Bu Gece...
Tefekkür ufkunda daldım bu gece
Ayaklarım bağlı... koşar yürürüm
Aşk halkasın tuttum, yığıldım kaldım
Gözlerim kapalı... lakin görürüm
Dilimde zikrullah, kalb ona uyar
İlahi bir renk ki her yanı boyar
Gördüğüm ne ola? Nere bu diyar?
Akıl uçtu gitti... ben düşünürüm.
Nedir bu? ne iştir? Şaşırdım kaldım
Şu anki zamandan öteye daldım
İlmim aciz kaldı... onu da saldım
Mağrur başım yerde, hep sürüm sürüm.
Mülk O'nun, Mâlik O! Gerisi hep boş
Hissim allak bullak, duygularım hoş
İçmedim ve lakin olmuşum sarhoş
Varlığa kör oldum... O'nu görürüm.
Bu gece ruhumun dolduğu gece
Yalnızca O kaldı, sade bir hece
Herşeyin sahibi mutlak bilmece
Dilerse yaşarım... öl der, ölürüm.
Mehmet Ali KULAT Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Gençliğe...
Reh-i sevda diyerek; girmiş isen hakk yola,
Yol "Sırât-ı müstakîm" takılma sağa sola.
Sadâkat ve hasbîlik, hakk yolunun esası
Tevekkül ve itaat, değişmeyen yasası...
Yüreğimde dertlerin en güzeli bir sancı
Emr-i bi'l maruf yapmak, mücahidin inancı
Kırıp nefis putunu, boyan İlâhi renge...
Bir mü'min pek çok kâfir işte Bedir'de denge.
Ümit dolu bir sine, her şeyimiz bitse de;
Vermeye hazır gençlik, herşeyimiz gitse de.
Ahirzaman garibi, işte "Nebi; müjdesi
"Fetih yakındır!" diyor, bu da Kur'an'ın sesi...
Mehmet Ali KULAT
Niyazım...
Su akmaz, çeşme kuru, toprak semaya inat;
Döndüm geriye baktım; zâyi olmuş bir hayat...
Nice suç, nice cürüm... İlâhi! bittim gayri
Öyle daldım ki şerre, göremez oldum hayrı
Günahlar zehirli ok; sinem hep delik deşik
Lakin, yok başka kapı; var mı başka bir eşik?
Câhilim; cehlim bilmez- bir şey sanırdım kendim;
İmtihan dünyasında kaybettim ve elendim.
İlâhî!.. rahmet eyle! susuz kalmış bu çöle...
Niyâzım! lutfedesin, Afv-ü ihsan, bu kula!
Huzuruna gelmişim, günahkâr; yüzsüz yüzüm;
Peşim dolu cürümle, hakikate kör gözüm.
Ah Sultanım, Efendim! İşte kulunun hâli...
Üstelik hâlin bilmez, sanır kendini velî!
İlâhî; Gaffâr, Settâr, Hayy, Rahman, Rahim, Kerim;
Sultan-ı Ebed-Ezel! Merhametin dilerim!..
Mehmet Ali KULAT
Kutlu Oluş...
Dertler dizi dizi; iş sıra sıra...
Herkes gülüyordu, bakıp bunlara
Kıştan sonra bahar! dedi; inandı
Kanmadılar tipi, boran ve kara
Ümitten ümit yok! Her şey seraptı
Her taraf virane, her şey haraptı
Dileyen diledi... vakt oldu tamam
Gönül mimarları işbaşı yaptı
Birler bin oluyor, dileyince Hakk
Doğdu ufuklardan bir Nur'lu şafak
Makamlar ötesi en kutlu makam
Peygambere ümmet, Rabb'e kul olmak
Yeni bir diriliş, yeni bir ülkü
Kudretten besteli yeni bir türkü
Uhud yamacından tatlı tebessüm
Bu kutlu oluşu muştular çünkü!
Mehmet Ali KULAT