Nasihat
Tutar isen benden sana nasihat
Ana baba kıymetini iyi bil
Nasip varsa azda olsa kanaat
Malın kadrin kıymetini iyi bil
Günü birlik dertler gelir yarınla
Çözemezsin para pulun varınla
Bir yastığa baş koyduğun karınla
Çocukların kıymetini iyi bil
İnsanların her bir türlü hali var
Nice evde ölü veya diri var
Bilen var mı yarın kimde deli var
Bugünlerin kıymetini iyi bil
Sırlarını ele güne duyurma
Büyüğüne emir ile buyurma
Oğul kızın mürvetini ayırma
Torunların kıymetini iyi bil
Bacı kardeş bir sofraya çökmedi
Dert bölüşüp aynı derdi çekmedi
İkisi de el sözünden çıkmadı
Kardeşlerin kıymetini iyi bil
Yaşar KILIÇ
Yaşar KILIÇ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Nerde
Ömür yavaş yavaş geçip gidiyor
Fani dünya senin temelin nerde?
Durmuyor gelenin, göçüp gidiyor
Hani mal sahibin, cemalin nerde?
Değirmenin gibisin terse dönesin
Çarkın kırılsın da dibe inesin
Garipleri yaktın, sen de yanasın
İpek şal giydirdin, yamalın nerde?
Hayatımla kavga ettim barıştım
Gece gündüz rızkım için çalıştım
İbadetsiz çok gün geçti alıştım
Münker Nekir sorar, amalin nerde?
İlimler deryası Merdan can Ali
Hak yolunda cömert Osman’ın eli
Ebubekir Sıddık Nebi siperi
Adalet dağıtan Ömer’in nerde?
Güneş gibi doğdu sarı bir yiğit
Cihana hükmetti, verdi bir öğüt
Ardından yazdırdı binlerce ağıt
Hani o Mustafa Kemal’in nerde?
Yaşar Kılıç
Yaşar KILIÇ
Efendim
Gözüm Beytullahta gönlüm Kabe'de
Benim sevdiğim gül aldır efendim
Alım Beytullahtır gülüm sahabe
Benim en sevdiğim kuldur efendim
O güller seninle her gün dolaştı
Kaldırdı perdeyi hak sana açtı
Uhutda hamzayla çok şehit düştü
Cennetül bakide kaldır efendim
Ensar evden uzak yurdun da sürgün
Mekke Medine'ye sürüldüyü'gün
Gözler yol çekti özlemse her gün
Arası birkaç gün yoldur efendim
Asırlar devrildi seneler geçti
İnsan zamane'dir devir değişti
Salih kullar Zemzem suyun'dan içti
Bize de bir bardak doldur efendim
Senden sonra bilsen ah neler oldu
Ekinler hormonlu çiçeği soldu
Çocuklar büyüdü babayı sordu
Anası nikahsız duldur efendim.
Yaşar KILIÇ
Yaşar KILIÇ
Sülo
İhtibarım yere düşmesin diye
Kendini her yerde överdi sülo
Hiç kimse kapıdan geçmesin diye
Bağ itiyle gezer kovardı sülo
Sülonun küçük bir aynası vardı
Saçını yan döker havası vardı
Kıçında dört büyük yaması vardı
Ağanın kızını severdi sülo
Fabrikaya girdik yine buluştuk
Aynı işte uzun yıllar çalıştık
O gün yoksa biri ölmüş alıştık
Yalandan dizini döverdi sülo
Bir işe yaramaz portifle gezer
Çalışır cihazı elleyip bozar
Kıvrılır aradan sıvışıp sızar
Konuşmaz o günü duvardı sülo
Haftaya dönerdi bize vardiye
Süloya bir önlük geldi hediye
Giymezdi saklardı kirlenir diye
Yağlı pis tulumu sıvardı sülo
Görücüye gittik sönük dediler
Kekeme diline yenik dediler
Bu sümüklü kalık kemik dediler
Kovulduk deyince söverdi sülo
Sülonun sonunda hatçesi oldu
Azeri şivesi lehçesi oldu
Gidip de dönmeyen akçesi oldu
Gözünü BAKÜYE çevirdi sülo
Yaşar Kılıç
Yaşar KILIÇ