İbretle âleme nazar eyledim.
Dünyayı tersine dönerken gördüm
Gezdim gülşeninde zalım feleğin
Goncayı açmadan solarken gördüm
Karınca şaşırmış kış ile yazı
Çekirge dem çeker elinde sazı
Bülbülü dut yemiş çıkmaz avazı
Arıyı sahte bal yaparken gördüm
Diyar diyar gezdim tüm baştan başa
Canlar can derdiyle düşmüş telaşa
Kardeş kardeşiyle girmiş savaşa
Ümmet birbirini kırarken gördüm
Bir fidan devrilmiş sınır boyunda
Buruşuk bir resim kalmış elinde
Dağların ardında ücra köyünde
Annesi saçını yolarken gördüm
Yiğit, can verirken vatan aşkına
Hanesi yoksuldan dönmüş düşküne
Zengini çekilmiş sırça köşküne
Sonsuz servetini sayarken gördüm
Adalet toplanıp gitti buradan
Hukuksuzluk hukuk oldu sonradan
Yolsuzluk, cinayet artık sıradan
Hırsızı aleni soyarken gördüm
Sahtekâr görünür suret-i haktan
Zindanda can verir mazlum dayaktan
Müslüman kayıtsız bakar uzaktan
Dilsiz şeytanları susarken gördüm
Sükûti dertlenir kendi başına
Herkes bir yol tutmuş gider işine
Kimi masivanın düşmüş peşine
Hakikat yolundan saparken gördüm
İbretle :Ders alarak
Gülşen : Gül bahçesi
Felek :1. Gökyüzü. 2. Dünya, âlem. 3. Talih, baht, şans, kader.
Dem çekmek :(kuşlar) uzun ve güzel ezgiler çıkarmak. İçki içmek.
Avaz: Yüksek ses, nara
Canlar: İnsanlar.
Ümmet: Müslümanlar
Ücra : Çok uçta, kenarda veya uzakta bulunan.
Hane :Bir kimsenin veya ailenin içinde yaşadığı yer, konut
Yoksul: Maddi durumu düşük olan.
Düşkün: Geçim sıkıntısına düşmüş,çaresiz ,muhtaç.
Sırça köşk : Kendini toplumdan soyutlayan insanın, kendi içinde oluşturduğu dünya.
Aleni : Açık, ortada, meydanda, herkesin içinde yapılan.
Suret-i haktan görünmek: Kendisini iyi niyetli imiş gibi göstermek.Birinin iyiliği için çalışıyor görünmek.
Mâsivâ:İnsanı Allah'tan uzaklaştıran her şey
Hakikat yolu : İslam
İsimsiz