Gel Dolanma Yeryüzünde Rotasız Gemi Gibi
Gel dolanma yeryüzünde rotasız gemi gibi,
İlme sarıl Hakk’ka ram ol, kurtuluşun ondadır
Yeri göğü yeratan var, O’ dur gerçek sahibi
İlme sarıl Hakk’ka ram ol, kurtuluşun ondadır
Ey kardeşim sormaz mısın niçin geldin aleme,
Akıl almaz bu düzenin acaba manası ne,
Varmak için bir yol bulup; bu sırrın gayesine
İlme sarıl Hakk’ka ram ol, kurtuluşun ondadır
Nice varlık vücut buldu bir küçücük zerreden
Ne hayatlar geldi geçti bu koca yer küreden
Tüm ne varsa yok edecek, birgün; onu var eden
İlme sarıl Hakk’ka Ram ol, kurtuluşun ondadır
İbretle okursan eğer kâinatın dilini
Her bir şey anlatır sana bir Kur’an ayetini
Dalâletin pençesinde âciz etme kendini
İlme sarıl Hakk’ka ram ol, kurtuluşun ondadır
Mâsivaya kulluk edip; düşme sakın gaflete
Ki Kur’anı rehber edin, varmak için devlete
Rızkını veren Allah’tır, minnet etme zillete
İlme sarıl Hakk’ka Ram ol, kurtuluşun ondadır
Batılı hakikat bilip ,küfrü maharet sanma
Takdire bahane bulup ; bahtın narına yanma
Dön yüzünü Kıblegâha, başka yöne aldanma
İlme sarıl Hakk’ka Ram ol, kurtuluşun ondadır
Fehmi ESKİN
ZİLLET :Aşağılık, horluk, hakirlik, alçaklık. a. Hor görülme, aşağılanma.
MİNNET : İyiliğe karşı duyulan şükür hissi. Yapılan bir iyiliğe karşı kendini borçlu sayma, gönül borcu:*
MASİVA :O’ndan gayrısı. (Allah'tan) başka her şey hakkında kullanılan tâbirdir) Dünya ile alâkalı şeyler.
RAM : İtaat eden, boyun eğen, itaatli
ZERRE : Pek ufak parça. * Atom. * Çok küçük karınca. * Güneş ışığında görünen ufacık tozlar.
KÂİNAT :Var edilen şeylerin hepsi. Yaratılanlar. Mevcudat. Âlemler.
DALÂLET : Sapınç, sapkınlık. Şaşkınlık, doğru yoldan ayrılma. İman ve İslâmiyetten ayrılmak. Azmak. Hak ve hakikatten, İslâmiyet yolundan sapmak. Allah'a isyankâr olmak.
ÂCİZ : zavallı. Beceriksiz. Eli ermez. Kabiliyetsiz. Gücü yetmez olan.
GAFLET : Aymazlık. Dikkatsizlik, endişesizlik, vurdumduymazlık. En mühim vazifeyi düşünmeyip, Cenab-ı Hakk'a itaat gibi işleri bilmeyip, başka kıymetsiz şeylerle uğraşmak. Nefsine ve hevesâtına tâbi olarak Allahı ve emirlerini unutmak.
REHBER : Yol gösteren, kılavuz. Mürşid
DEVLET : 1. Büyük mutluluk. 2. Kut, talih. 3. Büyük aşama, onur, mevki.
HAKİKAT: Bir şeyin aslı ve esâsı. Mahiyeti. Gerçek. Doğru. Sahih. Künh. Sâbit ve vâki. * Kadirbilirlik. Sadâkat, doğruluk. Kâinat ve tabiat ve uluhiyet hakkında bütün teşbih ve mecazlardan âri ve zâhir olan gerçek
BATIL: Hakikatsız, hurafe. Hak ve doğru olmayan, yalan. Şartlarını yapmamakla kabul olmayan ibadet ve muâmele.
KÜFR: Allaha inanmamak. Hakkı görmemek. İmansızlık. * Allaha (C.C.) yakışmıyan sıfatlar uydurmak. Müslümanlığa uymayan şeylere inanmak. * Nankörlük, dinsizlik, günah, kaba ve ayıp söz.
MAHARET: Ustalık, beceriklilik, üstadlık.
TAKDİR: Kaderden olan. Takdir-i İlâhîye ait ve müteallik olan. Cenâb-ı Hakk'ın kâinatta olmuş ve olacak her şeyin evsafını ve havassını ve sâir geleceğini ve geçmişini ezelden bilip, levh-i mahfuzunda takdiri ve yazması.
BAHANE: Vesile. Sebeb. * Yalandan özür. * Kusur. Noksan. * Garaz.
BAHT: Kader. Tâlih. Uğur. Alın yazısı. Kısmet. İkbal. * Saadet. Lezzet.
NAR: Ateş. Cehennem. Mc: Allahın gadabı. * Yakıcı, azab verici her şey.
KIBLEGÂH: Kıble tarafı. Kıblenin bulunduğu yer.Kâbe.
Fehmi ESKİN