Adamın biri, ilk defa gittiği küçük bir kasabada uzun uzun gezindikten sonra yol kenarında duran bir arabanın yanına sokulmuş ve arka koltukta tek başına oturan çocuğa:
— Buraların yabancısıyım, demiş. Parkın hemen yanıbaşındaki fırını arıyorum..Çok yakın olduğunu söylediler.
Çocuk , arabanın penceresini iyice açtıktan sonra:
— Ben de buraya ilk defa geliyorum, demiş. Ama sağ tarafa gitmeniz gerekiyor herhalde.
Adam, çocuğun da yabancı olmasına rağmen bunu nasıl anladığını sormuş ister istemez.
Çocuk:
— Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz? diye gülümsemiş Kuş cıvıltıları da oradan geliyor zaten.
— İyi ama, demiş adam. Bunların parktan değil de tek bir aġaçtan gelmediği ne malûm?
— Tek bir aġaçtan bu kadar yoğun koku gelmez, diye atılmış çocuk. Üstelik, manolya lar da katılıyor onlara. Hem biraz derin nefes alırsanız, fırından yeni çıkmış ekmeklerin kokusunu duyacaksınız.
Adam, gözlerini hafifçe kısarak denileni yaptıktan sonra, cebinden bir kağıt para çıkartıp teşekkür ederken farketmiş onun kör olduğunu.Çocuk ise, konuşurken bir anda sözlerini yarıda kesmesinden anlamış adamın kendisini farkettiğini.
Işığa hasret gözlerini ondan saklamaya çalışırken:
— On yıl önce bir kaza geçirmişim, demiş. Görmeyi o kadar çok özledim ki. Sizinkiler sağam öyle değil mi?
Adam, çocuğun tarif ettiği yerde bulunan fırına yönelirken:
— Artık emin değilim, demiş Emin olduğum tek şey benden iyi gördüğün.
güzel yazılar etkileyici yazılar ibretlik olaylar eğitici yazılar