Yanıyorum
Narı cehennemden ateş almışım
Yanıyorum, tütüyorum olmuyor!
Bu ateşin sevdalısı olmuşum
Tükeniyor, bitiyorum olmuyor!
Aslımı aslına yetirdiğimde
Aslını aslımla bitirdiğimde
Aslımı aslında yitirdiğimde
Şakıyorum ötüyorum olmuyor!
Dünyanın bedeli nadir ki gülüm
Yürek paramparça, dert bölüm bölüm
Sonunda gam keder, sonunda ölüm
Doyumuna yetiyorum olmuyor!
Sakın bilmez deme kekik kokusu
Ağrılı belinde katran yakısın
Dökülmedi nasırların dokusu
Eriyorum, yitiyorum olmuyor!
Ne yarın garanti, ne bugün emin
Serveti yalancı, varlığı yemin
Arzuların arzusunu elimin
Tersi ile itiyorum olmuyor!
Hayali ıstırap, varlığı çile
Çilenin sırrını yükleyip dile
Her sabah taze bir başlangıç ile
Yeni baştan bitiyorum olmuyor!
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Hikâye İmiş
Elin cenaplığı tamam da beyim
Sırrın yamanlığı hikâye imiş
Şehir ki mezarlık, virane köyüm
Varın harmanlığı hikâye imiş.
Oğlunun şerrinden eminse ana
Boşuna değildir kurduğu bina
Yönümüz onadır, gidiş de ona
Sisin dumanlığı hikâye imiş
Gerisini dersem zoruna gider
Seni utandırır arına gider
Susayan sülükler kuruna gider
Kaşın kemanlığı hikâye imiş
Aldığın nasihat, duyduğun yazık
Yeter kendine gel, yediğin kazık
Devlet kütüğünde sicilin bozuk.
Sözün kirmanlığı hikâye imiş
Umudu yitirmiş gözleri mıhta
Akşamlar feryatta, geceler ah ta
Yavru kan içinde, baba çarmıhta
Aşkın fermanlığı hikâye imiş
Orda sazın asıp asma dalına
Orda can veriyor elif yoluna
Gurbeti yeğledin Emrah kuluna
Aşkın samanlığı hikâye imiş
Çobanoğlu’yla Kars toplarken parsa
Erzurum’da yok mu mezarlık arsa?
Toruni İstanbul, Reyhanî Bursa
İşin Narman’lığı hikâye imiş
Tanrı dağlarından inmişsin düze
Hoyrat bakışlarda gelmişsin göze
Sevda ki ne sevda olmuşsun bize
Derde dermanlığı hikâye imiş.
Cenap: Onur
Kirman: Kale, hisar
Ferman: Buyruk
Keman: İnce, düzgün kaş
Narman: Erzurum’un bir ilçesi
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
Niyetin Sarhoş Senin
Beni benim ile baş-başa koydun
Nerelerde sürtüyorsun yoldaşım
Mahsulsüz tarlada yabaya uydun
Gerçekleri örtüyorsun yoldaşım
Sitemkâre cilve yaptım bilmedi
Kaş-göz ettim, çimdik attım gülmedi
Talihime kurşun sıktım ölmedi
Her yanıma dürtüyorsun yoldaşım
Bir çatlak var kayıktaki kürekte
Tutmuyorsa riya vardır her ekte
İhtimalin sancısı var yürekte
Kainatı yırtıyorsun yoldaşım
Gözlerin doluyor, dalıyor şimdi
Dalgalar sahili yalıyor şimdi
Yalnızlık kapıyı çalıyor şimdi.
Eksilmiyor artıyorsun yoldaşım
Ne zekâtlık mal istedim azayım
Ne züğürtlük hal istedim tozayım
Hakikate yol istedim yazayım
Beni benle tartıyorsun yoldaşım
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
Gidersin
Muhannettir benim sohbetim sözüm.
Söylerim kırılır çeker gidersin.
Sanma ki sabırlı, yumuşak yüzüm
Gönlüne gam keder eker gidersin
Hoyrat bakışımla gelirsin dize.
Kışlık tohumunu ekersin güze.
Baharı ne yaptın deyince size.
Kaşını bir yana yıkar gidersin
Bir tespit yaparım alınma hemen.
İşte Bağdat şurda, şurada Yemen.
Yola çıkmamışsın gözlersin emen
Sözü boğazına tıkar gidersin
Sözü kızıştırıp ölçüden çıkar.
Yazarım diyerek çevrene bakar.
Boğaz düğümlenir, yaşların akar.
Gözünü yamaca diker gidersin.
Amirin çağırır eşin çağırır.
Ahbabın çağırır işin çağırır.
Beni de sadece düşün çağırır
Uyku baskın düşer akar gidersin.
Ne çok yakın oldun tutunabildin
Ne çok uzak oldun unutabildin
Ne bir soru sordun ne cevap bildin
Yükün yükten ağır çöker gidersin
Irmak olup ovaları süsle gel
Bir şiiri sabır ile besle gel
Unutmadan beni dahi sesle gel
Derdin Kaleliye döker gidersin
NOT: Bu şiir bir sohbetin bir yanıdır.
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ