ÖRGÜCÜ TEYZE İLE NAZLI KIZ
Yine dalmış gözleri, geçmişi mi düşünüyor yoksa geleceği mi? Daha yaşı ne ki düşünsün geçmişi, pembe hayaller kurup gelecekte yolculuk yapsın. Pembe hayaller onun için öyle uzak ki, hayal kurarken bile yetişemezdi, bugünün ve yarının dışına çıkamazdı. Dalgın gözleri aniden bir sesle irkilirdi nazlı kızın, ne güzel bir sesti bu sevgi dolu, sevecenlik dolu, içten gelen bir ses “ Gel kızım, saçlarını tarayayım, peliklerini öreyim, benim güzel kızım “ İşte bu sözler onu uyandırırdı yetişemediği hayallerinden. Pelikleri örülürdü, iki dilim ekmeği çantasına konurdu, bugünü yaşamaya koyulurdu. Küçük yaşına rağmen yaşam mücadelesinin içine girmişti nazlı kız, şeker imalathanesinde çalışıyordu. Garip anası da, onun bu yaşta çalışmasını istemezdi ama şartlar öyle getirmişti. Hayat o kadar acımasızdı ki tutunacak bir dalın yoksa hiç acımazdı sana ezer geçerdi. Ezilmemek, başkalarına muhtaç olmamak için ana kız alın terleriyle çalışıp mücadele ediyorlardı. Nazlı kızın arkasından örgücü teyze yine dua okuyordu; çok uzaklarda, askerde olan oğlunu düşündü. O burada olsaydı daha iyi olurdu ama onun yokluğunda mücadele etmeleri gerektiğinin farkındaydı örgücü teyze.
Oğlu çok uzaklarda da olsa duvarda asılı resmi her şeyi görüyordu, biliyordu. Bir an duvardaki resim canlanmak istedi. İşte buradayım belki bir resimim ama gerçeği gelene kadar yanınızdayım, üzülmeyin demek istedi. Zor günlerin ardından gelecek mutlu günlerin müjdesini vermek istercesine titredi. Örgücü teyze resmi aldı, öptü, yine yerine koydu. Resim üzüntü ile beraber mutluluğu yaşıyordu. Bugün evin başköşesindeyim anneciğim fakat benim gerçeğim döndüğünde sizi başımın üstünde taşıyacağım diye hıçkırıyor, ağlıyordu.
Örgücü teyze ise zaten bunları biliyor, oğlunun dönüşünde onlara layık oldukları şekilde bu acımasız hayatın içinde kol-kanat gereceğini, onları yalnız bırakmayacağını bildiğinden geleceği düşünürken umutsuz değildi. Gözleri yaşlıydı örgücü teyzenin ama bu yaşlar oğlunu ve nazlı kızı düşünürken umutla, sevgiyle doluydu. Yarın sabah tatlı sesiyle, gel kızım saçlarını tarayayım, peliklerini öreyim, diye seslenirken duvardaki resim yine sessiz sessiz ağlayacaktı. Mutlu günler uzakta olmasa da, şimdi ağlamaklı gözleri çerçevenin üstünden iki damla yaş süzülecekti. Sevgilerinin gerçekliğiydi onlara umut veren, yarınları vadeden.
Örgücü Teyze İle Nazlı Kız masal çocuk masalları masal özetleri hikayeler Dünya klasikleri güzel hikayeler seçme masallar masal dinle resimli masallar hikaye özetleri Türk masalları Serdar Yıldırım