NURETTİN ŞADAN BEY
Özet
Hikayenin baş kahramanı olan Nurettin Şadan Bey, tahsilini Almanya’da ikmal etmiş bir hukuk doktorudur. Ayrıca memleketin zengin eşraflarının oğullarından birisidir. Tahsilini Almanya’da yaptığı sırada o milletin büyüklüğüne kendisine inandırmış bir durumdadır.
Nurettin Şadan Bey kendisine komplo kurulduğunu ileri sürerek Türklüğe hakaretten hüküm giymişti. G.... hapishanesinden tahliye edilmiştir. Geldiği bu yeni hapishanede önceleri büyük ilgi ve alaka görmüştür. Görünüş itibariyle bir mahkumdan çok bir vali, kaymakam ve savcı gibi gözüküyordu. Giyinişi son derece şıktı.
“ Sahanlıktaki hükümlüler hayretle bakıştılar. Vali, savcı ya da ağır ceza reisi gibi giyinen birinin hükümlü oluşunu yadırgamışlardı. (s. 19)
Hapishanedeki yöneticiler başta olmak üzere tüm mahkumların dikkati Nurettin Şadan Bey’de odaklanmıştır. Herkesten büyük ilgi görmektedir. Davranışı ve giyinişi ile mahkumlardan çok farklı bir çizgideydi. Koğuşta, koridorlarda devamlı bir konferans havası içinde Alman şairlerinden ve onların büyüklüklerinden söz ediyordu. Türk insanın bugünkü durumunu ise eleştiriyordu. Onun bu tutumunu ve davranışını beğenenlerin başında ise fotoğrafa gelmektedir.
Nurettin Şadan Bey, yattığı koğuşu ve oradaki hükümlüleri beğenmemiştir. Fotoğrafçının da etkisiyle revirde bulmayı uygun görür. Onun bu düşüncesi Müdür Bey tarafından reddedilir. Revir de kalma yetkisi ise Doktor beye aittir. Bunun üzerine durumu doktora izah eder ancak yine hayır cevabı alır. Nurettin Şadan Bey, fotoğrafçının da doldurmasına gelerek doktora hakaret eder. Bu olay hapishane yedek savcısının kulağına gider. Bu sırada Nurettin Şadan Bey, olaydan pişman olmuştur. Savcı, Müdürden Nurettin Şadan Bey hakkında bilgi alarak onu odasına çağırır. Odasında ise müdürle birlikte doktor da vardır. Odaya gelen Nurettin Şadan Bey’i, yedek savcı sert bir üslupla azarlayarak onu kültür hakkında bir ders verir.
Efendi efendi, aç gözünü! Biz bu memleketi yoktan var ettik! Biz yabancı kültürün lüzumu yok! Biz bize benzeriz, kökü dışarda ne ilim, ne marifet, ne şu, ne bu, hiç hiçbirşey istemiyoruz. (s. 35)
Nurettin Şadan Bey ise hapishane köşelerinde sürünmek endişesiyle oradakilerden özür dilemekte, ele ayağa sarılarak ağlamaktadır. Onun bu durumunu girer savcı, bir daha böyle bir davranışta karşılaşmamak üzere onu affeder. Nurettin Şadan Bey, kendini toplayınca böyle bir davranışın haysiyetsizce bir şey olduğunu anlar ve odadan çıkarken Almanca “Pis memleket. Pis insanlar” anlamına gelen sözler sarf eder.
Nurettin Şadan Bey koridorlarda oyalanırken Almanya’yı hatırlar ve bununla ilgili hülyalar kurmaya devam eder.
Konu: Kültür yozlaşması
Ana Fikir: Yabancı bir kültürü benimseyen insanlar, kendi kültürüne karşı yabancılaşır.
Bakış Açısı: Yazar, olayları çoğunlukla üçüncü tekil kişinin ağzından anlatmıştır. Bu anlatış tarzı da yazarın karakter ve olaylar hakkında yorum yapmasını sağlamıştır.
Deminden beri kafası allak bullak olan Nurettin Şadan Bey’in aklı birdenbire başına geldi. Omuzları düşmüştü, gözleri kararıyordu.
- Rica ederim, rica ederim beyefendi.... Allah aşkına...Allah aşkına yapmayın... Çoluk çocuğumuzun başı için.... Yalvarırım size... (s. 35)
Yazar Orhan Kemal Hakkında Bilgi
Nurettin Şadan Bey Hikâyesi Orhan Kemal özeti incelemesi konusu ana fikir