Eğitim Sitesi

Altın Neslin Hatırasına... Şiiri

Altın Neslin Hatırasına...

Budanan "ulu çınar" taze filize durdu...
Özünü bulur oldu; bu aziz şehid yurdu!
Zifiri karanlığın ardında "fecr-i sadık!"
"Işığın hamalları" seherlerde uyanık
Baş koymuşlar bir yola; up-uzun çertefelli
Ukbâdaki yerleri sîmalarından belli!
Bazen "Yusuf'dur adı; Kenan'ın illerinde
Nâmı "Altın Nesil"dir nicenin dillerinde;
O "ışık süvarisi!""akıncı" olur bazen
Nebi!.. kardeşlerim der, sırtın sıvazlar zaten
Onun katığı çile! ızdırap nafakası...
Cennetten kevser sunar, Cibril'den ilham tası
Kalbde "iman-ı yakîn""sırtta hizmetin teri!"
Çevrilmiş ötelere!.. yaşla dolu gözleri!..
Mesîh edâ bir nefes, mehdî enfâz bir soluk!
Sohbeti Hızır ile, şiâr-ı Rabb'e kulluk!..
"Gecenin ruhbanları"!.. "gündüzün fursanları";!..
Semâdan gelmiş gibi!.. yazmaya destanları...
"Ahirzaman garibi!"; Nebî dilinde adı!..
"Fatih-i Feth-i Mübîn"; bu da Kur'an'ın yâdı...

Mehmet Ali KULAT Şiirleri

  

adem TEBRİK EDERİM.Bana göre çok güzel

Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.

Benzer Mehmet Ali KULAT Şiirleri:

Sultanım...

SULTANIM...

Hasretim dağlar gibi; özlemim derya misal

Ersem yar iklimine... o an, cennete visal!

O mübarek köyüne varsaydım boynum bükük

Hediyem günahlarım; sırtımda kambur büyük

Yüzler sürsem izine, aksın gözyaşım sel sel

Kalbimi teskin eder; uzanıp gaybî bir el

Varlığın varlık sırrı; cezben meczûp eyledi...

Ben kim? kıymet bilmek kim? Aşkından olsam deli!

Sana medhiye yazmak... ben bunu beceremem

Lakin hasretin hicrân; özlemin bitmez elem!

Misk-u amber halt etmiş, duysa idim kokunu

Değişmem dünyalara köyünün tek tozunu

Varsam; yeşil kubbene, girsem bâb-u selam'dan

Andan sonrası haldir, tâkat bitti; kelamdan...

Cezbe hâli sorgusuz! Lâkin, edeb; Emr-i Hakk

O mübarek iklimde, her an nurlu bir şafak!

Ötesinde dil durur, ten tınmaz batsa inne!

İşte matlûp bu ola! Gönülde mutmainne!



Mehmet Ali KULAT -1988

Mehmet Ali KULAT

Delikanlım...

Sancı sancı üstüne... bugün yarına gebe

Kimi muştu bekliyor... kimi hala körebe

Çatlamış dudaklara... Kevserden kana kana

Yevmu'l beter! diyenler.. şaşıyor bu ihsana

Hakk yola adım atan rahmetle sarmaş dolaş

Nice gözlerde perde... canlanıyor kesik baş!

Sen bu kutlu yol için, and içen delikanlı!

Sen Nebî'den müjdeli, Kur'an ile nişanlı...

Yürü soluk soluğa; top senin çevkan senin!

Doğsun hakikat nûru, dinsin âhuzâr, enîn!

Dilinde zikr-i tevhid, sinende aşk-ı cihad!

Mü'minlerin bayramı, şimdi panikler ilhad!

Vesile-i necâtın râm ol kutlu bir ere!

Yol uzun, yolcu yaya, tek varılmaz makbere!

Uykuyu, tembelliği bırak ve durma yürü!

Ukbâda sunamazsın! bahane ve özürü...

Sen gözümün ferisin, sırtla bu ağır yükü

Hedef Allah davası, dava en kutlu ülkü!

Bu yolda ölen şehid; bu yolun derdi; derman

Çile; keffaret suça; kader değişmez ferman!..

Mehmet Ali KULAT

Niyazım...

Su akmaz, çeşme kuru, toprak semaya inat;

Döndüm geriye baktım; zâyi olmuş bir hayat...

Nice suç, nice cürüm... İlâhi! bittim gayri

Öyle daldım ki şerre, göremez oldum hayrı

Günahlar zehirli ok; sinem hep delik deşik

Lakin, yok başka kapı; var mı başka bir eşik?

Câhilim; cehlim bilmez- bir şey sanırdım kendim;

İmtihan dünyasında kaybettim ve elendim.

İlâhî!.. rahmet eyle! susuz kalmış bu çöle...

Niyâzım! lutfedesin, Afv-ü ihsan, bu kula!

Huzuruna gelmişim, günahkâr; yüzsüz yüzüm;

Peşim dolu cürümle, hakikate kör gözüm.

Ah Sultanım, Efendim! İşte kulunun hâli...

Üstelik hâlin bilmez, sanır kendini velî!

İlâhî; Gaffâr, Settâr, Hayy, Rahman, Rahim, Kerim;

Sultan-ı Ebed-Ezel! Merhametin dilerim!..

Mehmet Ali KULAT

Altın Neslin Hatırasına... Şiiri