50. Yıl Hesabı
Bağladım nefsimi zincir yulara
Dünyayı duvara astım gel de gör
Rahatı huzuru attım kenara
Çileyi bağrıma bastım gel de gör
Yürüdüm sel oldum, durdum göl oldum
Mazluma, mağdura kıvrak dil oldum
Zulüm sıcağında serin yel oldum
Yürekten yüreğe estim gel de gör.
Sonu hatırladım, ilki duyunca,
Kula kul olmadım ömür boyunca!
Hakkın zehrini içtim doyunca
Batılın balına kustum gel de gör.
Ülfetim olmadı iriler ile
Ağıla girmedim sürüler ile;
Ölümden korkmayan diriler ile
Selamı, sabahı kestim gel de gör.
Aşk ceylanı emzirince sütünü
Taşa çalıp, kırdım benlik putunu
Düşmanımdır inkârcının bütünü
Allah dostlarıdır dostum gel de gör.
Bazı kötülüğü kovdum elimle
Bazı kötülüğü yerdim dilimle
Gücüm yetmeyince kendi halimle
Haksıza buğzettim, küstüm gel de gör.
Çıkar için laf davulu çalmadım
Hiçbir yerden makam, rütbe almadım
Bildimse söyledim, korkak olmadım
Bilmediğim yerde sustum gel de gör.
Abdurrahim KARAKOÇ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Bayramlar Bayram Ola-v
Giden bayramlardan almadık bir tat
Gardaş bu senenin bayramı nasıl?
Şenay'larda bayram her gün,her saat
Elif'in Döne'nin bayramı nasıl?
İçinde boğulduk derdin acının
Uykusu bitmedi şeyhin,hacının
Üç gardaşı şehit veren bacımın
Oğulsuz ananın bayramı nasıl?
Neşe topuğumda, elem boynumda
Sen çoğunu anla, ben az deyim de
Kim öldü,kim kaldı garip köyümde
Ya bizim hanenin bayramı nasıl?
Dert deşmek değildir gayem niyetim
Düşündükçe sızlar kemiğim etim
Gelini dul kalmış,torunu yetim
Ak saçlı ninenin bayramı nasıl?
Hangi eller sürer suçluyu suça
Güdümlü başların destesi kaça
Kimler zorlanıyor gönülsüz göçe
Bos kalan binanın bayramı nasıl?
İşkence altında ezilen canlar
Masum yiğitlerle dolu zindanlar
Ses verin mezardan ulu sultanlar
Yusuf’un Kenan’ın bayramı nasıl?
Bizden sandığımız bize yabancı
Görünen simalar göze yabancı
Kabukta bayram var, öze yabancı
Söyleyin mananın bayramı nasıl?
Sabahtan haber yok,ufuklar kara
Semerkant kan ağlar, yanar Buhara
Keşmir,Kabil,Kerkük hasret bahara
Kudüs'ün,Sina'nın bayramı nasıl?
Ayşe’nin bayramı gözyaşı,firak
Sultan’ı derdiyle bas basa bırak
Sormadan geçemem etmişim merak
Nükhet'in,Nana'nın bayramı nasıl?
Mücahid maddeye yapar akını
Devrimci soygundan tutar yükünü
Biz toprağa verdik Hikmet Tekin'i
Katil'in Zana'nın bayramı nasıl?
Doğduğundan beri çamlar deviren
Ekranda iftira,yalan savuran
Salyası, ülkeyi göle çeviren
Boynuzlu dananın bayramı nasıl?
Abdurrahim KARAKOÇ
Açık Dilekçe
Görmediğim bir bambaşka durum var
Sizin şehrin kızlarında savcı bey.
Yaklaşanı ta yürekten vururlar
Kan kokuyor gözlerinde savcı bey.
Gayeleri gönül kırmak dal gibi
Bakışları çifte favül bal gibi
Ülkeler fethetmiş bir kral gibi
Gurur dolu pozlarında savcı bey.
Kaş yaparken, göz çıkarır elleri;
Çok silahtan tesirlidir dilleri
Hayret ettim, bir tuhaf ki halleri
Poyraz eser yüzlerinde savcı bey
Derviş olup çıktım tığsız, tebersiz
İlk görüşte avladılar habersiz
Pişirdiler beni tuzsuz, bibersiz
Kebap oldum közlerinde savcı bey
Bölüştüler gönlüm ile aklımı
Davacıyım, ara benim hakkımı...
Bir yol göster, haklı mıyım, haksız mı?
Yorulmayın izlerinde savcı bey.
Abdurrahim KARAKOÇ
Açık Mektup-2
Doktorsuz,ilaçsız bir dağ köyünde
Siz sancı ne bilebilir misiniz?
Yirmi beş yaşında bayram gününde
Siz açlıktan ölebilir misiniz?
***
Boz ekmeğe katık edip soğanı,
Ve içerek üzerinden ayranı,
Temmuz ortasında öğle zamanı
Siz mercimek yolabilir misiniz?
***
Okunurken şu mübarek ezanlar,
Kelle çekip İslamlığa kızanlar,
Ey haksızlık kitabını yazanlar
Siz hak nerde bulabilir misiniz?
***
Size göre,mezar yokluk kapısı;
Bize göre ebedilik tapusu
Öte dursun sebeplerin hepisi;
Siz ölürken gülebilir misiniz?
***
Üstümüzde bulut bir öfke,bir kin;
Görmedik şavkını tekniğin,ilmin,
Ezildik altında baskının,zulmün;
Siz... çağırsak gelebilir misiniz?
Abdurrahim KARAKOÇ