Eğitim Sitesi

Kuşun Hikâyesi Şiiri

Kuşun Hikâyesi

Evin önünde hark vardı,

Harkın önünde alçacık köprü,

Köprünün üstündeki çocuklar

Hayalet gibi bir kuş gördü.



Eğilip baktık tahtalar arasından

Uzaklardan gelme bir garip kuş.

Kuzgun gibi,balıkcıl gibi birşey,

Köprünün altına yorğun düşmüş.



Kutupların,denizlerin,romanların,

Sihrini taşıyordu.

Biz ona bakıyorduk, o bize

Korkusuyla karanlık ormanların.



Kimimiz deynekle dürte dürte...

Kimimizde kaynar su döktük,

İşedik bir güzelce üstüne,

Garip kuşu öldürdük.



Yaralı bir gemi gibi yüze yüze

Köprünün dışına çıktı.

Vura vura eğlendik,

Attık birbirimize.



Uzaklardan gelme garip kuş

Mürekkep rengi gözlerinle

Artık dünyamızı göremezsin!

Bağrışmamız gitmez kulaklarına,

Yaprakların arasında güneşe karşı

Çiftleşemezsin.

Dişiysen yumurtlayamazsında!



Böyle deyip kuşun dört yanında

Akşama kadar hora teptik

İnsan olduğumuzu iyice

Garip kuşa öğrettik



Cahit KÜLEBİ

SEVİLEN ŞİİRLER Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer SEVİLEN ŞİİRLER Şiirleri:

Adsız (Hüseyin Nihal Atsız)

Ey gözlerinin rengi, bütün ruhumu sarsın
Kalbimde bugün açtı siyah renkli çiçekler
Bir gün beni rüzgarlara kalbinle sorarsan
''Can verdi senin ruhuna çoktaan''diyecekler!

Taa kalbe giren gözlerinin şulelerinden
Gel sevgili gel, sen bana bir semli kadeh sun
Hiç titrememiş kalbimi titretti yerinden
Oynattı evet, sendeki baş döndüren efsun.

Ey gözleri hançer gibi keskin, dişi kaplan
İster bana aşkın bütün anlamını çektir
İster beni öldürmek için sineme saplan
Ölsem bile aşkım seni takib edecektir...

Hüseyin Nihal Atsız

SEVİLEN ŞİİRLER

35 Yaş Şiiri

Yaş otuz beş yolun yarısı eder.

Dante gibi ortasındayız ömrün.

Delikanlı çağımızdaki cevher,

Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,

Gözünün yaşına bakmadan gider.



Şakaklarıma kar mı yağdı, ne var

Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz

Ya gözler altındaki mor halkalar

Neden öyle düşman görünürsünüz,

Yıllar yılı dost bildiğim aynalar



Zamanla nasıl değişiyor insan!

Hangi resmime baksam ben değilim.

Nerde o günler, o şevk, o heyecan

Bu güler yüzlü adam ben değilim;

Yalandır kaygısız olduğum yalan.



Hayâl meyâl şeylerden ilk aşkımız;

Hatırası bile yabancı gelir.

Hayata beraber başladığımız

Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir,

Gittikçe artıyor yalnızlığımız.



Gökyüzünün başka rengi de varmış!

Geç fark ettim taşın sert olduğunu.

Su insanı boğar, ateş yakarmış!

Her doğan günün bir dert olduğunu,

İnsan bu yaşa gelince anlarmış.



Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!

Her yıl biraz daha benimsediğim.

Ne dönüp duruyor havada kuşlar

Nerden çıktı bu cenaze Ölen kim

Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar.



Neylersin ölüm herkesin başında,

Uyudun uyanamadın olacak.

Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında

Bir namazlık saltanatın olacak,

Taht misâli o musalla taşında.



CAHİT SITKI TARANCI




SEVİLEN ŞİİRLER

Mona Roza

Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller

Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar

Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek...

Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatıyor her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmakların

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

Akşamları gelir incir kuşları
Konar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sarı
Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları

Ki ben Mona Roza bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar su kenarında
Ki ben Mona Roza bulurum seni

Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

Artık inan bana muhacir kızı
Dinle ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı
Artık inan bana muhacir kızı

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki kapalı gece ve güne
Altın bilezikler o kokulu ten

Mona Roza siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
Mona Roza siyah güller, ak güller

Sezai Karakoç

SEVİLEN ŞİİRLER

Kuşun Hikâyesi Şiiri