Eğitim Sitesi

Üç Arkadaşın Hikayesi

Ana Sayfa > Çocuk Masalları > Üç Arkadaşın Hikayesi

Üç Arkadaşın Hikayesi

Bugün seni özledim sevgili aynacık. Hemen akşam olsun istedim. Çünkü benim için hazırladığın güzel masalları özlemiştim. Çağırdım çağırdım, gelmedin. Şöyler misin, masallar hep gece olunca mı okunmalı?

 

Ve aynacık ay gökyüzüne çıkar-çıkmaz, soluğu padişah kızı’nın yanında almış. Masalı anlatmaya başlamadan önce ona şunları söylemiş: Masallar gecenin karanlığında yaşar. Hem uyumadan önce anlatılsın ki güzel rüyalar göresin. Haydi şimdi dinlemeye başla…

 

Baratis adındaki bir ülkede kış mevsimi çok uzun geçermiş. Öyle soğuk olurmuş ki; ilkbahar hiç gelmeyecek sanılırmış. Artık insanlar soğuk gecelerden sıkılırlarmış. Dua ederlermiş. Sıcak günlerin gelmesini isterlermiş.

 

Bahar gelir-gelmez de insanlar kendilerini sokağa atarlarmuş. Kırlarda gezintiye çıkarlar, çiçek toplarlarmış. Çocuklar bütün kış boyunca dışarıda oynauamadıkları oyunların tadını doya doya çıkarırlarmış.

 

Kışın donan nehirler, gürül gürül aköaya başlarmış. Boyunlarını büken ağaçlar gökyüzüne doğru uzanırlarmış. Yani ilkbahar tüm güzelliğiyle gelirmiş insanların arasına.

 

İşte bu ülkede uzun kış mevsiminin ardından bu güzel baharlardan birisi çıkagelmiş. Çoluk-çocuk insanlar kendilerini sokaklara atmışlar. Bu insanlar arasında üç tane can-ciğer arkadaş varmış. Bunlar da tabîatın tadını çıkarmak için yemyeşil dağlara tırmanmaya başlamışlar. Konuşa konuşa yürüyorlar, ağır ağır ormanın derinliklerine dalıyorlarmış.

 

Bir süre sonra yorgunluk hisseden bu üç arkadaş kocaman bir çam ağacının gölgesine oturmuşlar. Az ileride usulca akan bir derenin şırıltısını duyuyorlarmış. Bahar yeli yaprakları hafif hafif sarsıyormuş.

 

Bu üç arkadaş sohbet ederken, birisinin eline çiviye benzer bir şey batmış. Elini kanatan şeyi merak eden adam toprağı sıvazlarken birden demir bir kapak yerinden oynamış İyice meraklanan adam kapağın altında ne olduğunu öğrenmek istemiş ve kapağı kaldırmış. Bir de ne görsünler, içeriye doğru uzanan karanlık mı karanlık daracık bir yol çıkmış ortaya. Önce ürkmüşler karanlıktan. İçeri girmekten çekinmilşer. Fakat bir cesaret gelivermiş üzerlerine başlamışlar yürümeye.

 

Yirmi adım ancak yürümüşler, birden jarşılarına üç adam boyunda bir kapı çıkmış. Korkarak itmişler kapıyı. Bu kapı, büyük bir odaya açılıyormuş. Üç arkadaş hayretler içinde kalmışlar. Sanki odanın içinde güneşten bir parça varmış. Parıl parıl parlıyormuş oda. Çil çil altınlar, küme küme duruyorlarmış yerlerde. Yakutlar, elmaslar, inciler…

 

Çılgına dönen adamlar öücevherlerin içine atmışlar kendilerini. “Zengin olduk, zengin olduk” diye bağırıyorlarmış. Bir süre sonra yorulmuşlar ve bir köşeye oturmuşlar. Birisi;

 

- Bu mücevherleri nasıl taşıyacağız, diye sormuş.

 

Diğeri ibir fikir atmış ortaya:

 

- Ben şehre gideyim. Siz burada bekleyin. Atları alıp hemen dönerim. Sonra da hep beraber yola koyuluruz.

 

Bu fikir kabul edilmiş. İkisi beklemeye başlamışlar, üçüncüsü şehre doğru yola çıkmış. Giderken aklına öyle kötü düşünceler girmiş ki; arkadaşlarını öldürmeye karar vermiş. Şöyle düşünmüş:

 

- Neden o kadar parayı üçe böleyim ki? Paranın tamamı benim olabilir.

 

Bu düşünceden bir türlü vazgeçemiyormuş. Eve varınca karısına;

 

- Artık çok zengin olacağız, demiş. Hemen tencereler dolusu yemek hazırla. Arkadaşlarım acıkmıştır. Onlara götüreceğim. Ben çarşıya gidiyorum, almam gerekenler var.

 

Adam evden çıkmış, tanıdığı ne kadar kişi varsa bir bir ziyaret etmiş. Atlarını bir süre için ödünç almış. Eve dönerken kuvvetli bir zehir satın almayı da unutmamış. Heyecanla eve gelmiş, karısının yemekleri hazırladığını görünce daha bir heyecan kaplamış yüreğini.

 

Karısı görmeden cebindeki zehiri çıkarmış, yemeklere koyup bir güzel karıştırmış. Daha fazla zaman kaybetmeden yemekleri yanına almış ve atlarla yola çıkmış. Giderken de düşüncelere dalmış:

 

- Şimdi arkadaşlarım ne çok meraklanmışlardır. Pek de acıkmışlardır. Kimbilir nasıl da yiyecekler bu lezzetli yemekleri. Ben de onları seyredeceğim. Yaşasın hazinenin tamamı benim olacak. İkisini de öldüreceğim.

 

Fakat hazinenin yanında kalan iki arkadaşı da boş durmamışlar. Onların da akıllarında kötü düşünceler gezinmekteymiş. Aralarında şöyle konuşmuşlar:

 

- Gelir-gelmez onu öldürmeliyiz. Neden hazineyi üçe bölelim ki? İkiye böleriz daha çok paramız olur.

 

Heyecanla bekliyorlarmış. Biri kapının sağ köşesine, diğeri kapının sol köşesine yerleşmiş. Saatler geçmiş aradan ve nihayet atların nal seslerini duymuşlar. Adam da arkadaşlarına seslene seslene geliyormuş:

 

- Ben geldim. Güzel güzel yemekler getirdim size.

 

İçeriden sevinç çığlıkları yükselmiş, fakat yerlerinden kımışdamamışlar:

 

- Hoşgeldin, sevgili dostumuz. Gözümüz yollarda kaldı. Nerelerdeydin? Bizi merakta bırakman hiç doğru değil.

 

Adam yavaş yavaş odaya doğru yürümüş. Tam kapının ağzına gelmiş ki; ikisi birden adamın üzerine atlamışlar. Bir çırpıda öldürüvermişler arkadaşlarını. Hiç de üzülmemişler bunu yaptıkları için. Güle-oynaya yemekleri önlerine çekmişler. Başlamışlar afiyetle yemeye. Fakat pek kısa bir aradan sonra zehir etkisini göstermiş. İkisi de ne olduğunu anlayamadan son nefeslerini vermişler.

 

Böylece hazineye üçü de sahib olamamış. Açgözlülükleri yüzünden hazinenin tamamını kaybetmişler. Paylaşmanın ne kadar güzel, insanları sevmenin ne kadar yüce bir duygu olduğunu hiçbir zaman öğrenemedikleri için canlarından olmuşlar. Bu hayatta paradan güzel öyle çok şey var ki

 

Naz Ferniba

add

tag Üç Arkadaşın Hikayesi masal çocuk masalları masal özetleri hikayeler Dünya klasikleri güzel hikayeler seçme masallar masal dinle resimli masallar hikaye özetleri Türk masalları Naz Ferniba

Üç Arkadaşın Hikayesi Hakkında Yorum Yazın...

  

Üç Arkadaşın Hikayesi Hakkında Yorumlar

ÇOK GÜZEL OLMUŞ ELİNE SAĞ İÇİNDE BAZI YAZIM YANLIŞLARI VAR BİDE ÇOK GÜZEL YAA ÖYLE GÜZEL YAZMIŞSINKİ ELLERİNE KOLLARINA SAĞLIK TEK KELİMEYLE MÜKEMMEL VE PAYLAŞMANIN ÖNEMİ PAYLAŞMAMANINDA CEZASINI GÖRSEDİYOR

dsffff çoooooooooooooooook güzel olmus

balcpink hikaye değil sanki roman yazmış be

BTSjin Blackpinkjisoo Naz ferniba sen yazmisin ve kim yazdiysa eline saglik diyosun

Ayla tunca Bende kardeşime okudum ama ne çok şey anlatıyor tavsiye ederim

naz ferniba Çok güzel paylaşmakta güzel şey yoktur bu dünyada

Nuriye serin Büyüklerin ve küçüklerin bilmesi gereken ilk ders paylaşmak ve kanaat getirmek.oldugunla yetinmek.sukretmek

iremsu batur çok beyendim

engin Çok güzel

Yağmur Çokkkkkkkk. Güzellllll. Tavsiyeeeee. Ederimmmmm

şenay çok güzel bi hikate harika öğretmen çok beyendi tam not aldım herkeze tavsiye ederim arkadaşlar tablete büyülmüyordu ama bilgisayarda büyülüyor

Melike Bencede çok güzel benim için iyi oldu kardeşime anlatırken

Yusuf ATAY En çok üç arkadaşın hikayesi güzel açgözlü olmamayı anlatıyor ailem çok beğendi hem siteyi hem de hikayeyi tavsiye ederim

Ece erol Çooookkk gggüüüüzZeeellllllllllllllllpppll

fadik çok güzel

cansu Bir suru paran olunca, bir suru arkadasin olsun daha iyi.oyle deyilmi arkadaslar

Naz Ferniba telefondan okurkan cok kucuk okunuyor ama bilgasayarlarda gercekten guzel okunuyo yani bu hikayayyi kim yazdiysa cok guzelmis yani tebrik ederim bu hikayeyyi yazan kisiye 100 puan ... Rabia nur erdeogan

Aleyna nur Akkoyun Süper dostluk hikayelerini çok seviyorum

kelebek Ben bu hikayelere bayılıyorum ya cok güzeller Bence herkes okusun

özge çokkk güzelll

fatma tşk ederim bu hikayeleri yayınladığınıza

sinem nurr okuyun bence herkese tavsiye ederim ben okumam güzelleşsin diye her gün okuyorum arada okuyamıyorum çünkü camiye gidiyorum

halil çoooooooook güzel tavsiye ederim

Yazılan son 23 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 23 yorum yazılmış.

Yeni Eklenen Çocuk Masalları

Üç Arkadaşın Hikayesi