Baba!
Dün gece yine rüyama geldin
Üstünde mavi çizgili gömleğin,
Başında yıpranmış kasketin,
Sarıldım kokladım seni…
Yine dünya ahvalinden havadisler verdim sana,
Hüznün bulaştı bakışlarıma,
Aklıma örselenmiş,
Hep anlatırken sesin titreyen,
Çocukluğun ,yetimliğin geldi,
Babasız büyümelerin,ezikliğini hissettim omuzlarımda,
Gece bir anda çöktü üzerime ,
Yüklendikçe yüklendi hüznüme.
Oysaki yetimliği,öksüzlüğü,
Bana miras bırakıp gittin sessizce,
Başın kucağıma düşerken ,
Gözlerin, gözlerimden kaydığında,
Sadece öylesine elimi sıkıp,
Bir hoşça kal demeden gittin.
Gidişinin ardından ne bir ses verdin ,ne de bir nefes,
İyi olup olmadığını ,bir selam bile yollamadın bana.
Hani ben senin en kıymetli evladındım?
Bakışırken bile anlardık sıkıntımızı?
Gidişinin ardından ,dile kolay babam,
Dile kolay…
Tam yedi yıl,
Yirmi sekiz mevsim değişti,
Kara baharın , ardından
Ama, bilir misin ki,
Senden sonra,
Bizim baharımız, hep kara oldu
Uzun zaman geçti babam,
Hem de çok uzun zaman.
Bilir misin?
Elini öpüp,sarılmadığım
Kaç bayram geçti…
Tam on dört bayram ,
Sadece sarılırken mezar taşına,
Beni duyduğunu hep bildim babam,
Gözyaşıma karışan toprağından
Bilir misin?
Kurduğum kaç hayalin hüznü var yüreğimde,
Sana dair …
Kaç hayali öldürdüm sen yoksun diye,
Sorgusuz sualsiz,
Kaç duyguya ,
Zincir vurdum ,habersiz.
Bilir misin?
Kaç kez
Kaç kez bordo süveterine sarılarak
Yüzüme kapadığım avuçlarımı
Islattı , gözyaşlarım
Yokluğun o kadar büyüdü ki içimde
Çırpındıkça battım,
Boğuldu bakışlarım,
Bilir misin?
Dilimin ucunda,
Nadasa bıraktığım,
Kaç baba,
Babam, hıçkırıkları var.
Göçüp giderken,
Ardına bile bakmadan,
Sekiz çileyi de anneme miras bıraktın
Her mevsim değiştiğinde,
Yeni bir umutla hayata başlarken ,
Sen iklimlerin ortasındayken,
Yeni bir hayal kırıklığı yaşadı, anam,
Senden sonra.
Sıkı sıkı sarılırken
Sensiz anılara
Birer birer anıları da elinden alındı .
Kader o kadar acımasız davrandı ki anacığıma
Bazen sessiz hıçkırıklarına şahit olurdum
İsyan ederdi,sensiz günlere,
Giderken beni niye götürmeden diyişlerine
Ve sen sadece altı yıl emanet ettin anamı bize
Anamın her hüzün çöktüğünde yüreğine,
Heybetinle evlatlarının rüyasına girip
“ hadi gidelim hanım” diyişine hep şahit olduk
Babam…
“babanız beni çağırıyor” derken anamın
Dudaklarımda,bitmeyen bir isyanı,
Çığlık çığlık
Feryat ettiği bakışlarını hatırlıyorum
Anlamadılar,
Anlamadık babam,
Annemi alıp gedeceğin.
İşte o an kanayan yaramıza,
Tekrar tuz bastın babam,
Sensizliğin gemisine alışmışken,
Tekrar akıttım,
Kanım kadar kırmızı gözyaşımı
Senden sonra sol yanıma yaslanmışken,
Şimdi,
Yüzleştim korkularımla
Kötürüm olarak bıraktın beni
Ve yine bir bahar mevsimi
Ve yine bir kara bahar
Yine martın yirmi dokuzu
Yine ben rüyalarım da gördüm seni
Ve yine uyanıyorum
Yine Hengâmeli bir sabah
Yedi yıl,
On dört bayram,
iki bin beş yüz elli beş gün,
altı bin üç yüz yirmi saat,
ve yirmi sekiz mevsim…
Ve yine sen yoksun….
Birgül otlu
AHLAT 2011
Birgül OTLU