Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal pireler berber iken ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken annem düştü beşikten babam koştu peşimden ben kaçtım babam kovaladı, ben kaçtım babam kovaladı birde döndüm baktım ki bir arpa boyu yol gitmişim...
Yıllar yılar önce ormanın derinliklerinde bir oduncu, eşi ve güzeller güzeli kızları ve tek hayvanları olan sarıkızla (sarı kız onlara süt veren tek inekleri imiş) mutlu mesut yaşıyorlarmış. Bir gün oduncunun güzel eşi amansız bir hastalığa yakalanmış ve ailesini bırakıp cennete gitmiş, bu duruma oduncu ve güzeller güzeli kızları Nesrin çok üzülmüş ama yapılabilecek bir şey yokmuş babası odunculuk yaparak, nesrinde evin sütünü veren tek inekleri sarıkızı otlatıp bakarak hayata devam ettiriyorlarmış.
Bir süre sonra Nesrin'in babası köyden eşi ölmüş Züleyha hanım ve adı inci olan Nesrin yaşlarında bir kızla ve çıkagelmiş. Nesrin'e
-Artık Züleyha senin annen ve İnci de senin kardeşin demiş
Nesrin önceleri buna pek sevinmiş artık bir annesi ve yalnızlığını paylaşacağı bir kardeşi olacakmış nesrin yine her sabah kuru ekmeğini alıp sarı kızı dağlara otlatmaya götürüyormuş, Züleyha ve kız kardeşi İnci ise evde kalıyorlar oduncunun getirdiklerini yiyip içiyorlarmış yine böyle günlerden bir gün Nesrin dağda sarı kızı otlatmaya bırakmış yanına oturup kuru ekmeğini yemek için çıkardığında aniden bir ses duymuş
-Nesrin gel bir mememden yağ, bir mememden süt, bir memeden peynir, bir mememden bal al demiş
Nesrin önce korkmuş konuşan sarı kızın ta kendisiymiş önce tedirgin olmuş ama gitmiş sarı kızı sağmaya başlamış gerçekten de bir memesinden süt bir memesinden yağ bir memesinden bal bir memesinden peynir almış ve harika bir kahvaltı yapmış. dersimiz.com Sonra, başlamış elindeki dantel ipliği örmeğe o anda bir rüzgar çıkmış nesrinin elindeki ipliği almış uçurmuş nesrin ipliğin peşinden oldukça uzun zaman koşmuş rüzgar ipliği eski bir kulübenin penceresinden içeri atıvermiş, Nesrin kulübenin kapısını çalmış yaşlı çirkin bir kadın oflaya puflaya kapıyı açmış ve çok sert bir şekilde
- kim o beni rahatsız eden densiz demiş
Nesrin
- Güzel teyzem canım teyzem ipliğimi rüzgar pencereden savurdu, lütfen onu alabilir miyim demiş
Yaşlı kadın
- hımmm... pekiii... ama önce evime gel bak bakalım nasıl beğenecek misin? demiş
Nesrin içeri girmiş ortalık dağınık, pismiş ve çok kötü kokuyormuş ama yaşlı kadını kırmamak için
-çok güzel bir ev burası, mis gibi de kokuyor demiş
Kadın
- Pis değil mi? diye sormuş
Nesrin
-olur mu çok güzel bir ev burası diye karşılık vermiş
-hımmm.. demiş yaşlı kadın o zaman sana yemek vereyim de ye çok yorulmuşsundur diyerek mutfaktan bir tabak yemek getirmiş
Yemek o kadar kötü görünüyormuş ki yine de iyi yürekli Nesrin kadını kırmamak için yemeği zorla da olsa yemiş sonra yaşlı kadına;
- Ellerinize sağlık çok güzel bir yemekti ama artık ben artık gitmeliyim eve geç kalıyorum daha sarı ineği bulmalıyım demiş
Yaşlı kadın
- Elinde dantel yumağı peki git ama gitmeden önce sana söyleyeceklerimi iyi dinle ve yap demiş
Nesrin de
-peki söyle teyzeciğim yapacağım söz demiş
Yaşlı kadın
- Beni bugün çok mutlu ettin, evime misafir oldun, yemeğimi yedin sana teşekkür etmek isterim. Yol boyunca aşağı yürü orda karşına iki çağlayan çıkacak bir siyah akar biri beyaz git ve beyaz akanda yıkan demiş.
Nesrin de peki diyerek yaşlı kadının tarif ettiği yola doğru ilerlemeye başlamış, bir süre gittikten sonra çağlayanların olduğu yere gelir ve beyaz suyun altına girerek yıkanmaya başlamış, birden ellerinin inanılmaz güzelleştiğini görmüş, sonra üstündeki elbiselerin ve yüzünün çok ama çok güzel olduğunu anlamış sevinç içinde koşup sarıkızı bulur ve evinin yolunu tutmuş,
Eve geldiğinde yeni annesi ve kız kardeşi gözlerine inanamamış bunun nasıl olduğunu söylemesini istemişler ama Nesrin söylemek istememiş, ama Züleyha hanım ve İnci kıskançlık içine girmişler
İnci tüm inatçı ve mızıkçı karakteriyle bende öyle olmak istiyorum diye annesine ağlamaya başlamış bunun üstüne
Züleyha hanım , Nesrin'e
- Yarın kardeşin gidecek ineği otlatmaya sen evde bana yardım edeceksin demiş
Nesrin de bu durumdan biraz sıkıntı duysa da peki demek zorunda kalmış
Ertesi sabah anne kızına yeni bir dantel ipi, güzel bir kahvaltıyı da yanına vererek inek otlatmaya dağlara göndermiş.
Kız tam kahvaltısını yapacağı sırada sarıkız yine dillenmiş ve
-Gel ve bir mememden süt, bir mememden peynir, bir mememden yağ, bir mememden bal al demiş
Hırçın mızıkçı İnci öfkeyle ineğe bakmış ve
- Senin pis sütünü, peynirini, balını, yağını istemem demiş, sarı kız anlamış ki İnci Nesrin kadar iyi bir kalbe sahip değil, tam da o sırada rüzgar gelir dantel ipini alıp uçurmuş
- İnci bir taraftan "pis rüzgar ipliğimi ver" diye bağırarak dantel ipinin peşinden koşar koşar ve rüzgar sonunda dantel ipini çok şirin güzel bir kulübenin penceresinden içeri bırakıvermiş.
İnci hırsla kulübenin kapısına vurmaya tekmelemeye başlamış bir yandan da
-çabuk kapıyı aç ipimi ver diye avaz avaza bağırmış
Kapıyı çok şirin tatlı bir teyze açar
-buyur kızım neden bağırıyorsun sakin ol gel evimde misafir ol demiş
İnci
- Ne yapayım senin pis evini ipimi ver zaten çok çirkin burası demiş
Ama kadın ısrar etmiş
-Gel çok yorulmuşsun sana çorba vereyim der içeri yönlenmiş İnci içeri girmiş ve elinde mis kokulu bir çorba ile geri dönen tatlı sevimli ihtiyara kötü kötü bakmaya başlamış. Yaşlı kadın
- Evimi nasıl buldun güzel mi? diye sormuş İnci ye
İnci öfke ile;
-Çok kötü hiç sevmedim zaten çorbanda iğrenç kokuyor ipimi ver demiş
Yaşlı kadın ipi almış ve İnci ye uzatmış, bu sırada İnci‘ye sana bir sır vereceğim demiş ve İnci halen daha kötü kötü bakmakta olduğu yaşlı kadına birazda küçümseyerek
- ne sırrı bu? Diye sormuş
Yaşlı kadın
-Bu gördüğün yol boyunca git yolun sonunda iki çağlayan göreceksin biri beyaz akar biri siyah aman ha beyaza girme siyahta yıkan çok güzel olacaksın demiş
İnci anlar ki Nesrin de bir önceki gün bunları yaşamış ve güzelleşmiştir ve birden çok sevinir sonunda sırrı öğrenmiştir. Kulübeden çıkan İnci , koşarak çağlayanların bulduğu yere gider ve hiç düşünmeden hemen siyah suyun altına girmiş başlar yıkanmaya
Ancaaaaak...
Öylesine çirkin olmuş ki, yine de çirkinliğinin farkına varamamış çok güzel olduğunu düşünerek sarı kızı alıp eve gelmiş... İnci’yi gören ev halkı gözlerine inanamamış, İnci simsiyah çirkin mi çirkin olmuş, nasıl ki Nesrin'in içinin güzelliği dışına yansıdıysa bununda tüm çirkinliği dışına yansımış. Züleyha hanım bu durum karşısında çok öfkelenmiş ve Nesrin'den intikam almak için onun en sevdiği biricik arkadaşı olan sarı kızı kesmeye bu şekilde içindeki öfkeyi de soğutmaya karar vermiş, akşam olup oduncu eve geldiğinde İnci'nin bu durumunun sebebi olarak sarı kızı göstermiş ve hemen onun kesilmesini istemiş, zavallı oduncu ne diyeceğini bilememiş, kızı Nesrin'i üzmek istemiyormuş ancak Züleyha hanıma da karşı gelememiş. Ve sarı kız kesmeye karar vermiş.
Bunu duyan Nesrin çok üzülmüş tek arkadaşı sırdaşı olan sarı kızı kaybetme duygusu onda büyük bir hüzne sebep olmuş, hemen ağıla koşar sarıkıza sarılıp ağlamaya başlamış
sarıkız
-neden ağlıyorsun? Diye sormuş
Nesrin olup biteni sarıkıza anlatmış, bunun üstüne sarıkız
-ağlama ama söyleyeceklerime dikkat et ve uygula demiş, beni kestiklerinde sakın baban ve sen etimden yemeyin ve kemiklerimi atmayın kemiklerimi buraya getir ve hepsini yerli yerine koy
Akşam olunca oduncu sarı kızı kesmiş, Züleyha hanım ve İnci Nesrin'e nispet yaparcasına etleri afiyetle yemişler, bir süre sonra Züleyha hanım ve İnci'nin karınları öylesine ağrımaya başlamış ki oduncu çaresiz onları en yakın köydeki doktora götürmüş, büyük bir acı içinde olan Züleyha hanım ve İnci geri dönmemekte kararlıymışlar ve oduncu ya geri dönmeyeceklerini söyleyerek oduncudan ayrılmışlar.
Bu sırada Nesrin sarıkızın kemiklerini ve kalan etlerini ağıla koymuş üzgün bir şekilde eve gitmiş eve gelen babasına sarılmış ve uyumuşlar.
Ertesi sabah uyandıklarında, ağıldan ses gelmekteymiş birde bakmışlar ki sarıkız ağılda sapasağlam durmaktaymış. Baba ve kız çok sevinmişler mutluluktan şarkılar söyleyip dans etmişler...
Masalda burada bitmiş...
Sarı Kız Masalı masal oku masal sitesi değişik masallar masal kitabı yeni masallar Nezahat Karakaşlı