Eğitim Sitesi

Feza Pilotu Şiiri

Feza Pilotu

YİRMİNCİ ASRIN ABLAK YÜZLÜ FEZA PİLOTU!

BULDUN MU AY YÜZÜNDE ÖLÜME ÇARE OTU?

BİR ODUN PARÇASINA AT DİYE BİNEN ÇOCUK!

BAŞINDA ÇELİK KÜLAH, SIRTINDA PLASTİK GOCUK.

UZAKLIKLARI YENMİŞ FATİH EDASINDASIN!

DİPSİZLİĞİN DİBİNİ BULMAK SEVDASINDASIN!...

ALLAH'A DİL ÇIKARIR GİBİ KÜSTAH BİR YARIŞ...

FARKINDA DEĞİLSİN Kİ, AY DÜNYAYA BİR KARIŞ.



FEZADA MİLYARLARCA IŞIK YILI, MESAFE;

SENİNKİ, SANİYELİK ZAFER, İLMİ HURAFE!

KAVANOZDA, KENDİNİ DERYADA SANAN BALIK;

NE ACI VAHŞET, MAĞRUR İLİMDEKİ KABALIK;

FEZADA "ALLAH DİYE BİR ŞEY YOK" İDDİASI!!!

GEL GÖR, KAÇ FÜZEYE DENK, BİR MÜMİNİN DUASI;

RAFA KALDIRMAK İÇİN RUHLARINI DÜRDÜLER,

GÜNEŞ DİYE KALBTEKİ GÜNEŞİ SÖNDÜRDÜLER.

BİLMEDİLER; KALBTEDİR, KALBTEDİR ASIL FEZA;

KALBTEDİR, ÖLÜMSÜZLÜK KEFİLİ KUTSİ İMZA.

SAYIDAN SONSUZLUĞA SINIF GEÇİRTECEK NOT;

BİZDEDİR, VE BİZDEDİR ARŞ'A GİDEN ASTRONOT.

VE MEKANDAN ARINMIŞ VE ZAMANDAN İLERDE,

FEZAYI TESLİM ALMA SIRRI BİZİMKİLERDE.



BİZİMKİLER IŞIĞA GEM VURUR DA BİNERLER;

YERDEN GÖĞE ÇIKMAZLAR,GÖKTEN YERE İNERLER...

Necip Fazıl KISAKÜREK Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Necip Fazıl KISAKÜREK Şiirleri:

Canım İstanbul

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;

Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.

İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;

O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.

Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;

Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.

Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,

Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

İstanbul benim canım;

Vatanım da vatanım...

İstanbul,

İstanbul...

Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;

Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...

Bulutta şaha kalkmış Fatih`ten kalma kır at;

Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...

Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;

Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?..

Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;

Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...

O manayı bul da bul!

İlle İstanbul`da bul!.

İstanbul,

İstanbul...

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;

Çamlıca`da, yerdedir göklerin derinliği.

Oynak sular yalının alt katına misafir;

Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.

Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,

Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...

Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?

Cumbalı odalarda inletir "Katibim"i...

Kadını keskin bıçak,

Taze kan gibi sıcak.

İstanbul,

İstanbul...

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!

Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler....

Eyüp öksüz, Kadıkoy süslü, Moda kurumlu,

Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.

Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından

Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.

Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;

Güleni şoyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

Gecesi sünbül kokan

Türkçesi bülbül kokan,

İstanbul,

İstanbul…



Necip Fazıl KISAKÜREK


Necip Fazıl KISAKÜREK

Çal O Sazı Bana

Tel tel, perde, perde
dolaşsın parmakların
çal o sazı bana
o nağmelerde
yalnız kalalım
hem içelim
hem ağlayalım.

Nevzat KOÇ

Necip Fazıl KISAKÜREK

Bahçedeki İhtiyar

YILLAR BİR GÖZYAŞI OLUP DA KAYMIŞ

NURLU İHTİYARIN YANAKLARINDA.

YAPRAKTAN SAÇINI YERLERE YAYMIŞ,

SONBAHAR AĞLIYOR AYAKLARINDA.



SÜZÜYOR UFUKTA BİR KIZIL YERİ,

İÇİ KARANLIKLA DOLU GÖZLERİ;

ALNINDA AKŞAMIN İNCE KEDERİ,

SESSİZLİĞİN SIRRI, DUDAKLARINDA.



YANAN BİR KAĞITTA KÜÇÜK BİR SATIR

YAZI GİBİ AKŞAM ONU KARARTIR,

BU ISSIZ BAHÇENİN UZAKLARINDA...

Necip Fazıl KISAKÜREK

Feza Pilotu Şiiri