Kapılmış Çaresi̇z Gi̇rdabında Sürüklenmekteyi̇z
Kapılmış, çaresiz girdabında sürüklenmekteyiz
Sessizce sonsuza akıp gitmekte olan zamanın,
Silinmez izleri kalır acı, tatlı yaşanan her anın.
Belki de bir veda bile edemeden cananına, canın.
Ansızın kapıyı çalan, asude bir ayrılıktır ölüm.
Noktalanır hayat kitabında okunan o son bölüm...
Zorluğu dikeni olan bu hayata eğer diyebiliyorsan gülüm.
Bak göreceksin o zaman güller açacaktır gönlünde.
Gülemem deme; ağladığın kadar gülersin ömründe
El uzatan sana gerçek dostun olur en kötü gününde
Unutma ki; sana kim ne değer vermekte onu iyi bil.
Kendisine senin verdiğin kıymeti sana vermeyeni sil.
Gamlandırma gönlün, ne olur gülümse, biraz da gül.
Yarının sıkıntısından bir şey eksiltir sanma üzüldüğünü.
İnandığın doğrularında aramalısın sen güçlülüğünü.
Kim nerden bilir aklından geçeni senin ne düşündüğünü
Zihninde olumlu şeyler yaşat güzel duygular besle
Hayata dört elle sarıl, gayret et aldığın her nefesle
Yanlışa fırsat verme vicdanından duyacağın o sesle
Yüzlerdeki gülümseyen o tatlı ifade mutluluğun rengi.
Karşındakine değer vermende dir insanlığının dengi
Hayata anlam kazandıran yegane şey elbet ki; sevgi
İyilikleri mutlaka bakidir insanın unutulsa da adı sanı.
Uzak ve yalnız kalmak sevdiklerinden yıpratır insanı.
Mütevazı ol, olgunlaştır gönlün birazda kendini tanı.
İsmail UYSAL
KARMA ŞİİRLER Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Aşk
Sokakların ceplerinde kendimi bırakmışken yükseğe
Akrep yelkovanı yakalamaya çalışırken
Yağmurdan sonra kokan toprak kokusu gibiydi aşk
Ben seni bildim kalbimde
Kaç odacık vardı ki bilemem
Derinliklerde sen ve senden başkası
Ama tek sana ait olan ben
Ey sevgilim dört mevsim gibi insan
Karanlığın aydınlığa karışmadığı bir dünya döndükçe dönen her yaşama sevinciyle seni bitiren bir sensizlik ve seninle gelen sessizlik var
Büşra Tufan
KARMA ŞİİRLER
Haberin Var Mı İki Bin Yirmi
Nerden çıktın karşımıza iki bin yirmi senesi
Sanki geçen yılda mutluluğumuza göz koymuş gibisin
Çin'de mi buldun Afrika'dan mı getirdin
Saldın aramıza korona belasını
Gün geçtikçe kaşık kaşık azaldı aşımız
Gün geçtikçe işimizden soğuttun
Korona belasının sesi kulağa değdikçe
Şairin şiiri cebinde kaldı dili sustu
Doktorun yüreği can pazarına düştü
Niye geldin niçin geldin iki bin yirmi
Seni kim konuk etti dünyamıza
Korona belasını saldın içimize
Hangi günde hangi yılda yaşadığımızı unuttuk
Hayallerimiz paslandı umutlarımız kırıldı
Haberin var mı iki bin yirmi senesi
Öyle bir kanatsız Azrail taktın ki peşimize
Ne yetmişlik dede nede kundakta bebe kaldı
Yılbaşı günümüzü kederlere beledin
Tarihin kara sayfasına yazıldı adın
Ey iki bin yirmi tatlı günlerimizin kara lekesi
Besleyip aramıza saldığın korona düşmanı
Bilim insanı tarafında bir gün yok edilecek
Belki bu gün belki yarın belki yarından da tez
Bilim meyvesi aşı olgunlaşacak olgunlaşacak
O zaman evimizde yöremizde dünyada
Ana baba evlat torun
El ele gönül gönüle mutlu olup yaşarız
Şah İsmail Ateş
KARMA ŞİİRLER
Reel Sevgi
Sana yakınsadığım ütün noktalarda,
Sevginin üssü aşk ötesinde
Reelliği öğretin bana
Kompleks yapılar içerisinde.
Sonsuzluğuna uzayan ben
Sağdan yaklaşırken tanımsız,
Soldan yaklaşırken belirsiz
Limiti alınması, mümkün olmayan sen.
Sayıların doğallığı kadar sevdim seni
Hayat fonksiyonlarımı üzerine,
Bire-bir eşlemiş iken
Bütün bağıntını kopardın benden.
Bir gün aklına gelip de,
Halimi sormak istersen
Hayat denklemlerini, üzerine yoğunlaştırmış
Çözümünü bekleyen ,
Bir yaşam dersindeyim.
Bütün çarpanlarına ayrılmış,
En sade haldeyim.
Serkan GÜVERCİN
KARMA ŞİİRLER