SÜPÜRGECİ
Özet
Hikayeyi anlatan kişi (baş karakter) altı ay önce İstanbul’a gelmiş ve belediye temizlik işleri süpürgeciliğini yapıyordu.
Daha çok bir piyade erini hatırlatıyordu. Açık süpürgeci elbisesi içinde bir elinde uzun saplı sokak süpürgesi, öbür elinde de uzun saplı, kocaman bir küreği vardı. Süpürgecinin kafasında önceki gecenin verdiği mutluluk vardı. O gece çok eğlenmişti. Amirlerine karşı ise saygıdan kusur etmezdi. Köyünü hatırlamıştı. Birden Zeynel Ağa’yı hatırlamıştı. O, muhtarın oğluydu ve zenginde. Herşeye sahip birisiydi. Kendisiyle birlikte hemşerisi Kocabaşın Murat da gelmişti. Başlarında Salman Çavuş vardı. İşlerinde kusur etmezlerdi. İşte kaçamaklık yapmak onlar için ayıptı.
Süpürgeci, yoldaki bir pisliği almaya çalışırken bir taksiye çarparak omuzlarından ve bacaklarından yararlanılmıştır. Şoförün o andaki sözleri tuhafına gitmişti. Taksici, yoksul bir insan olduğunu, siftah bile yapmadığını, çoluk çocuğun aç olduğunu söylemişti. Süpürgeci, bu kazadan sonra hastaneye kaldırılmıştır. Hastanede ise devamlı şoförü düşünüyordu.
Gözlerini pencere camının ötesindeki dutun güneşte parlayan yemyeşil yapraklarına dikilmiş, şoförü düşünüyordu.”....iki saat olmadı arabayı tamirden çıkaralı be yahu!. Anam avradım olsun siftahım yok daha. Çoluk çocuk evde ekmek bekliyor. Borç dersen gırtlakta. Ne yapacağım ben şimdi?” (s. 81)
Konu: Ekmek Kapısı
Ana Fikir: Her insan kendisine göre bir dünyada yaşar.
Bakış Açısı: Yazar, olayları yalın bir anlatımla anlatmıştır. Anlatımı çoğunlukla üçüncü tekil kişinin ağzından anlatmakla beraber karakterlerin şivelerine bağlı kalarak onların ağızlarından da olayı aktarmıştır.
Yazar Orhan Kemal Hakkında Bilgi
Süpürgeci Hikâyesi Orhan Kemal özeti incelemesi konusu ana fikir