Eğitim Sitesi

Sanmışım Şiiri

Sanmışım

Sanıyordum ki her inişten sonra çıkış,

Her zahmetten sonra rahmet,

Yokluktan sonra bolluk gelir.

Kıştan sonra bahar gelir,

Sanıyordum…

Ne kolaylık var, ne rahmet, ne bolluk,

Gözümü nereye çevirsem hep yokluk…

Kalmadı artık hayatımda bahar ve yaz

Olmayacak bundan böyle hiçbir güzelde naz.

Bahar düşman, kader düşman, aşk düşman,

Benim olmakla kaderim pişman.

Ben lanet okuyacakken felek okuyor,

Dertler örümcek olmuş, ufkumu dokuyor.

Güneş de nefret eder oldu benden,

Ne zaman bakmak istesem,

Selam vermek istesem,

Gizlenir kara bulutların ardına.

Yetişir hemen şimşekle yıldırım yardıma.

Boğmak ister suyla yoğrulmuş çamurda...

Sanıyordum ki ben bütün kötülükleri yenerim,

Çünkü kendimle baş başayım,

Kendimle barışığım!

Ama sadece sanmışım…

Oysa aklım kalbimle düşman,

Vicdan mantığımla düşman.

Âşık SEYHANÎ Şiirleri

  

ahmet baydar Bırak bu fingirdekliği KEREM sana ASLI mı bulunmaz

Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.

Benzer Âşık SEYHANÎ Şiirleri:

İstanbul

Ah İstanbul!
Sisler altında silüetin
Gülüyor mu ağlıyor mu
Belli değil...
Yıldırım yüklü kara bulutlar
Umut dolu güneşi mi vaat ediyor?
Ayasofya bağrında ağlarken
Çamlıca'nın sefa sürmesi
Gücüne mi gidiyor?
Ramazanda kandillerin sönük
Karanlık geceni Beyoğlu aydınlatıyor,
Süleymaniye'nin sesi kısık
Üsküdar'ı Beşiktaş'ın kahkahası inletiyor.
Dövünecek misin şimdi,
Nil gibi, Tuna gibi, Sakarya gibi
Akacak mısın eyvahlar denizine?
Biçare umutlar, biçare çırpınışlar...
Yedi kandilli Süreyyanın kovamadığı karanlığı
Yedi başlı ejderle mi korkutacaksın?
Sevgi koyamadığın kalplere nefret mi dolduracaksın?
Sen ne bulunmaz Hint kumaşısın
Ne de güç bulunan bir mücevhersin!
Sen ki alemin gözünü kamaştıran bir güzelsin!
Peşinden koşanların oyuncağı değil,
Ardından gelenlerin bayrağı olmak için,
Sen fetih atını hazırla!
Fatihin binmesi an meselesidir.

Aşık SEYHANİ

Âşık SEYHANÎ

Farkında Mısın?

Zamanının kaçındasın, neyin başındasın?

Hayâllerin mi, gerçeğin mi telaşındasın?

Umarım ki fark edilmeyenin farkındasın,

Bil ki: saat işler, zaman geçer, ömür biter!



Hayatımıza iki meçhul bağ örülür,

Biri yanlışa sürükler, biri doğruya götürür.

Hangi yoldan gidilirse gidilsin, görülür:

Bil ki: saat işler, zaman geçer, ömür biter!



Umduğun aşa, ummadığın başa gelince,

Akıl başa gelip akla karayı seçince,

Anandan emdiğin süt burnundan gelince,

Bil ki: saat işler, zaman geçer, ömür biter!



İnsan evladı kendini tanır, hakkı tanır,

Haksızlıkta, zulümlerde kendinden utanır,

Her damla gözyaşında, kanda sonuca varır:

Bil ki: saat işler, zaman geçer, ömür biter!



Seyhanî söyler, ister kulak as, ister asma,

Güzeli görmezsen bile güzele kin kusma!

Aslını bil, doğruyu bul, yanlışlara susma!

Bil ki: saat işler, zaman geçer, ömür biter!



Kaçınılmaz misafir kapına vurduğunda,

Bülbül susmağa, karga ötmeğe durduğunda,

Eller dizlere, kazma toprağa vurduğunda,

Bil ki: saat durur, zaman durur, ömür biter!

Âşık SEYHANÎ

Yalnızlık

Açmayın pencereleri, örtün perdeleri

Işıklar yalnızlığı ürkütmesin bu gece.

Kapatın kapıları, çekin sürgüleri

Yalnızlıkla muhabbetim var bu gece.



Zamanın ne başındayım ne de sonunda,

Biraz dinleneyim kaf dağının yokuşunda,

Anka'nın meclisinde, hayâllerin aguşunda

Yalnızlıkla muhabbetim var bu gece.



İstemem yalandan sözü, sahte gülüşü,

Müziğiniz sizin olsun,bozmayın düşü,

Yeter bana zümrüdümün ötüşü,

Yalnızlıkla muhabbetim var bu gece.



Ağlamak yok gülmek haram bana

Mutluluk elem, keder sevinçtir bana,

Zulmetin gölgesinde umuda çeyrek kala,

Yalnızlıkla muhabbetim var bu gece.



Saki, yavaş dök meyi, efkâr dağılmasın,

Gözler konuşsun ses duyulmasın,

Söze söz katılmasın, söz yabana atılmasın,

Yalnızlıkla muhabbetim var bu gece.



Mazi acıyla dolu, âti gebe eleme,

Bir güzel söz düşmez ki kaleme,

Seyhâni sakın kimseye kin besleme,

Yalnızlıkla muhabbetim var bu gece.

Âşık SEYHANÎ

Sanmışım Şiiri