Eğitim Sitesi

İnsanoğlu (?) Şiiri

İnsanoğlu (?)

Isırıp ısırıp kanatmak niye?

İnsanoğlu başka birşey olmalı

İki eli, iki ayak yetersiz

İnsanoğlu başka birşey olmalı



Hırsı vardır, duyguların önünde

Yelkenlisi, rüzgârın ters yönünde

Sürdüğü toprağa düşer sonunda

İnsanoğlu başka birşey olmalı



Kimi kapı çalar, kimi kapıyı

Sevgi harcı ile, kurmaz yapıyı

Bölüşülür dünya, kaç hisse payı?

İnsanoğlu başka birşey olmalı



Yarışır yarışır toza karışır

Havadan kazanıp, suda kırışır

Dostunu küstürüp, elle barışır

İnsanoğlu başka birşey olmalı



Yenilgisi, yenilgisine değer

Zafermiş bu yolda, hezimet meğer (!)

Örneğiniz bana, bu ise eğer

İnsanoğlu başka birşey olmalı



Dağlar sesi duyar, geri seslenir

Koyunlar ot, kaplan etle beslenir

Güçlü mahluk, zayıfına yaslanır

İnsanoğlu başka birşey olmalı



Kül bulutu, gelir geçer semadan

Kalp ışığı, göze vurur simadan

Hiçbir toprak, çatlamaz susamadan

İnsanoğlu böyle birşey olmalı



Özlemi var, gözlemi var, sözü var

Hakk katında, halk içinde yüzü var

Yüreğinde sevinç, bazen sızı var

İnsanoğlu böyle birşey olmalı



Ali Rıza MALKOÇ 11/05/2010 Bursa

Ali Rıza MALKOÇ Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Ali Rıza MALKOÇ Şiirleri:

İnsanoğlu (?)

Isırıp ısırıp kanatmak niye?

İnsanoğlu başka birşey olmalı

İki eli, iki ayak yetersiz

İnsanoğlu başka birşey olmalı



Hırsı vardır, duyguların önünde

Yelkenlisi, rüzgârın ters yönünde

Sürdüğü toprağa düşer sonunda

İnsanoğlu başka birşey olmalı



Kimi kapı çalar, kimi kapıyı

Sevgi harcı ile, kurmaz yapıyı

Bölüşülür dünya, kaç hisse payı?

İnsanoğlu başka birşey olmalı



Yarışır yarışır toza karışır

Havadan kazanıp, suda kırışır

Dostunu küstürüp, elle barışır

İnsanoğlu başka birşey olmalı



Yenilgisi, yenilgisine değer

Zafermiş bu yolda, hezimet meğer (!)

Örneğiniz bana, bu ise eğer

İnsanoğlu başka birşey olmalı



Dağlar sesi duyar, geri seslenir

Koyunlar ot, kaplan etle beslenir

Güçlü mahluk, zayıfına yaslanır

İnsanoğlu başka birşey olmalı



Kül bulutu, gelir geçer semadan

Kalp ışığı, göze vurur simadan

Hiçbir toprak, çatlamaz susamadan

İnsanoğlu böyle birşey olmalı



Özlemi var, gözlemi var, sözü var

Hakk katında, halk içinde yüzü var

Yüreğinde sevinç, bazen sızı var

İnsanoğlu böyle birşey olmalı



Ali Rıza MALKOÇ 11/05/2010 Bursa

Ali Rıza MALKOÇ

Ölmeden Önce

Yaşar iken bilmeli, zamanın değerini

Herkes kendisi vursun, nefsine eyerini

Canlar Canân’ı bulsun, hissettirsin yerini

Bakamazsın yüzüne, tabutun aynası yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Dostluk gerekli elbet, kara günde zor günde

Beklenti içindesin, düşündün mü dar günde?

Boşa geçen geceler, yapayalnız kor günde

Bugün geçti ömürden, silindi aynısı yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Yontulmamış kütükten, sobalık bile olmaz

Pabuç gibi dil ile, muhabbet kabı dolmaz

Ömrü uzundur belki, sanma ki kaktüs solmaz

Nefsini putlaştıran, insanın gönyesi yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Kokarca gibilerin, sermayesi kokusu

Müktesabatı tamdır, çıkamıyor yokuşu

Kanı bir olsa bile, uyuşmuyor dokusu

İğnesi var batırır, göğsünde sinesi yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Öfke ile kalkanın, zararı hesaplanmaz

Kısa menzilli oklar, sanma kalbe saplanmaz

Bela ve musibetten, ders alır da uslanmaz

Kısır döngü içinde, nakarat var sesi yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Nerede hata yaptık, diye sormaz mı insan?

Eylemine sözüne, kafa yormaz mı insan? ;

Emir var ötelerden, duyup durmaz mı insan

Gururun son nefeste, su içecek tası yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Kundağımız beyazdı, kefenimiz ak olsun

Yorganımız topraktan, verimli ve pak olsun

Başlar sessizce yatar, dirilişte dik olsun

Vicdanı lekelinin, kalbinde ibresi yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Ali Rıza MALKOÇ 10/04/2011 Bursa



Eyer: Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne

Cânan: Gönülden sevilen, gönül verilmiş olan

Pabuç: Ayakkabı

Gönye: Açı ölçen cetvel

Kokarca: Etoburlardan, orta boyda, kendini korumak için düşmanına kötü kokulu sıvı fışkırtan, ince, uzun bir kürk hayvanı

Müktesebat: Edinilen, kazanılan bilgiler.

İbre: Ölçü aletlerindeki hareketli iğne



Ali Rıza Malkoç




Ali Rıza MALKOÇ

Vasiyetname (3)

Ey oğul ! atandan, al öğütünü

Gördüğün dost bilme, dara düşmeden

Kimse kara bilmez, ayran –sütünü

Sırtım sağlam sanma, zora düşmeden



Virüs girmiş, muhabbettin bağına

Leke sürmüş, altın neslin çağına

Yorgun düştük, gönüller otağına

Her kayan yıldıza, fire düşmeden



Adamın da posası var hatırla

Anlatamam meramımı satırla

Variyeti ha kamyonla, ha tırla

Temkinli ol, özü nar’a düşmeden



Raf ömrü tükenmiş, kof kafalarla

Gübresi çok amma, bakımsız tarla

Günahını taşıyamaz katarla

Düzeltme hakkı ver, süre düşmeden



Masum masum gizli, akıyor seller

Yürek yaralıyor, bu necis haller

Tefekkürün önündeki engeller;

Kalkmalı, gönüller kor’a düşmeden



Kainat’ın aynası ve mayası

Gönlümüzün nuru, kalbin ziyası

İnsanlığın, ortaklaşa hülyası

Kabul görsün artık, yere düşmeden



Karlı dağlar, kar mı ağlar her zaman?

Güneş vurur, canlanır gök-yer-zaman

Tomurcuklar, yeşerirler bir zaman

Yeter ki sâfi kal, kire düşmeden

Ali Rıza MALKOÇ 20/11/2011 Samsun



Posa :Faydalı tarafı alınmış atık, tortu, çökelti

Meram: İstek, amaç, gaye, maksat

Variyet: Varlık, zenginlik.

Katar : Tren

Fire : eksik, noksan, Bir iş yapılırken çıkan artık parça

Necis : Pis, kirli, temiz olmayan

Hülya: tatlı düş, hayal

Ali Rıza MALKOÇ

İnsanoğlu (?) Şiiri