Sevgi
Yokuşu ben çıkıyorum
İnişi senin olsun
Zehiri ben içiyorum
Su senin olsun
Dikeni ben yoluyorum
Gülü senin olsun
Birtane bulmuşsun
Hayırlı osun
BİRTANEDE BEN BULDUM
HABERİN OLSUN
İsimsiz Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Gidişlerde
İçimizde çocuk ve sevmeler.
Bisikletleri çeviren pedallarda ayaklar.
Ben çocuk.
Düşümüz güne eş.
Simsiyah geceden.
Yıldızların.
Parladığı akıntılar yol olmuşlar gece gökyüzünde.
İnsanlar yürüyen.
Karanlıktan yürüyorlar.
Aynaların şeffaflığından uzaklar.
Tarlalarda güneşli günlerin ışıklarını götürdüğü yalnızlıkta.
Gece kalıyor.
Devam ederken ayaklarım pedallarda çevirmeye.
Yolda gidişlerde.
İsimsiz
Sevgiyi Yüreğinden Eksik Etme!
Kendimle savaşım ve duygularımla verdiğim o sayılı mücadele Sanırım bu gece sona erdi.
Ve ben ilk defa demir kapıların ardında gizli güneşimin senin yüreğine doğmasına izin verdim.
Hiç böyle olmamıştım ben bilmem, belki de olmuştum...
Gökyüzünü izledim bütün gün. Ve ağaçları ve kuşları ve seni...
Öyle huzur dolu ve öyle mutluydum ki, içimde taşıdığım ve
ağır diye nitelendirdiğim bu sonsuz sevginin aslında beni
yenileyen tek duygu olduğunu farkettim her tebessümde.
Çünkü, gözlerimde senin derinliğin, ellerimde senin sıcaklığın
ve ruhumdaki varlığınla beni sen, sadece sen yaşatıyordun...
Ve artık ağır gelmiyordu bu aşk bana. Özümdeydi ve bir parçamdı
tıpkı senin gibi... Aşık olmaktan utanmadım bu gece...
Eskiden hafif derdim bu yüce duyguya, sadece hafif...
Belkide gereksiz bulurdum, bilmiyorum.
Kalpte derin, koparması zor ve sürekli içerilere işleyen korkunç
bir yara olduğunu düşünürdüm aşkın. Belki de doğru... Yaraydı.
Ama gelişimini izlediğin ve kendi ellerinle iyileştirdiğin bir yaraydı bu.
Şimdi, kalbimdeki yaranın acısı, o yürek yanması daha da büyüyor.
Bu çektiğim acı, sana olan sevgimi yüceltiyor, sonsuzlaştırıyor adeta...
Bilmezdim duyguların en yücesini bu derde düşmeden önce ve
hissetmezdim hiçbir insanı böyle yüreğimde seni sevmeden önce...
Bu gece odamın duvarları haykırdı bana,
"Aptal! Bunun adı aşk." diye.
Ve susturamadım kalbimin çığlıklarını... Derken gözyaşlarım
ve hıçkırıklarım bozdu gecenin bütün o güzelim sessizliğini
ve uyandırdı beni tatlı rüyamdan.
Sen rüya idin, ben rüya idim ve yaşam koskocaman bir rüya
idi yalnızca... Beni sana bağlayansa gördüğüm rüyanın
en büyülü, en şehvetli anıydı sadece...
Biliyorum, sen beni hiç tanıyamayacaksın. Belki, hiçbir zaman
cesaretimi toplayıp konuşamayacağım seninle;
Ama senin o büyülü sevginle yaşayacağım.
Kimbilir... Belki de bir gün, bir yerde görüşmek ümidiyle...
Sonsuz Sevgiyle Kal...
Sevgiyi yüreğinden hiç ama hiç eksik etme...
İsimsiz
Ve Anlatayım Mı Sahiden ?
Ve Anlatayım mı sahiden?
İçindeki yokluğunu başka suretlere resmetmekteki ustalığımı...
Yüzümdeki sirayetsiz çirkinliğini...
Aheste gülüşlerin senli sırıtan yanlarını...
Belki de kimse sahip çıkmasın diyedir sevgili
Ayrılığına bile sadık kalışım...
Biliyorum...
Dönmezsin...
Zaten bende bir ömür bekleyemem ya seni...
Hani dönüşüne mümkün sebeplerin olsa...
Nefes olur yapışırdım dudaklarına...
Ve Çok yordu bu hayat beni sen yokken...
Kendime yakıştıramadım...
Kabul olmasından korktuğum dualarımla seni beklemeyi...
Sensizlik bana yakışmadı...
Haklısın...
En çok da onlar kanatıyor senli yanlarımı...
Sensiz Tebessümlere meyletmek...
Sesine hasret yaşarken...
Gözlerinde vurulup can çekişmeli bir hayatın koynunda senli adımlamak...
Senli yarınlara gün biriktirmek...
Haklısın...
Çayların da eski tadı kalmadı...
Bardakta durduğu gibi durmuyor melet...
Her dem seni hatırlatıyor...
Hatırlamak unutanlar içindir diyorum kendime...
Oysa kendimi bile hatırlamayacak kadar çok unutmuştum sende...
Mavi kent çocuklarının şarkılarında şahitlik ediyorum anlamını yitirmiş bir kentin köhne bir sokağında vurulmuş bir aşkın son nefes çığlıklarına...
Ölü bedenlere yaşıyor muamelesi yapan bir aşk dilencisinin ‘’Allah Seni Sevdiğine kavuştursun’’ cümlesinde bile bulamamak koyuyor seven adama...
Gizli numaraların tek şahidi olan telefon kulübelerinin ıslak camlarına bırakıyorum adını...
Her nefeste yalnızlık olup boğazımda düğümleniyor bu şehrin sensizlik kokan yanları...
Sen alıcısı bir eskici oluyorum bu kentte...
Cadde cadde seni topluyorum...
Ve kahrolsun Kadın...
Adına yokluğu yakıştıran dudaklar...
Seni bana hasret beni sana gurbet koyan şehirler...
İsimsiz