Çocuk ikinci sınıfı bitirmişti. Kapı önünde arkadaşlarıyla oynuyordu. Çocuklar cuma salasını duyunca sevinmeye başladılar. Kendi aralarında konuşuyorlardı. Cuma çıkışından sonra; dondurma alalım diye sözleştiler. Evden para alalım, diyerek sevinçle evlerine dağıldılar. Çocuk, yaşasın! Cuma namazından sonra dondurma alacağım. Diye hayal kurmaya başladı. Kendi hayal penceresinden hayallerini sıraladı. Cuma çıkışının ötesini görmeye başladı. Kendi yanaklarındaki gülümsemeyi ve tebessümü görürcesine, kendinin mutluluğunu bir ayna karşısında görüyormuş gibi seyre daldı. Sevinçle:
- Anne bana dondurma parası verir misin? Diyerek. Annesine avucunu açıp elini uzattı. Anne:
- Çok mu seviyorsun, dondurmayı? Dedi.
- Evet anneciğim, dedi. Anne:
- Evde var oğlum, dedi. Evet ama biz cuma namazından sonra arkadaşlarımla dondurma alıp yiyeceğiz, anneciğim dedi. Annesi çıkarıp çocuğa dondurma alacak kadar para verdi. Çocuk:
- Teşekkür ederim anneciğim diyerek. Parayı pantolonun cebine bıraktı cebini şöyle bir yokladı. Cebi sağlamdı. Gönlü rahatladı. Sevinçle lavaboya koştu. Abdest almaya başladı. Annesi şöyle baktı:
- Bakalım abdesti doğru alabiliyor mu? Diye. Aferin abdesti doğru aldı. diyen anne çocuğa hissettirmeden kendi kendine konuştu. Çocuk abdestini alıp sevinçle dışarı çıktı. Camiye doğru bir heyecanla vardı. Arkadaşlarını gördü. Cebinden elini çıkarmıyordu. Paramı düşürmeyeyim diye, sürekli cebi elindeydi. Arkadaşlarınla Cuma çıkışından sonra alacağı dondurmayı düşünüyordu. Çünkü alacağı dondurmanın bedavası çıkıyordu. Bedava çıkınca nasıl sevinirdi. Ona ne büyük mutluluk veriyordu. Namazı eda etti ve çıkarken cami çıkışında “Allah için yardım edin” diye bir ses duydu ve caminin önündeki sergiyi gördü. Sergiye parasını atmak için içinden bir duygu onu itekleyip durdu. Elini cebine doğru itekliyordu. Elini cebine attı. Baktı parası yerindeydi. Parasını cebinin içinde avucunla kavradı. Elini cebinden çıkardı. Tekrar bir duygu elini cebini itekledi. Elini cebine yavaşça götürdü. Parayı kavradı, bıraktı. Elini cebinden çıkardı. Bir ses daha duydu:
- Allah için yardım edin. Demek ki bu ses onu itekliyordu. Elini cebine attı. Parayı kavradı. Sıkıca tuttu. Çırpınıp elinden uçup kaçacak bir kuşu tutar gibi tuttu. Çıkardı yavaşça parasını sergiye bırakıverdi. Hayalindeki dondurma gözünün önünden geçti. Onu bekleyen arkadaşı:
- Ey ..! Sen ne yaptın? Dondurma paranı verdin. Şimdi neyle alacaksın diye arkadaşının seslenişini duydu. Çocuk hiç aldırış etmedi. Bir adım geri çekildi. Sergide gözü kalmış gibi ve arkadaşına cevap verircesine:
- Dondurma almayacağım. Diye bir ses çıktı ağzından. Mutlu ve tebessümlü bir yüzle gönlünün içi rahatlamıştı. “İlk defa Allah için bir şey veriyorum” dedi kendi kendine. Sergininin başında duran adam çocuğa baktı. Yüzünün Mahzunluğunu gördü. Bir de arkadaşının ona söylediklerini duydu.
- Al, sen çocuğum paranı. Dondurmanı al. Diyerek çocuğa parasını geri vermek istedi. Çocuk:
- Ben Allah için verdim. Ben Allah’ı dondurmadan çok severim. Diyerek. Sevinçle caminin merdivenlerinden yeni uçmayı öğrenen bir kuşpalazı sevinciyle uzaklaştı. Sergi başında ardından bakan adam ‘işte bütün mal varlığını Allah yolunda harcayacak nesil yetişiyor.’ Diye söylendi.
Muallim Ayhan Bingöl
İlk Sadakam Muallim Ayhan Bingöl çocuk masalları eğitici çocuk masalları masal oku İlk defa Allah için bir şey veriyorum