Kaşığına Canım Vereydim Can Sılam
Kaşığına canım vereydim sılam
Yarı tok kalaydım da
Bağrında huzur dereydim
Kepçesine
Gölgemi gömdüğüm gurbet aldı
Evladımın hayallerini
Dağ bilirdi ya beni
Bilmez di ki
Cesaretini yasladığı dağ
Dağladı yüreğini
Var mıydı cihanda
Böyle bir utanç
Evladının gecesinde ay
Gündüzünde güneş olan baba
Şimdi başı yerde
Başı yavrusunun
Başının dibinde
Nasıl anlatsın ki gurbeti
Aklı ermez ki anlatsa da
Nasıl desin
Açlığın nefes çaldığını
Muhtaçlığın
Mecburiyetle birlikte kaldığını
Oyy sılam oyy
Yavrum için gittim senden
Oysa bak
Bak sılam bak
Şimdi yavrum gitmiş benden
Senin beşiğinde yatırmıştım
Dualarımı da başucuna
Bırakmıştım üstelik
Sallarken
Hangi ninniyi söyledin de
Yavrum beni duymuyor böyle
Söyle ki bende senin ninnin ile
Sesleneyim yavruma
Gurbetin dili hançerdir
Saplanır da yüreğe
Yoksa ben
Gurbet diliyle mi söyledim
Ninniyi de
Vuruldu yavrum sözlerimde
Ne ailem kaldı
Ne duygularım
Ne de aklım...
Bölündüm
Farkındayım bölündüm
Hani nerde tüm parçalarım
Hangi kabirde toplayacaksın
Yarımlarımı
Eyy kader
Canıma canan sılam
Senden giderken
Ruhum ölmüştü
Yavrumun özleminde dirilmişim
Gayri ihtiyari
Yıllarca boşuna üzülmüşüm
Vuslatın heyecanı
Can vermiş ruhuma
Oysa
Hayatın akışında saklıymış
Sürprizler
Bilemedim ki
Evladımın bakışında
Evladımın umutlarında
Evladımın hayallerinde
Ölmüşüm ben
Ölmüşümm
Gurbetin kepçesinde
Hayallerimiz vuruldu
Sılanın kaşığında ise
Hayatımız boğuldu
Olsun be hayat
Olsun
Böyle de güzel herşey
Şimdi
Sılamın kucağında
Huzurla yatıyorum
Kabrimde biten gülleri
Kıskansın gurbet
Can sılam
Anam sılam
Yavrum sana emanet...
Yankı PAK
Yankı PAK