Bir zamanlar güzel büyük ve yemyeşil bir bahçe varmış. Bu bahçenin etrafını çalılardan bir çit sarıyormuş. Çitin ötesinde ineklerin ve koyunların olduğu tarlalar ve çayırlar varmış. Bahçenin tam ortasında ise çiçek açmış bir Gül ağacı, altında ise Salyangoz oturuyormuş. Salyangoz:
"Dünyaya sadece basit güller veriyorsun. Bunlar önemsiz ve basit şeyler, Ben Dünyaya güllerden daha önemli bir şey vereceğim." demiş.
"Senden çok şey bekliyorum, ne zaman olacağını bana haber ver" demiş gül ağacı.
"Bana biraz zaman lazım, acele edemem" demiş salyangoz.
Aradan bir yıl geçmiş. Gül ağacı tomurcuklanmış ve pembe güzel güller açmış. Salyangoz ise gül ağacının altında yine aynı yerde dersimiz.com yatıyormuş. Salyangoz kabuğundan kafasını çıkarmış, etrafa bakmış ve tekrar kafasını içeri sokmuş. Gül ağacına:
“Her şey geçen yıl olduğu gibi! Hiç ilerleme yok, toprağa bağlı olduğu için uzağa gidemiyorsun bile ne yazık." demiş.
Gül ağacı salyangozun bu sözlerine üzülmüş ve ona, "Eeee, ne zaman Dünyaya önemli bir şeyler vereceksin?" diye sormuş.
Salyangoz, "Daha vakit var," demiş. Yine iş yapmayı erteleyip olduğu yerde yatmaya devam etmiş.
Aradan biraz daha zaman geçmiş. Yaz ve sonbahar bitmiş. Kış gelmiş, gül ağacının çiçekleri dökülmüş ve sadece dalları kalmış. Salyangoz yine hiçbir iş yapmadan gül ağacının dibinde oturuyormuş. Birden kafasını çıkartıp gül ağacına:
"Artık yaşlı bir gül ağacısın. Acele edip ölmelisin. Dünyaya, verebileceğin her şeyi verdin. Şimdi ise şu haline bak sadece bir sopaya benziyorsun." demiş.
Gül ağacı, "Bunu hiç düşünmemiştim" demiş.
Salyangoz ise "Zaten fazla işe yaradığın söylenemez. Basit birkaç gül dışında bu dünyaya ne verebilirsin ki?"
Gül ağacı bu sözler karşısında şaşırmış ve biraz düşündükten sonra salyangozun sorusunu cevaplamış:
"Güneş beni ısıttı ve toprağa bağlı köklerimle yağmur beni besledi. Nefes aldım ve yaşadım! İçimden bir güç çıktı, dallarım yeşillendi ve üzerinde pembe güzel güller açtı. İnsanlar bu gülleri sevdiklerine verdiler. Bu sayede onların en mutlu anlarına şahit oldum ve bu beni mutlu etmeye yetti," demiş.
Salyangoz, "Çok kolay bir yaşam sürdün" demiş.
Gül ağacı, "Evet. Bana her şey verildi. Ama sana çok daha fazlası verildi. Baksana hareket edebiliyorsun, düşünüp faydalı işler yapabilirsin," demiş.
Salyangoz somurtmuş. "Şuanda bunu yapmaya hiç niyetim yok. Biraz kendimle yalnız kalacağım," demiş. Kafasını kabuğundan içeri sokmuş ve girişi kapatmış.
Gül ağacı, "Bu çok üzücü, ne kadar istesem de, kendi kabuğuma giremem. Ben gül açmaya devam etmeliyim. Böylelikle güzel güllerimle insanları ve canlıları mutlu edebilirim demiş.
Gül ağacı masumiyet içinde çiçek açmaya devam ederken, salyangoz ise kabuğunda boş boş yatmış.
Aradan yıllar geçmiş.
Salyangoz ölüp toprağa dönmüş ve gül ağacı da. Gül ağacı geride binlerce mutlu insan bırakırken salyangoz ise hiçbir şey yapmadan sadece söylenmiş. Bu masalda burada bitmiş.
Salyangoz ve Gül Ağacı Salyangoz ve Gül Ağacı masalı oku masal oku masal sitesi en güzel masallar öğrenci masalları çocuk masalları masal okuma sitesi