Bir gün Nasrettin Hoca odun keserken eli ayağı üşümüş.
“Ben öldüm.” deyip bir ağacın dibine yatmış.
Kurtlar gelip eşeğini yemeye başlamış. Hoca yattığı yerden,
-İyi buldunuz sahibi ölmüş eşeği, demiş.
fıkraoku.com 2023-04-08
En Güzel Nasrettin Hoca Fıkraları Okuyun
Nasreddin Hoca bir gün yolda giderken bir adamla karşılaşmış. Adamla sohbet etmeye başlamışlar. Bir saat havadan sudan konuştuktan sonra Hoca:
– Kusura bakma arkadaş. Ben seni tanıyamadım, adın neydi?, diye sormuş.
Adamcağız çok şaşırmış:
– Madem ki beni tanımadın, neden benimle bir saattir sohbet ediyorsun? demiş.
Nasreddin Hoca:
– Kıyafetlerin benimkine çok benziyordu. Ben de seni ben sandım, demiş.
fıkraoku.com 2023-04-08
Nasrettin Hoca, bir ara hastalanır. Doktor bir müddet perhiz yapmasını, ağır ve acılı yemekler yememesini söyler. İlaçlarını verir. Hoca, doktorun dediğini birkaç gün uygular. Kendinde iyileşme hisseder. Bu arada canı acılı dolmalı yemekler ister. Bir gün Hoca'nın karısı dolma yapar. Hoca'nın ısrarına dayanamayarak bir tanesini “Şifa niyetine” yedirir. Karısı başka bir yere gidince kızına yalvarır. Kızı da bu yalvarmalara dayanamaz. Bir tane “Şifa niyetine” dolmayı da o yedirir. Kızın da işi çıkar. Hoca'nın yanından ayrılır. Hoca dolmanın tadına doyamaz. Bu sefer küçük oğlunu kandırır. “Şifa niyetine” bir dolmayı da onun elinden yer. Az sonra, Hoca'da sancılar başlar. Acıdan kıvranmaya başlar. Karısını çağırır. Karısı, Hoca'nın bu ani hastalanışı karşısında telaşlanır. Koşarak doktoru çağırır. Doktor, Hoca'yı kıvranır halde görünce:
- Hocam, iyileştiğini duymuştum. Nedir bu halin? Diye sorar.
Hoca hem kıvranır, hem de doktora şöyle der:
- Ne olacak Doktor; “Şifa niyetine” ölüyoruz.
Muhammed Enes Budak 2022-04-09
Kendi halinde yaşayıp giderlerken bir gün Keloğlan'ın dul anası hastalanmış; götürmediği hekim, okutmadığı hoca kalmamış. Keloğlan, her gün anasına sağlığını sorarmış:
- Anacım bugün nasılsın?
Anası da sürekli aynı cevabı verirmiş:
- Hastayım oğlum!
Keloğlan "Ben bu anamın derdine nasıl çare bulacağım?" diye kara kara düşünürken, derdini paylaştığı komşusu akıl vermiş:
- Filan yerde ünlü bir hekim var, imkanın varsa ona da götür.
Keloğlan da anasını almış sırtına düşmüş yola, hekime giderken, Nasrettin Hoca'yla karşılaşmış; selâm vermiş, selâm almış. Hoca sormuş:
- Hayrola Keloğlan, nereye bu halde?
- Anam hasta, derdine bir türlü çare bulamıyorum, yine bir hekime götürüyorum.
- Anan dul mu?
- Dul
- Ananı kocaya vermeyi hiç düşündün mü?
- Aman hocam, bu yaştan sonra anam ne yapacak kocayı?
Keloğlan daha sözünü bitirmeden, yaşlı anası öfkeyle bağırmış:
- Sus edepsiz, sen hoca efendiden daha mı iyi bileceksin?
fıkraoku.com 2023-03-14
Nasrettin Hocanın karnı pek açıkmış. Sofradaki çorbaya kaşığını daldırıp hemen ağzına almış, yutmuş. Fakat çorba çok sıcakmış. Ağzı, boğazı müthiş bir surette yanan Hoca, hemen sokağa fırlamış, bağırıp kaçmaya başlamış.
- Savulun dostlar, karnımda yangın var.
fıkraoku.com 2022-04-11
Nasreddin Hocanın ateş yakması gerekmektedir. Belli ki hanımı da yemek yapma hazırlığındadır. Hoca, duvarda asılı olan körüğü alır ve ateşi körüklemeye başlar, işini bitirdikten sonra da körüğün ağzını iyice bağlayarak yerine asar. Bütün bu olanlara bir anlam veremeyen Hoca'nın hanımı:
- Yahu Hoca Efendi! Bu körüğün ağzını niçin bağlıyorsun?
Hoca bu, lafın altında mı kalır:
- Yahu hatun! Bunu bilmeyecek ne var? Eğer körüğün ağzını tıkamasam içerisindeki hava uçup gidecektir. Biliyorsun ben savurganlığı sevmem.
fıkraoku.com 2022-10-20
Bir gün Nasrettin Hoca göl gördü ve oraya gitti ama uzun süre geri dönmedi.
Nasrettin Hocanın hanımı çok endişelendi.
Nasrettin Hoca gelince sordu
- Neredeydin Hoca? Hoca da;
- Uyku almaya çalışıyordum, dedi.
fatma 2022-06-28