gebe kelimesinin mecaz anlamı:
1. Bir birikim sonucu ortaya çıkması beklenen (durum veya olaylar).
2. Minnet altında kalan.
İstediğiniz Kelimenin Mecaz Anlamını Arayın
Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır.
Bu sözlük çalışması Türk Dil Kurumunun (TDK) en son değişikliklerine uygun olarak düzenlenmiştir.
gecekondu kelimesinin mecaz anlamı Acele ile yapılıvermiş, derme çatma yapı. - 26035
gelişmek kelimesinin mecaz anlamı İlerlemek, olgunlaşmak, genişlemek, inkişaf etmek. - 26036
geniş kelimesinin mecaz anlamı 1. Kolay kolay tasalanmayan, hoşgörülü, rahat.
2. Çok. - 26037
gergin kelimesinin mecaz anlamı 1. Bozulacak duruma gelmiş olan (ilişki).
2. Huzursuz, sinirli. - 26039
geri kelimesinin mecaz anlamı Benzerlerine ayak uydurup ilerleyememiş, gelişememiş. - 26040
gerilim kelimesinin mecaz anlamı Sıkıntı. - 26041
getirmek kelimesinin mecaz anlamı İletmek, bildirmek. - 26042
gebe kelimesinin mecaz anlamı
gevelemek kelimesinin mecaz anlamı Bir sözü tam olarak ve açıkça söylememek. - 26043
gevşek kelimesinin mecaz anlamı 1. Cansız, hareketsiz, iradesiz.
2. İlgisiz, kayıtsız bir biçimde. - 26044
göbek kelimesinin mecaz anlamı 1. Yağ bağlamış şişman karın.
2. Bazı sebze ve meyvelerin orta kısmı.
3. Atalar ve torunlar zincirinde kuşak, nesil, batın. - 26045
göbel kelimesinin mecaz anlamı Babası belli olmayan çocuk, piç. - 26047
göçebelik kelimesinin mecaz anlamı Sürekli bir yeri olmayıp, sık sık yer değiştirme hali. - 26048
göçmek kelimesinin mecaz anlamı İrtihal etmek, ölmek. - 26049
göğüslemek kelimesinin mecaz anlamı Karşı durmak, engel olmak, direnmek. - 26050
gölge kelimesinin mecaz anlamı 1. Birinin yanından hiç ayrılmayan kimse.
2. Koruma, kayırma himaye. - 26052
ısıtmak kelimesinin mecaz anlamı Çekici, olumlu, hoş bir duruma getirmek. - 26054
kir kelimesinin mecaz anlamı Utanılacak durum, leke, şaibe. - 26055
yük kelimesinin mecaz anlamı 1. Birinin üzerine almak zorunda kaldığı ağır görev.
2. Tedirginlik veren şey, engel. - 26060
yüklemek kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir yükümlülük altına sokmak, sorumlu tutmak.
2. Bir suçu birinin üstüne atmak. - 26061
yüklenmek kelimesinin mecaz anlamı 1. Üstüne düşmek, zorlamak.
2. Bir şeyi yapmayı kabul etmek, üstüne almak. - 26062
yüksek kelimesinin mecaz anlamı 1. Erdemli, faziletli.
2. Toplum içinde para, ün vb. bakımından üstünlüğü olan. - 26063
yırtmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Zorlamak.
2. Bir işi yapmaktan kurtulmak.
3. Köşeyi dönmek. - 26076
satmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Kendinde olmayan bir şeyi var gibi göstermek, taslamak.
2. Bir kimse, kendini veya başkasını olduğundan daha önemli, yetkili ve değerli göstermek.
3. Bir çıkar karşılığında bir şeyi gözden çıkarmak, feda etmek. - 26077
kıymak kelimesinin mecaz anlamı 1. Acımadan vermek, esirgememek, feda etmek.
2. Acımayıp öldürmek.
3. Acımayarak büyük bir kötülük etmek, zulmetmek. - 26078
ateş almak kelimesinin mecaz anlamı 1. Coşmak.
2. Telaşlanmak, heyecanlanmak.
3. Öfkelenmek.
4. Acele davranmak, acele etmek. - 26079
allak bullak olmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Karışmak.
2. Şaşkına dönmek. - 26080
midesi bulanmak kelimesinin mecaz anlamı 1. İğrenmek, tiksinmek.
2. Kuşkulanmak, işkillenmek.
3. Huzursuz olmak, rahatı kaçıp tedirgin olmak, hoşlanmamak. - 26081
adamak kelimesinin mecaz anlamı 1. Kutsal saydığı bir şey uğruna kendini feda etmek üzere söz vermek.
2. Bir şeyle yoğun olarak ilgilenmek.
3. Ayırmak, tahsis etmek.
4. İthaf etmek. - 26082
devlet kelimesinin mecaz anlamı 1. Büyüklük, mevki.
2. Mutluluk
3. Talih. - 26083
alev almak kelimesinin mecaz anlamı 1. Coşmak, heyecanlanmak, heyecana gelmek.
2. Öfkelenmek, kızmak.
3. Telaşlanmak. - 26084