ORTA OYUNU - GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU
Orta oyunu, 15. yüzyıldan itibaren gelişmeye başlamıştır. Tam dramatik karakterini (şeklini) 19. yüzyılın birinci yarısında kazanmıştır. Orta oyunu, meddah’ın çok sanatkârlı bir şekli veya Karagöz’ün perdeden yere inmiş çeşidi olarak tarif edebiliriz.
Orta oyunu, kuvvetini taklit, mimik ve doğaçlamadan alır. Cinaslı konuşmalar ve tekerlemeler önemlidir. Kütahya, Kanlı Nigar, Mandıra, Büyücü, Ferhat ile Şirin… en önemli konulardır.
Bu tiyatronun belli başlı iki kahramanı Pişekâr ile Kavukludur. Zenne ikince planda oyunculardandır. Pişekâr akıllı, okumuş, işgüzar (gereği yokken, genellikle kendini göstermek için işe karışan; eli işe yatkın, becerikli), iyiyi kötüden ayıran, yaşlı, vakarlı bir şahıstır. Başında bir kavuk, sırtında bir cübbe ve ayaklarında sarı mest pabuç vardır. Kavuklu, cahil görünüp ahmak geçinen, telaşlı, kurnaz, neş’eli bir halk adamıdır. dersimiz.com
Orta oyunu’nu, zurna açardı. Pişekar, elindeki “şakşak” ile zurnacıya çal, işaretini verir, oyun başlardı. Orta oyununda bir bakıma rejisör sayılan Pişekar’ın ardından kavuklu gelir. Kavuklu ile Pişekâr arasında karşılıklı muhavere’nin (karşılıklı konuşma) ardından “tekerleme” başlar. (Tekerleme, olmayacak bir şeyi olmuş gibi göstererek karşısındakini inandırmak için uydurulmuş ustalıklı sözlerdir.) Tekerlemeden sonra aslında erkek olan, fakat kadın rolü yapan “Zenne” ortaya çıkar. Pişekâr’la konuşmaya başlar. Sonra taklit, bütün kudreti ile oyuna hakim olur.
Ortaoyunu, sarayda, sünnet düğünlerinde, esnaf cemiyeti gezintilerinde, peştamal kuşanma merasimlerinde oynanırdı.
Orta Oyunu Geleneksel Türk Tiyatrosu Pişekâr Kavuklu Zenne şakşak hakkında bilgi genel özellikleri