konuşmak kelimesinin mecaz anlamı:
1. Geçerli olmak, etkin olmak.
2. Flört etmek.
İstediğiniz Kelimenin Mecaz Anlamını Arayın
Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır.
Bu sözlük çalışması Türk Dil Kurumunun (TDK) en son değişikliklerine uygun olarak düzenlenmiştir.
koparmak kelimesinin mecaz anlamı Güçlükle elde etmek. - 25579
kopmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Birdenbire gürültülü veya tehlikeli olaylar birdenbire başlamak veya ortaya çıkmak.
2. Bütün ilişkileri kesilip büsbütün ayrılmak veya uzaklaşmak.
3. Kurtulmak.
4. Çok ağrımak. - 25580
kopuk kelimesinin mecaz anlamı Toplum kurallarına aldırmayan işsiz güçsüz, serseri. - 25581
korkuluk kelimesinin mecaz anlamı Kendisine verilen işi yapmayan veya ancak yer doldurmaya yarayan kimse veya topluluk. - 25582
korsan kelimesinin mecaz anlamı 1. Başkalarının hakkını zor kullanarak alan kimse.
2. Bir hakkı izinsiz olarak kullanan. - 25583
korumak kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir şeyin eskimesini, yıpranmasını önlemek için gereken dikkat ve özeni göstermek.
2. Süregelen bir durumun değişikliğe uğramasını önlemek.
3. Karşılamak, denk gelmek. - 25584
koşmak kelimesinin mecaz anlamı Kovalamak, üstüne düşmek izlemek. - 25585
konuşmak kelimesinin mecaz anlamı
kotarmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir işi tamamlamak, bitirmek.
2. Üstesinden gelmek. - 25586
kova kelimesinin mecaz anlamı Futbolda çok gol yiyen kaleci veya takım. - 25587
kovmak kelimesinin mecaz anlamı Uzaklaştırmak. - 25588
koyu kelimesinin mecaz anlamı Aşırı, su katılmamış. - 25589
koyun kelimesinin mecaz anlamı Şefkatli çevre, her şeyden habersiz kendi halinde. - 25590
koz kelimesinin mecaz anlamı Saldırı veya konum nedeni. - 25591
köçek kelimesinin mecaz anlamı Ağır başlı davranışları olmayan kimse. - 25592
köhne kelimesinin mecaz anlamı İçinde yaşanılan zamana göre geride kalmış, aykırılaşmış eskimiş, çağ dışı. - 25593
kök kelimesinin mecaz anlamı 1. Dip, temel, esas.
2. Kaynak, köken. - 25594
köken kelimesinin mecaz anlamı Bir şeyin geçmişe doğru dayandığı temel biçim, neden veya yer. - 25595
köklü kelimesinin mecaz anlamı 1. Kökleşmiş, iyi yerleşmiş, kalıcı olan, esaslı.
2. Soylu, soyu sopu belli, iyi tanınan. - 25596
köprü kelimesinin mecaz anlamı İki şey arasında bağ veya ilişkiyi sağlayan şey. - 25597
köpürmek kelimesinin mecaz anlamı 1. Çok kızmak, birdenbire öfkelenmek, feveran etmek.
2. Gerekli gereksiz, aralıksız ve bıktırıcı konuşup durmak. - 25598
kör kelimesinin mecaz anlamı 1. Arkası tıkalı olan veya işlek olmayan.
2. Olguları sezme ve kavrama yetisi, dikkati olmayan.
3. Duyarlığını yitirmiş. - 25599
kördüğüm kelimesinin mecaz anlamı Çözülmesi hemen hemen imkânsız olan sorun. - 25600
körelmek kelimesinin mecaz anlamı Değer, önem veya yeteneğini yitirmek. - 25601
körfez kelimesinin mecaz anlamı Kuytu, işlek olmayan. - 25602
körlük kelimesinin mecaz anlamı 1. Dikkatsizce ve beceriksizce yapılan iş.
2. Gerçeği görememe durumu. - 25603
körüklemek kelimesinin mecaz anlamı Kızıştırmak, kışkırtmak, şiddetlendirmek. - 25604
köstek kelimesinin mecaz anlamı Engel. - 25605
kösteklemek kelimesinin mecaz anlamı Bir işi yürümez duruma getirmek, engellemek. - 25606
kösteklenmek kelimesinin mecaz anlamı Bir iş yürümez hale getirilmek, engellenmek. - 25607
köşe kelimesinin mecaz anlamı 1. Kuytu, tenha veya ücra yer.
2. Kimsenin uğramadığı, aramadığı yer. - 25608