I. GİRİŞ
Verimlilik sözcüğünü gittikçe daha sık duyar hale geldik.
Ülkemizin kurumsal ve bireysel verimlilik çalışmalarına ihtiyacı var.
Verimlilik çeşitli kaynaklarda bir mal ya da hizmeti elde etmek için katlanılan maliyetlerle, sonunda elde edile çıktının oranı ya da çıktı/girdi olarak tanımlanmaktadır.
Verimliliğe en çok ihtiyacı duyulan alanlardan biri de eğitimdir. Eğitimde verimliliği arttırmak için çeşitli çalışmalar yapılmaktadır.bu çalışmada ise rehberliğin eğitimde verimi arttırma aracı olarak uygulanabilirliği üzerinde durulmuştur.
II GENEL BAKIŞ
Günümüzde eğitimden beklentiler yavaş yavaş değişiyor. Artık eğitimli insanların akademik becerilerine yani bilgi ve yeteneklere sahip, bunun yanında insanlarla rahat iletişim kuran, bağımsız ve grupla iş yapma becerisine sahip, analiz eden üretici değişik sosyal etkinliklerde de bulunan kişiler olması bekleniyor. Bunun gerçekleşebilmesi için öğrenciye, veliye, öğretmene ve okul yönetimine düşen görevler ver.
İnsanın gelişme süreci vardır. Bu sadece bedensel gelişme değildir. Çocuk sahibi olmanın ağır sorumlulukları vardır. Anne babalar kendilerini bilinçlendirmelidirler. Bir insanın bebeklik döneminden itibaren her yaşta belli davranışları kazanmış olması beklenir, ama yetişkinlik çağına girmesine rağmen güvensiz, bağımsız iş yapma becerisine sahip olmayan kişilere rastlayabiliyoruz.
İnsanı ilişkilerde kişilikleri değil davranışları yargılamak gerekir. "Sen çok kötü bir çocuksun" yerine "bu yaptığın doğru bir davranış değil." Veya "bu yapmış olduğun davranış beni üzüyor," gibi ifadelerin kullanılması uzmanlarca tavsiye ediliyor.
Sorunlar ne olursa olsun aileler çocukların/gençlerin aşağılık duygusuna kapılmalarına, özgüvenlerini yitirmelerine sebep olacak söz ve davranışlardan sakınmalıdır.. Bütün bunların yapılmasının sebebi yetişkinlik dönemlerinde değişik sorunlar çıkmaması.
Okulda yetişkinlik döneminde olması beklenen davranışları (Katılımcılık, kendine güven hissi, sorumluluk bilinci, örnek davranışlar kazanma, iş başarma becerisi, sosyalleşme, vb.)kazandırmada üzerine düşen rolü yerine getirmelidir.
İnsanın temel gereksinimleri vardır, bu gereksinimleri karşıladıkça kendilerini daha iyi hissedecek sonucunda var olan potansiyellerini açığa çıkararak ve kendisini gerçekleştirecektir. Bir kişinin beslenme, barınma, giyinme gibi fizyolojik ve bedensel ihtiyaçları vardır. Bazı veliler çocuklarının bu ihtiyaçlarının karşılanmasını yeterli görüyor
Ama bunun yanında çocukların, gençlerin hatta yetişkinlerin kendini güvende hissetme bir gruba ait olma ,diğer insanlarca sevilme , diğer insanlarla iyi ilişki kurma, statü kazanma yani kendine saygı duyma ve yetenekleri ve nitelikleri ile takdir edilme gibi ihtiyaçları vardır.
Özellikle ergenlik döneminin başlarında çevresinde güvendiği ve onlarında ona güvenildiğini hissettiği , sevdiği, kendisini yargılamadığına, olduğu gibi kabul ettiğine inandığı onu destekleyen yetişkinler arzu eder. Bu tip yetişkinlerin onların olumlu davranış özellikleri kazanmasında katkısı büyüktür.
Diğer yandan anne, baba, öğretmen gibi yetişkinlerce sürekli eleştirilen, küçümsenen kişiler yetişkinlerin onu anlamadığı düşüncesine kapılarak onlardan uzaklaşmaya başlar, kendini rahat hissedebileceği bir gruba yönelebilir, sanırım çetelere katılan kişiler bu yüzden yanlış yola sapmış olabilirler.
Öğrenciler çevresel etkilerle doğuştan gelen güven duygularını kaybedebilirler, ama öğretmenler ve aileler biraz çaba sarfederek bunu tekrar kazanmasına yardımcı olabilir. Öğrenciler de şunu bilmeli, herkeste başarmak potansiyeli mevcuttur. Önemli olan onu geliştirebilmek, yaşanan olumsuzluklar hep olacak demek değildir, olumsuz bir şeye karşılık pek çok olumlu olay ve durum olduğu hatırlanmalı.
Yetişkinlerin bir model oluşturma görevinin yanısıra danışmanlık görevi de vardır. Öğrencilerin sorunlarını velisini ve öğretmenine götürdükleri zaman aldıkları tepkiler aynı zamanda danışma ihtiyacı ve isteğini de belirler, sorunun çözümünü bulmasına katkıda bulunmaktan çok öğrenciye karşı yargılayıcı davranan veli ve öğretmen danışmanlık hakkını kaybeder böylece meseleler zamanında iletilmez, istenmeyen sonuçlar ortaya çıktığı zaman veli ve öğretmen haberdar olur.
Okulun amacı hayata hazırlamaktır, burada temel bilgiler verilir, istendik davranışlar kazandırılır, öğrenci zamanını nasıl kullanacağını öğrenir, okul öğrencinin sosyal ve kültürel yönden gelişimine katkıda bulunur, öğrencinin yukarıda belirttiğimiz yorumlama, muhakeme yapma, üretici olma karşılaştırma, yapabilme vb. Yetenekleri geliştirmesine katkıda bulunur.
Öğrenme ortamları öğrencinin sorumluluk aldığı, katılımcı olduğu, yeni fikir ürettiği hayatta kazanması istenen özellikleri kazandığı mikro düzeyde bir hayat ortamı olmalıdır. Okulun amacı hayata hazırlamaktır. Yapılacak bir organizasyon da öğrencilere görev vermiştim. Bu başarısız oldu ama ikinci denememizde başarılı oldu. Ondan sonrakiler de öğrenciler ben bunu yapayım, öbürü ben de şunu yaparım diyerek görevleri paylaşmaya başladılar. Belki yaptığı şey basit gelebilir ama hayatta ondan birşey yapması istenildiğinde eli ayağına karışmayacaktır
III. . REHBERLİĞE DAYALI SİSTEM
1999-2000 Eğitim yılında Bursa Özel Nilüfer Lisesi 7. sınıflarda 2000-2001 eğitim yılında 9. sınıflarda rehberliğe dayalı sistem adı verilen bir model geliştirildi. Dönem sonlarında deney yapılan şube öğrencilerinin diğer şubelerdeki öğrencilere göre daha başarılı oldukları tespit edildi.
Genel olarak öğrenciler öğrenmeye karşı isteksizdir, ayrıca araba kullanmak için ehliyete ihtiyaç vardır., mühendislik yapmak için diplomaya ihtiyaç vardır. Ancak anne-baba olmak için ciddi eğitim çalışması yapılmamaktadır. Öğrencilerin çoğu özgüvenlerini yitirmiş ve sınıfta kendini kabul ettirme çabası içerisindedir.
Bir de bunun yanında derslerinde başarılı, sosyal faaliyetlerde etkin, insani ilişkileri iyi öğrenciler vardır. Bunlar her ortamda başarılı olurlar.
Ama bir ortam oluşturup yeterince başarılı olamayan öğrenciler de daha başarılı hale getirilebilir.
Dönem başında öğretmen öğrencilerle iyi bir iletişim kurdu. Öğretmen öğrencilerine güvendiğini ve değer verdiğini hissettirdi. Bu dönem yaklaşık iki ay kadar sürdü. Bu süre içerisinde öğretme ders sırasında fırsat eğitimini kullanarak çeşitli hikayelerle, güzel sözlerle, çeşitli kişisel gelişim kitaplarından alıntılar anlattı. İlk bakışta İngilizce Dersinde süre çalınıyor gibi gözükse de öğrenciler öğrenmeye karşı yeterince istekli değil. Derste 5-6 dakika bu konulardan bahsedilince öğrenciler zamanla istekli hale geldiler, İngilizce dersine karşı olan ilgi arttı. Çünkü bilinçaltlarına bunlar kaydediliyordu.
İki aylık bir sürenin sonunda velilerle bir toplantı düzenlendi. Burada öğrencilere etkili ders çalışma yolarının öğretileceği belirtildi. Velilerin tutumunun nasıl olması gerektiği konusunda bilgi verildi. Daha sonra her hafta öğrenciler vasıtasıyla öğrencilere bir yazı gönderildi. Bu yazıda o hafta yapılan etkinlikler, bir sonraki hafta yapılacak etkinlikler ve etkili iletişim, gelişim psikoloji vb. konular yer aldı.
Toplantı sonrası her veliye ve öğrenciye randevu verildi. Burada öğretmen, öğrenci ve veli beraber görüşerek bazı kararlar aldı. Son kararı öğrencinin vermesine dikkat edildi.
Tabii daha önce o öğrencinin öğrenme tarzı tespit edilmeye çalışıldı. Öğrenme tarzları bir öğrencinin bir konuyu verirken, bir sorunu çözerken kullandığı yaklaşımlardır.(oxford, 1992) Kişinin öğrenme yöntemi tercihleridir.(Reynolds Grestein,,1992)
Bu arada ders işlenişinde çeşitli yöntem ve tekniklerden faydalanıldı. Rita Dunn 1990 yılında Educational Leadership dergisine verdiği bir mülakatta, öğrencilerin hemen hemen her konuyu onların öğrenme tarzına uygun yöntem ve tekniklerle verildiği takdirde öğrenebileceklerini belirtmiştir. Rita Dunn öğrencilerin bir yöntemde yeterice öğrenemiyorsa, öğrencilerin öğrendikleri yöntemde öğretmeliyiz demiştir.
Motivasyon sağlanmış, öğrenciler verimli ders çalışma yöntemlerini öğrenmiş, zamanlarını planlamıştı. Giderek öğrencilerin hem davranışlarındaki hem de derslerindeki olumlu değişim fark edilir hale gelmişti.
Tekdüzelikten kurtulmak için çeşitli etkinlikler düzenlendi. Gezi, piknik, yemek vb. Veliler bu etkinlikler sonrası öğrencilerin veriminin arttığını belirttiler.
Bu organizasyonlarda öğrencilerin aktif rol alarak sorululuk bilincinin gelişmesi sağlanmaya çalışıldı. İlk seferinde yeterince başarılı olamadılar. Diğerlerinde başardılar. Okulun birinci amacı öğrencileri hayata hazırlamaktır. Belki de dersler bunun için bir araçtır.
Öğrencilere kitap okuma alışkanlığı kazandırılmaya çalışıldı. Özellikle kişisel gelişim, verimli ders çalışma vb. alanlarda kitaplar dağıtılarak öğrencilerin okuması teşvik edildi.
Öğle tatillerinde sınıf gruplara bölünerek gruplarla ayrı ayrı görüşmeler yapıldı.O hafta kazandırılmak istenen hedef davranış velilere de bildirilerek evde de gündem oluşturuldu.Ayrıca ders öğretmenlerinden biri de fırsat eğitimini kullanarak o davranışın pekiştirilmesine katkıda bulundu.
Dönem sonuna gelindiğinde, bazı derslerde çok başarısız olan öğrencilerin çok iyi notlar aldığı görüldü. Sınıfta bir takım ruhu oluşmuş ve herkes istekliydi. Velilerle yapılan görüşmelerde sağlanan motivasyon sonucu öğrencilerin uyarıya gerek kalmadan derslerini çalıştığını ve anlatılan zaman planlaması ve ders çalışma tekniklerini kullandıklarını belirttiler.
Bu teknik doğru bir şekilde uygulandığında öğrencilerde gözle görülür bir fark meydana gelmektedir. Sistematize edilip ülke genelindeki bütün eğitim kurumlarında uygulanabilir.
IV: .SONUÇ
Motivasyon ve iletişime önem veren 'rehberliğe dayalı okul verimliliğini arttırma sistemi' uygulandığı 20 yedinci sınıf ve 24 dokuzuncu sınıf öğrencisinde olumlu sonuçlar verdi.Bundan sonra yapılacak araştırmalarla ve örnek uygulamalarla yöntem geliştirilip liselerde eğitimin kalitenin artmasına katkıda bulunabilecektir.
YARARLANILAN KAYNAKLAR
BROWN H.Douglos, 1984, Principles of Language Learning and Teaching New Jersey, Printice Hall Inc.
BİLİKTÜ Derya, 2000, Motivasyon, Bursa Hakimiyet İnsan Kaynakları 02.07.2000.
DUNN Rita, 1990, Rita Dunn Answers Questions on Learning Styles Educaitonal Leadership 48
ERDEN Münire, Y.AKMAN, 1997. Eğitim Psikolojisi, Ankara, Arkadaş Yayınevi
OXFORD Rebecca L., 1990, Languege Learning Strategtes: What Every Teacher Should Know Massachusetts Heinle & Heinle Publishers.
REYNOLDS Jim, Martin GERSTEIN , 1992, Learning Style Charecteristics: An Introduotory Workshop The Clearing House 66.
. SEKMAN M.Mümin, O. SAYGIN, A.MAVİŞ 1999, Başarı Üniversitesi Tüm Öğrenciler İçin Metodik Çalışma Teknikleri İstanbul, Arıtan Yayınevi
ZİGLAR Zig, 1999, Zirvede Görüşürüz, İstanbul Beyaz Yayınları
Özgür ERAKKUŞ
rehberliğe dayalı okul verimliliğini arttırma rehberlik yazıları rehberlik araştırmaları araştırma yazıları rehberlik