Eğitim Sitesi

Evde Kaldık Dede Şiiri

Evde Kaldık Dede

Git Dede, ne sen sor bana
Yok, ben söyleyeyim ne de
Sen sağ iken var mıydı ki?
Sorma, evde kaldık Dede.

Dede, olduk hep perişan
Ertelendi düğün, nişan
Evde Tatvan, Hopa, Keşan
Sorma, evde kaldık Dede.

Başımıza geldi bu da
Günler geçiyor uykuda
Sıkıyor artık dar oda
Sorma, evde kaldık Dede.

Kimsesiz yalnızlar gibi
Hasetçi baldızlar gibi
Evde kalmış kızlar gibi
Sorma, evde kaldık Dede.

İsmail MALATYA dünü
Özlüyoruz geçmiş günü
İnişe geçmiyor yönü
Sorma, evde kaldık Dede.

İSMAİL MALATYA 06/04/2020-PAZAR- İST.

İsmail MALATYA Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer İsmail MALATYA Şiirleri:

Şehitler Ölmez - Tiyatro- İsmail Malatya

ŞEHİTLER ÖLMEZ - TİYATRO- İSMAİL MALATYA
TEK PERDE-DRAM-TRAJEDİ

SAHNE
Sahnede, arka planda bir Türk Bayrağı asılıdır. Yerde dört tane şehit, üzerinde Türk Bayraklarıyla yatmaktadırlar. Sala okunmaya başlar ve perde açılır. Sala bittikten sonra Sunucu sahneye girer.

Sunucu:"Peygamber -sallallahu vesellem- Efendimiz buyurur.
-İki göz vardır, onlara cehennem ateşi değmez:
*Allah için ağlayan göz,
*Allah yolunda nöbet tutarak uyanık sabahlayan göz.
ÖMER HALİSDEMİR yattığı yerden kalkar, üzerindeki Türk Bayrağını omzuna alır, sunucunun mikrofonu elinde konuşmaya başlar:

BEN ÖMER HALİSDEMİR

Ben Ömer Halisdemir, yedi çocuklu bir ailenin çocuğuyum. 4 Mart 1974 yılında Niğde’nin Bor ilçesinin Çukurkuyu Beldesinde doğdum. Türk askeriyim, astsubayım. 2016 Türkiye askerî darbe girişimi sırasında çok sevdiğim komutanım Korgeneral Zekai Aksakallı’dan aldığım emirle Özel Kuvvetler Komutanlığında görevliyken komutanlığı ele geçirmeye çalışan darbe yanlısı Tuğgeneral Semih Terzi denen haini göğsünden vurarak öldürdüm. Ardından diğer darbe yanlısı askerler tarafından otuz kurşunla vurularak şehit edildim.
Şehadete koştum. Şehade şerbetini içtiğim yer özel bir kaplama ile koruma altına alındı, çiçeklerle süslendi.
Bu ülke için, bu vatan için, bu ezan için, bu Kur’an için seve seve canımı verdim. Şimdi Hazreti Muhammet’in yanındayım.
Ezan dinmez
Bayrak inmez!

Sunucu: Ömer Halisdemir'den mikrofonu alır, Ömer Halisdemir önceki yere tekrar sırt üstü yatar, bayrağı üzerine örter.

Sunucu: Ecdadımız Fatih Sultan Mehmet; rivayete göre, İstanbul'un Fethinde surlara bayrağı dikip orada şehit olan Ulubatlı Hasan'ın, oklarla delik deşik olmuş cesedinin başında dua ettikten sonra yanındakilere;
*Eğer sultan olmasaydım Ulubatlı Hasan olmak isterdim, demiştir.

AHMET ÖZSOY yattığı yerden kalkar, üzerindeki Türk Bayrağını omzuna alır, sunucunun mikrofonu elinde konuşmaya başlar:


BEN AHMET ÖZSOY


Ben Ahmet ÖZSOY. FETÖ’cü hainler, Ankara’da bulunan TÜRKSAT Kampüsü’nü ele geçirip yayınları durdurmak üzere harekete geçti. TRT ye el konulduğunu öğrendim. Yanımdaki personel ile birlikte 2 kepçe ve 1 itfaiye aracı ile Konya sapağındaki TÜRKSAT’a giden yolu kapattım. Bu kez helikopterle TÜRKSAT’a ulaşan darbeci askerler TRT hariç bütün yayınların kapatılmasını istedi. Ancak ekip arkadaşlarımla birlikte bu işlemi yaklaşık bir saat boyunca engelledik. Darbeciler oyalandıklarını anlayınca tesisi boşaltarak büyük çanak antene zarar verdiler. Ancak yayını kesmeyi başaramadılar. Gece 05.55 sıralarında TÜRKSAT’a baskın düzenleyen darbecileri kontrol etmek için ekibimle birlikte tesise döndüm. Hainler tarafından kurumun girişinde makineli silahlarla tarandık. Arkadaşım Ali KARSLI ile birlikte arabada şehadete koştuk. Böylece darbeci hainlerin planlarını ters çevirdim. Darbenin püskürtülmesinde kilit rol oynayan isimlerin arasına girdim. Hainlerin makineli tüfekli saldırısında şehit oldum. Ben Tıpkı Ömer HALİSDEMİR gibi şehadete koştum.

Şimdi Hazreti Muhammet’in dizinin dibindeyim.
Ezan dinmez
Bayrak inmez
Vatan bölünmez.

Sunucu: Ahmet Özsoy mikrofonu alır, Ahmet Özsoy önceki yere tekrar sırt üstü yatar, bayrağı üzerine örter.

Sunucu: Görülüyor ki dinimizde bayrağa mukaddes bir değer verilmiş, tarih boyunca da Ona büyük saygı duyulmuştur.

Bayrak sevgisinin ve Ona duyulan sevginin bizim tarihimizde daha manalı olduğunu görüyoruz.

Bu husus, en güzel ifadesini şu mısralarda buluyor:

O rüku olmasa dünyada eğilmez başlar;
Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab; ne güneşler batıyor!

FETHİ SEKİN yattığı yerden kalkar, üzerindeki Türk Bayrağını omzuna alır, sunucunun mikrofonu elinde konuşmaya başlar:


BEN FETHİ SEKİN

Ben Fethi SEKİN, 5 Ocak 2017 günü saat 16.10’da İzmir Adliyesi önüne bomba yüklü araçla gelen teröristler, C Kapısı ile hakim ve savcı araçlarına ayrılan otoparka girmek istedi. Ben burada görevli trafik polisiydim, buna izin vermedim. İzin vermemeliydim.
Bunun üzerine araçtan inip koşarak uzaklaşan teröristlerden biri, elindeki düzenekle, LPG’li olduğu belirtilen geldikleri araçtaki bombayı infilak ettirdi. Aracın LPG tankı da havaya uçtu. İzmir Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şubesi’nde motosikletli ’Şahinler Timi’nde görevli polis memuru iken , teröristlerle mermim bitine kadar çatıştım. Teröristlerden birini öldürdüm, Bu arada ben de şehit oldum. Şehadete koştum yani. Alçak saldırıda adliye çalışanı Musa Can da benimle birlikte şehit edildi.
Şu an Hazreti Muhammet’e komşuyum.
Ezan dinmez
Bayrak inmez
Vatan bölünmez.

Sunucu: Fethi Sekin'in mikrofonu alır, Fethi Sekin önceki yere tekrar sırt üstü yatar, bayrağı üzerine örter.


Sunucu: Bir bayrak ki Ona Peygamber Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- büyük değer vermiş, O'nun sevgili ashabı; savaşın en şiddetli anlarında bile Onu yerlere düşürmemek için çırpınmış, durmuştur. Peygamberimizin yolunda yürüyen, zaferlerden zaferlere koşan ecdadımız; Onun uğrunda canlarını seve seve feda etmiş ve Onu elden ele, yere düşürmeden mukaddes bir emanet olarak bize teslim etmişlerdir.


ALİ GAFFAR OKKAN yattığı yerden kalkar, üzerindeki Türk Bayrağını omzuna alır, sunucunun mikrofonu elinde konuşmaya başlar:


ALİ GAFFAR OKKAN

Ben Ali Gaffar Okkan; Sakarya ilinin Hendek ilçesinde 1952 yılında doğdum. Annem babam beni vatan ve millet sevdası ile yetiştirdi. 30 Eylül 1970 tarihinde Polis Koleji’nden, 29 Eylül 1973 tarihinde Polis Akademisi’nden mezun oldum. 1993’te 1. sınıf emniyet müdürlüğüne terfi ederek Kars İl Emniyet Müdürü oldum. 1997’de ise Diyarbakır İl Emniyet Müdürü oldum.

Kars Emniyet Müdürü iken, Diyarbakır gibi yıllarca PKK ve Hizbullah terörünün ve aşırı göçün ağır sonuçlarını yaşayan bir ile emniyet müdürü olarak atandım.

Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü görevinde iken 24 Ocak 2001 günü saat 17:40 sıralarında makâmımdan Valilik Binası’na makam aracımla seyir hâlinde iken, Sezâi Karakoç Bulvarı üzerinde Et Balık Kurumu ile Eflâtun Park arasında, kimliği belirsiz kişilerce pusuya düşürülerek açılan ateş sonucu olay yerinde şehit edildim. Şehadete koştum.
Şimdi Peygamberimizin yanındayım
Ezan dinmez
Bayrak inmez
Vatan bölünmez.


Sunucu: Ali Gaffar Okkan'ın mikrofonu alır, Ali Gaffar Okkan önceki yere tekrar sırt üstü yatar, bayrağı üzerine örter.


Sunucu: Nasıl öldü dedim, nasıl ben ona, Mehmetler ölmez, Şehitler ölmez. Öldü, denilmezmiş Şehit olana Mehmetler ölmez, Şehitler ölmez. Nefsinizi Allah'a satıp, Allah yolunda savaştınız. Şehit mi düştünüz yiğitle? Cennet koktu her yer. Ey şehit oğlu şehitler: Sizler ki Vatan derdindeydiniz, Vatan toprağı nasıl da bağrına bastı sizi. Ana gibi.



Sala okunmaya başlar. Sala okunurken yavaş yavaş Şehitler yattıkları yerden doğrulurlar. Sunucu ortada şehitler yanındalar, izleyicileri selamlarlar, perde kapanır.
İSMAİL MALATYA- ŞEHİT AHMET ÖZSOY İMAM HATİP ORTAOKULU TÜRKÇE ÖĞRETMENİ

İsmail MALATYA

Gideceğim İstanbul'dan

Evet vakti geldi bence
Sizin olsun bar, eğlence
Herkes uyurken bir gece
Gideceğim İstanbul’dan.

Uygun bir anı kollayıp
Galata’dan el sallayıp
Yaradan’a ısmarlayıp
Gideceğim İstanbul’dan.

Durduğum her günüm zarar
Dönmem asla verdim karar
Koy desinler, etti firar
Gideceğim İstanbul’dan.

Yol görünürmüş insana
Kız Kulesi küsme bana
Kızgınlığım yoktur sana
Gideceğim İstanbul’dan.

Her gün aynı basmakalıp
İşleri güçleri salıp
Bir tek ceketimi alıp
Gideceğim İstanbul’dan.

İSMAİL MALATYA

İsmail MALATYA

Hala Seviyorum

HALA SEVİYORUM

Ve ben yine
O bıraktığın yerdeyim
Saçlarını rüzgarın savurduğu
Ayrıldığımız kaldırımdayım
Kokun sinmiş her tarafa
Hatıralar diz boyu
Ve sen yoksun
Hava kasvetli
Kalbin ellerimde
İçimde özlemin
Umudum var desem yalan olur
Bir deli rüzgar gibi
Üşütüyor yüreğimi
Dünyamı ısıtan gözlerin yok
Bu ilk ağlayışım
Yanağımdan düşen damlalar
Kaldırıma düşüyor
Üşüyor yüreğim üşüyor
Ve ben seni hala seviyorum.

İSMAİL MALATYA

İsmail MALATYA

Evde Kaldık Dede Şiiri