Eğitim Sitesi

Ana Şiiri

Ana

Ana olanların acı yanları

Yetersiz kalıyorum sanıları

Bu yüzden saklamak istese de

Yüz güler ,kalbe damlar gözyaşları



Onlardan bir şey esirger gibi

Suçlar kendisini vermemiş gibi

Oysa yaşadıkça çocuklarını

Seviyor canını verecek gibi



Ah anneciğim! Düştüm canım yanıyor

Rüyada olsa gerçek sanıyor

Yavrusu yanı başında ,acaba

Ulu Tanrım !böyle kim haykırıyor



Ana kadar hiç kimse sevecen

Olamaz,arama nedir acelen

Annelerde bir zamanlar çocuktu

Büyüdüler sizin gibi bilmeden



Fatih Özkaya

Edebiyat Öğretmeni

KARMA ŞİİRLER Şiirleri

  

defne çok güzel bir şiir siz o ebrar'a bakmayın güzel yazmışsınız 13 yaşındayım gerçekten çok beğendim tebrik ediyorum

ebrar hiç cüzel değildur da

Yazılan son 2 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 2 yorum yazılmış.

Benzer KARMA ŞİİRLER Şiirleri:

Çanakkale Şehitlerine

Allah-u Ekber, Allah-u Ekber,

Sesleri idi o gün yankılanan,

Belki de bir son Namaz'dı,

Üçyüzbin insanla hazırlanılan.



Ayrılığın hüznü var nurlu yüzlerde,

Rabbin Nusretine iman var sinelerde.

Rahman'a el-an kavuşmanın,

Coşkusu var o genç yüreklerde.



Huşu ile Salat-ı Subhu eda ederler,

Korkusuz ve kararlı idi yüzbinler.

Az ötede ise istilacı eblehler,

Nedametle zilleti bekleyenler.



Kan seylapları ile başladı savaş

Ya-Rab

Kan emmekte toprak. Yavaş,yavaş.

Gelde bugün,ölüm sahralarında bir

dolaş,

Yer ve gök feryad ile döküyor kanlı yaş.





Atila Yalçınkaya



10.12.2009




KARMA ŞİİRLER

Etkisiz Eleman

Bu gece bir ben
Bir sen
Bir de rüzgar
Oturmuşuz masaya
Benim elimde kalem
Senin elinde defter
Rüzgar ise her zamanki gibi
Defter yapraklarını savurmakta
Elimdeki kurşun kalemle
Adeta çatıldı mı yanan kaşlarını şiire dökmekteyim
Sense bu şiire elindeki defterle başkahraman oluyorsun
Şimdi gözlerin arıyordur çocuğunu kaybetmiş anne gibi yardımcı kahramanı
Fazla bekletmeden söyleyeyim.
Rüzgar elindeki defteri savurarak yardımcı kahraman oluyor
Yine soruyorsun peki sen kimsin?
Ben mi?
Evet ben,etkisiz eleman...
12.12.2017
BAYRAM BAKIR

KARMA ŞİİRLER

Sakarya Şiiri

Sakarya

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;

Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.



Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;

Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.



Herşey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;

Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir.



Akışta demetlenmiş, büyük-küçük kâinat;

Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!



Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,

Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;



Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.

Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?



Rabb’im isterse, sular büklüm büklüm burulur,

Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur.



Eyvah eyvah, Sakarya’m, sana mı düştü bu yük?

Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük! ..



Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!

Bin bir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?



İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal;

Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal.



Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;

Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan;



Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu an;

Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!



Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;

Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?



Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;

Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?



Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?

Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!



Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;

Sakarya, kandillere katran döktü geceler.



Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,

Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!



İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;

Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.



Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;

Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?



Kafdağı’nı assalar, belki çeker de bir kıl!

Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!



Sakarya, saf çocuğu, masum Anadolu'nun,

Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!



Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız;

Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!



Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;

Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!



Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;

Sen kıvrıl, ben gideyim, son Peygamber kılavuz!



Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;

Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! ..

KARMA ŞİİRLER

Ana Şiiri