum biz bu eve taşınmadık mı?
fıkraoku.com 2019-04-20