Bir hikâyedir anlatılır dilden dile. Yaşlı ve bilge kadın, genç bir kadına hayatla ilgili öğütler vermeye başlar;
Ateş üstündeki çaydanlık KAYNANA'dır. Sürekli olarak fokur fokur kaynar. Dikkat etmezsen, arada bir havasını almazsan taşar.
GELİN ise üstteki 'demlik'tir. Su kaynadıkça yavaş yavaş demlenir, kendine gelir ve pişer.
GELİNİN KOCASI (evin oğlu) 'bardak' gibidir. Bir kaynana doldurur içini, bir gelin. Fazla doldurup da taşırmamak gerekir.
ÇOCUKLAR da 'şeker'dir, çaya tadını verirler. Bu durumda sentetik tatlandırıcılar da EVLATLIK olur. Çayı tatlandırır ama şekerin tadını vermez yine de. Bununla beraber çayını şekersiz içmeye alışanlar için tek bir küp şeker bile rahatsız edici olabilir.
'Kaşık' GÖRÜMCE'dir, BALDIZ'dır. Arada bir karıştırır gider.
KAYINPEDER de 'çay tabağı'dır. Çayın demine, suyuna karışmaz orada durur ama gerektiğinde kırılanı, döküleni toplar.
KONU KOMŞU, çaya ilave edilen limon, nane, karanfil, bergamot gibi katkılardır. Kimi çok sever kimi nefret eder. Fazla katıp da çayın tadını kaçırmamak lazım gelir.
'Çay süzgeci' ise ailenin sahip olduğu değerlerdir. Aileyi (çayı) dış etkenlerden, gereksiz şeylerden temizler, süzer korur. Süzgecin delikleri büyük olursa çaya istenmeyen şeyler girip tadını kaçrıabilir.
Suyu ısıtan ATEŞ ise 'hoşgörü'dür. Olmazsa çay zaten olmaz. Soğuk suda çay olmaz zaten.
Güzel bir çaydan taze demlenmiş tavşan kanı bir çayın tadına da doyum olmaz. Afiyet Olsun.
gelin kaynana çay çaydanlık seçme yazılar etkileyici yazılar