Vakti zamanında, memleketin birinde, kendini beğenmiş, kibirli mi kibirli, bilgin bir adam varmış. "Bu dünyada benden fazla okuyan, benden fazla bilgili bir kimse yok." diye övünüp duruyormuş.
Günlerden bir gün sihirli aynasının karşısına geçip: "Ayna, ayna! Söyle bana, bu dünyada benden daha bilgili, benden daha büyük bir insan var mı?" diye sormuş.
Kibirli bilginin beklediğinin aksine, aynada bambaşka bir görüntü yansımış. Ayna: "Elbette senden daha bilgili ve senden daha üstün biri var. İşte şu gördüğün insan, gerçek bir bilgin ve üstün bir kişidir."
Kibirli adam, öfke ve hırsından deliye dönmüş. "Benden daha bilgili ve benden daha üstün kimse olmamalı. Daha çok okumalı, daha çok öğrenmeli!" deyip tekrar kitaplarının arasına dönmüş.
Aradan epeyce bir zaman geçmiş. Bu arada bizim kibirli bilgin sürekli yeni bilgiler öğrenmiş. "Artık bu bilgiyle beni kimse geçemez." deyip aynanın karşısına geçmiş:
"Ayna, ayna! Söyle bana, bu dünyada benden daha bilgili, benden daha büyük bir insan var mı?" diye sormuş.
Ama, yine beklediğinin aksine aynada başka biri belirmiş. Öfkesinden neredeyse gözleri dışarı fırlayacakmış. Tekrar kitaplarının arasında kaybolmuş, iki yıl daha çalışmış. Yeterli bilgiye ulaştığını hissedince aynanın karşısına geçip:
"Ayna, ayna! Söyle bana, bu dünyada benden daha bilgili, benden daha büyük bir insan var mı?" diye sormuş.
Ama bir türlü beklediği cevabı alamamış. Üzgün bir şekilde tekrar kitaplarının arasına dönmüş. "Ben bir yerde yanlışlık yapıyorum, ama nerede?" diye düşünüp taşınırken, birden aklına parlak bir fikir gelmiş. "Gidip aynayadaki bilgili ve üstün adamı bulayım ve ondan hiç kimsenin bilmediklerini öğreneyim." diye aynanın karşısına geçmiş:
"Ayna, ayna! Söyle bana, bu dünyanın en bilgili insanı kim, hemen göster bana!" demiş.
Aynada yavaş yavaş bir gölge belirmiş, belirmiş ... Bir de bakmış ki aynada kendi görüntüsü var. Şaşkınlıktan ağzı bir karış açık kalmış.
Ayna: "Gerçek bilgi, bilmediğini bilmendir. Sen daha önce de bilgi yüklüydün ama bilge değildin. Ne zamanki kibiri bir tarafa bırakıp, tevazuyu aldın; kendinden büyüklerin olduğunun farkına vardın; tıpkı meyve veren ağaçlar gibi, meyven arttıkça dallarını yere eğdin, işte bu tevazunla bu makama ulaştın." demiş.
(Türk Masalı)
Kibirli Bilgin masallar eğitici masallar kibirle ilgili masal eğitici masallar