Eğitim Sitesi

Kabristan Şiiri

Kabristan

Bir gün herkes buraya gelecek. ..!

KABRİSTAN
İbret yeridir kabristan diyorlar adına,
Burda ayrılık yok kul ile sultan bir olmuş.
Tenden can çekilmiş,bedenden eser kalmamış,
Hepsi solmuş,taş olmuş,toprak olmuş,yer olmuş.
***
Uzakları yakın, mesafeleri dar eden,
Ecel vade dolunca çıkıp gelmiş aniden,
Kalp durmuş,ruh gitmiş,kudretten kesilmiş beden,
Hep bir ağızdan ‘’Ruhuma Fatiha’’ der olmuş.
***
Bir yer ki sinler şehri, herkes halk, herkes avam,
Kimse demiyor bu benim işim benim davam,
Mazi olmuş rütbe, mevki, sınıf, sıfat, makam,
Bu naaşlar belki de serdar olmuş, ser olmuş.
***
Bütün malı, mülkü mezarı ile taşları,
Hakka dönük yüzü, toprağa yatmış başları,
Dolmuş defteri kimseyle kalmamış işleri,
Mabede benzemiş sessizlik burada gür olmuş.
***
Hiç kimse giymiyor allı, güllü esvap,libas,
Burda ne ipek giyeni gördüm, ne de atlas,
Bayramlık gibi yekpare vücuduna herkes,
Kefenleri bürünmüş her yer sanki kar olmuş.
***
Hepsini yatırmışlar bir araya sıra, sıra,
Bütün servetini bağlamışlar bir hasıra,
İhtiyaç kalmamış ne yalıya ne kasıra,
Can çekilmiş,kan donmuş,tenler burda mor olmuş.
***
Her kes etrafında olurken perver ; pervane,
Beyhude imiş bu çabalama, bu hengame,
Getirmişler buraya yasla deli divane,
Göz yaşları sele dönmüş,acılar kor olmuş
***
Yan yana koyuvermişler valiyi, veliyi,
Bakmamışlar ameline kötü veya iyi,
Kardeş etmişler efendiyle masum köleyi,
Cehalet sone ermiş, herkes burada pir olmuş.
***
Canlılık kalmamış, ferini yitirmiş hayat,
Ne güzellik faide etmiş, nede güç heyhat,
Her yer ot olmuş, her yer sazlık, her yer nebatat,
Güller kokmuyor burda diken olmuş har olmuş.
***
Bir anlamı yok artık gece ile gündüzün,
Ne baharın anlamı var,ne yazın, ne güzün,
Diller lal olmuş manası yok kelamın sözün,
Cisimler bitmiş maneviyat burda nur olmuş.
***
Mabudu unutmazlar lakin mabede gitmezler,
Tenden yok olur gider, tinden yitmezler,
Rahman’a zikreder amma ibadet etmezler,
Buraya gelen kırklara karışıp sır olmuş.
***
Ne mihrap var burda, ne minare, ne de minber,
Onları aydınlatmıyor ne güneş, ne kamer,
Zifiri karanlıkta gören bütün faniler,
Buraya gelmiş gözler ama olmuş kör olmuş.
***
Adem’den beri yaşayan her kişi buraya,
Birer, birer gelip, saf tutup girmiş sıraya,
Tekrar gelebilmek için geriye dünyaya ,
Umutlar tükenmiş buradan dönüş zor olmuş
Muzaffer Boz

Muzaffer BOZ Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Muzaffer BOZ Şiirleri:

Mevlut Baba

MEVLUT BABA

Marifet iltifata tabidir,
İltifat marifet nihayetinde tabii dir.

Uzundu boyun buğday rengi yüzün,
İnsan güzeliydin sen Mevlut Baba.
Gidince gönlüme çöktü bir hüzün,
İnsan güzeliydin sen Mevlut Baba.
*****
Arada bir sakalım uzayınca,
İnceden azarlardın kararınca,
Ölçü kaçmazdı her şey ayarınca,
İnsan güzeliydin sen Mevlut Baba.
*****
Yalanım yok biz seni örnek aldık,
Her sözünü bin bir hayra yorardık,
Nerde ? diye her geçene sorardık,
Insan güzeliydin sen Mevlut Baba.
*****
Her olaya hoş bir kıssa söylerdin,
Sonra usulca meramını derdin,
Neden gittin be Baba ? Neydi derdin,
İnsan güzeliydin sen Mevlut Baba.
*****
İz bıraktın bizlerde, bu diyarda,
Sensiz bir tat kalmadı buralarda,
Bilmem gelirmisin ? Bazen arada,
İnsan güzeliydin sen Mevlut Baba.
*****
Fukara öğrencileri kayırdın,
Her ay burs verilsin diye buyurdun,
Böylece bunu herkese duyurdun,
İnsan güzeliydin sen Mevlut Baba
*****
Belagat sendedir,hitabet sende,
Cesaret sendedir, dirayet sende,
Liyakat sendedir, feraset sende,
İnsan güzeliydin sen Mevlut Baba.
*****
Bir gün şavkınla yüzümüze vurdun,
Milletin Kemal'nden mi feyz aldın ?
Yoksa sen Kemal Yeri'nden mi geldin ?
İnsan güzeliydin sen Mevlut Baba.
*****
Dilerim etrafına yar olursun,
Dilerim etrafa bahar olursun,
Dilerim orda bahtiyar
olursun,
İnsan güzeliydin sen Mevlut Baba.
****
Muzaffer'im dillerin lal oldu lal,
Baba varsa hak helal olsun helal,
Yanın da olsun daima Zülcelal,
İnsan güzeliydin sen Mevlut Baba.

Muzaffer Boz
13.09.2021
Saat 03 00

Muzaffer BOZ

Karagözlüm

Seni Allah'a havale ettim demiştim..
Dilim sürçtü, yanlış söylemiştim...
Ben seni Allah'a emanet ettim..

KARAGÖZLÜM

Ağzının verdim diye öğündüğün,
Pay gibidir Karagözlüm pay gibi.
Dolu dolu içerken sevindiğin,
Mey gibidir Karagözlüm mey gibi.
*****
Gelirim diye gitmiştin hani,
Gelmene kim engel oldu ? Kim mani ?
Bana kalırsa bu hallerin sanki,
Huy gibidir Karagözlüm huy gibi.
*****
Her seferinde ipe un serdiğin,
Önüne gelen herkese yerdiğin,
Toplayıp gıybet ehline verdiğin,
Toy gibidir Karagözlüm toy gibi.
*****
Binlerce kere söz verip çaydığın,
İnkar edip geldim diye saydığın,
Muhabbetin kenarına koyduğun,
Çay gibidir Karagözlüm çay gibi.
*****
Gülüm!.. Zulmünden utanmazsın zahir,
Maiyetine verdiğin ilk emir,
Yaptığın ezayı,cefayı bir bir,
Say gibidir Karagözlüm say gibi.
******
Talihinle hayatı tırmanışın,
Zillerle dans ederken kıvranşın,
İnsanı küçümseyen davranışın,
Bey gibidir Karagözlüm bey gibi.
*****
Bir afettir dudağında gülüşün,
Ferahlık verir her şeyi bilişim,
Selvi ile bire bir benzeyişin,
Boy gibidir Karagözlüm boy gibi.
******
Tüyünde gibisin uçan kuşların
Gözü kalır sende kara taşların,
Bence divitle çizilmiş kaşların,
Yay gibidir Karagözlüm yay gibi.
*****
Dudağıma kondurulmuş bir busesin,
Gül kokuyor ağzın, burnun, nefesin,
Kamışın "HU"sunu andıran sesin,
Ney gibidir Karagözlüm ney gibi.
******
Kaş altından etrafı süzüşlerin,
Can yakar çapkın çapkın bakışların,
Kanımca fettan fettan gezişlerin,
Soy gibidir Karagözlüm soy gibi.
******
Ağzın hokka siman şavkı ay gibi,
Nefesin meltem sinen saray gibi,
Sensiz saatler gün, günler ay gibi,
Ay gibidir Karagözlüm ay gibi.
*******
Önüne gelene kanat açışın,
Sevdamı hoyratça ele saçışın,
Muzaffer'den kostak,kostak kaçışın,
Tay gibidir Karagözlüm Tay gibi.
Muzaffer Boz

Muzaffer BOZ

Sevgiliye

Doğru söylüyorsun
Ey !.. Sevgili ben bir ''hiç'' im..
Lakin unutma ben olmasam sen de bir ''hiç'' sin...
Çünkü:

SEVGİLİYE

Saçlarını sepip döktüğün,
Ak alnının yazısıyım ben.
Süphan Allah çektiğin,
Tespihinin dizisiyim ben.
***
Başak topladığın tarlanın,
Yelle savurduğun harmanın,
Kıyısında biten ormanın,
Meşesiyim, mazısıyım ben.
***
Yaptığın eğrinin,doğrunun,
Çilekeş sinenin ,bağrının,
Kalbinde duyduğun ağrının,
Acısıyım,sızısıyım ben.
***
Saçlarındaki beliklerin,
Kalbindeki taş dorukların,
Gönlündeki boş höyüklerin,
Kazmasıyım, kazısıyım ben.
***
Baharda açan al güllerin,
Sana gül veren ak ellerin,
Yüzüne esen sert yellerin,
Ara, sıra, bazısıyım ben.
***
Uykunda gördüğün düşlerin,
Yüzündeki hilal kaşların,
Ağzındaki beyaz dişlerin,
Çifter,çifter azısıyım ben.
***
Benim öpe,öpe güttüğüm,
Mahsunca yüzüne baktığım,
Senin kesip kurban ettiğin,
Koyunların kuzusuyum ben.
***
Geçitleri kesip, tuttuğun,
Yollara pusuya yattığın,
Birlikte koşup ok attığın,
Avcıların tazısıyım ben.
***
Muzaffer’im deyip gezdiğin,
Tırnak ile deşip , kazdığın,
Karış, karış ölçüp çizdiğin,
Sınırların çizisiyim ben.


Muzaffer Boz

Muzaffer BOZ

Kabristan Şiiri