Formaya dikilmeyerek yalnız yapıştırılmış olan şiraze. Bunlar süs niteliğinde olup, formaya dikilen şiraze kadar sağlam olmadığından makbul değildi.
Yüz yaprak; birçok yaprağın oluşturduğu çiçek şeklinde süsleme motifi. Sadberg adıyla da bilinir.
Hattatlarla kâtiplerin yazı için kullandıkları araçlar. Kalem, hokka, kalemtıraş, altlık, makta v.b. Abadanlık kelimesinden alınmıştır.
Yazmalarda sayfa sırasını belirtmek amacıyla, bir sonraki sayfanın ilk harf veya kelimesi, bir önceki sayfanın alt köşesine yazılmıştır. Bu yazıya ayak adı verilir. Çoban, murakıb, müş'ir, müşîr, müşîre veya payende de denilir. Ayrıca reddade (geri döndüren), müşahide (gözcü), ta'kibe (izleyen) ve garip kelimelerinin de bu anlamda kullanıldığı olmuştur.
Açıklamalarıyla 1053 Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimi
Ebru yapmadan önce kitrenin yoğunluğuna göre boyaların kıvamını ayarlamaya denir.
Ayırma rumilerin kullanılmadığı yerde aynı görevi yapacak şekilde kullanılırlar. Renk ayırımına yardımcı olmaları nedeniyle deseni monotonluktan kurtarıp, daha ahenkli görünmesini sağlarlar.
Süsleme terimi. Hayvanların kanat, bacak ve bedenlerinin stilize edilmiş şekillerinden oluşan ve kökeni Orta Asya'ya dayanan, çok yaygın bir Türk süsleme biçimi. Rûmî'nin üzerinden ayrı parçalarla daha ufaklarının yapılmasıyla meydana gelen şekle ayırma rûmî; rûmî'lerin birbirine geçirilmesi ile meydana gelen şekle sarılma rûmî; levha kenarlarının iç pervazlarındakilere üç iplik rûmî denilir.
Ya şekiller ya da zemin, altın ile doldurulmak suretiyle yapılan şemselere verilen ad. Yapılış şekline göre alttan ayırma şemse veya üstten ayırma şemse adım alır.
Arap harfleriyle karşılıklı yazılan yazılar. Harfler veya kelime yazıldıktan sonra simetriği de yazdırdı. Çifte vav, çifte hu, aynalı Muhammed yazıları buna örnektir. Müsennâ yazı veya çift yazı da denir.
Bir kompozisyonda deseni paftalara ayırarak, kompozisyonda daha uygun bir görünüm sağlamaya ayrılma rumi denir. Bu bölümde zemin, uygun şekilde farklı renkte boyanır. Bu görevi hemen her çeşit rumi motifi yapar.
Fasıl, bolüm. Yazmaların içindeki büyük bölümlerden her biri.
Topkapı Sarayı'nın Ayasofya'ya bakan birinci kapısına verilen ad.
Topkapı Sarayı'nın Bab-ı Hümâyûn'dan sonra gelen ikinci kapısı olup daha ziyade Ortakapı diye anılır.
Arz kapısı, taht kapısı. Topkapı Sarayı'nın üçüncü kapısı olup Enderûn ve Birûn'u birbirinden ayırırdı.
Kaplumbağa kabuğu. Sıcak suda yumuşatılarak tespih, kutu, baston, kaşık, tarak gibi eşyalar yapılır.
Bir zamanlar Bağdat'ta yapılmış kâğıtlara verilen ad. 656'da Moğolların istilâsı üzerine, kâğıtçılık Tebriz, Şam ve Mısır taraflarına göçmüştür.
Morina balığının damağından yapılan yapıştırıcı madde. Ahar yapımında kullanılırdı. Daha sonra bu maddenin yerine jelâtin kullanılmıştır. Nişasta aharının üzerine balık tutkalı çekildiğinde, kâğıtlar rutubetli bir yerde kaldıklarında yapışabilirler.
Kitap kaplarına kabartmalı süsler basmakta kullanılan kalıp.
Ayın (ع), mim (ﻡ) gibi eski harflerin satırın üstünde kalan baş tarafı.
Baş üstat, baş hoca mânasına gelir. Usta üstâdın Türkçeleştirilmişidir.
Diğer Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimleri Sözlüğü